Option two translate Turkish
148 parallel translation
Or option two :
İkinci seçenek :
Option two :
İkinci seçenek :
What's option two?
İkinci seçenek ne?
Option two :
İkinci olasılık...
Option one is we take him alive But feel free to consider option two
Birinci seçeneğimiz onu canlı yakalamak, ama ikinci seçenek de var.
And option two?
ve 2.seçenek?
Or option two, I could apologize, you could forgive me, come home, but you could still bring it up to use against me whenever we argue.
Ya da ikinci seçenek, ben özür dilerim, sen beni affedersin, eve geri dönersin... ama tartışıp durduğumuz şeyleri yanında getirip ömrün boyunca yüzüme vurur durursun.
Or option two :
Ya da ikinci seçenek.
Option two?
İkinci seçenek ne?
You want option two?
- Seçenek ikiyi ister misin?
Then there's option two... confession.
İkinci seçeneğin ise ; itiraf etmek.
Option two, get him the hell out of my life.
İkinci seçenek : Onu hayatımdan defetmek.
So much for option two.
İkinci seçeneği çok zorlaştırıyor.
Option two :
İkinci seçenek...
Option two, I work with you, and make us a lot of money.
Seçenek iki, seninle çalışırım ve çok para kazanırız.
Option one, you can help us nail these bastards... Option two, you can go to prison for fraud.
Seçenek bir, bize bu salakları yakalamada yardım edersin seçenek iki, dolandırıcılıktan hapse girersin.
Of course, if you don't have anything on patty, then option two goes away.
Tabii ki, eğer elinde Patty'yle ilgili birşey yoksa, o zaman ikinci seçenek iptal olur.
When you don't have resources and time, you're left with option two :
Kaynak ve zamanınız yoksa, ikinci şıkkı seçersiniz.
Or option two... he's rejoicing.
Ya da ikinci seçenek... Bu onu neşelendirmiştir.
- Then you're probably gonna wanna go for option two.
- Öyleyse ikincisini seçeceksin.
All right, option two...
Pekala, ikinci seçenek...
One, we can have a long, sensitive conversation about your feelings. Or option two...
Bir, duyguların hakkında uzun ve dokunaklı bir konuşma yapabiliriz ya da ikinci seçenek...
As much as I like option two, I think tonight I wanna talk.
İkinci seçeneği çok beğenmekle birlikte bu gece sanırım konuşmak istiyorum.
That was option "a." You spend much of season two wondering, "why isn't she turning?"
İkinci sezonun çoğunu dönüşüp dönüşmeyeceğini merak ederek geçiriyorsun.
This is your option. You got two.
İşte seçenekleriniz : iki tane var.
I got a two-year option for $ 40,000.
40.000 dolardan iki yıl opsiyonum var.
It was then I knew the only option was to separate you two immediately.
Derhal sizi ayırmanın tek seçenek olduğunu biliyordum.
Which leaves option number two :
O zaman ikinci ihtimal doğrudur.
Two, three days at a time is an option?
Sanki hayatta iki, üç kere mümkünmüş gibi.
Okay, option number two – a fabulous mechanical coin sorter.
Tamam, iki numaralı seçenek : ... harika mekanik bozuk para ayırıcı.
I choose option C where you two get me a tutor.
Ben seçenek C'yi seçiyorum siz ikinizde benimle özel olarak ilgileniyorsunuz.
Don't tell me'cause I'm guessing that you pick option number two.
Söyleme. İkinci seçeneği kabul ediyorsun.
First time I got busted, judge gave me the option... two years in the Army or two years in Huntsville.
İlk yakalandığımda hâkim iki seçenek tanımıştı. Ya iki sene orduya katılacak ya da iki sene hapiste yatacaktım.
What's option two?
2. seçenek ne?
Phases Two and Three are no longer an option.
Aşama iki ve üç, artık seçeneklerimiz arasında değil.
There's always option number two.
Ya da ikinci seçenek.
Okay, what's option number two?
Tamam, ikinci seçenek nedir?
This can only end two ways, and jail is your best option.
Bu iki şekilde son bulabilir, ve hapisane senin en iyi seçeneğin.
Which brings us to option number two.
Ki bu da bizi ikinci seçeneğe yöneltiyor.
unfortunately, I have no other option than to pronounce the two of you...
Maalesef üzülerek şunu ilan etmekten başka seçeneğim kalmadı...
We need capitalization to move forward which means that phase two is not just an option, it's all we've got.
Eğer yolumuza devam edeceksek finansöre ihtiyacımız var. Bu demek oluyor ki Aşama 2 seçenek değil tek yolumuz.
But seeing as throwing in the towel is not an option that leaves us with a total of two choices.
Ama vazgeçmek gibi bir şansımız olmadığı için toplamda iki seçeneğimiz var.
One, two, three. Hey, at this point, removing the source of infection is our best option.
Bu noktada en iyi seçenek, enfeksiyonun kaynağını yok etmek.
I've spent two months working in your shitty restaurant, where the fish comes from a canal and the chef pisses in the vegetarian option.
Senin boktan restoranında 2 ay çalıştım balıklar kanaldan geliyordu ve şef sadece vejeteryan yemek veriyordu
Or you can calm down and walk away. Option number two is a limited time offer.
İkinci seçeneğiniz, sınırlı süre için geçerlidir.
I'll take option number two.
İkinci seçeneği seçiyorum.
Option two - -
İkinci seçenek :
Now, a judge would rarely put a child into the custody of two people not together, unless there was really no other viable option.
Pekala, hakim birlikte olmayan iki insana, çok nadir, bir çocuğun sorumluluğunu verir. Eğer ortada gerçekten uygun bir seçenek yoksa.
And then option number two is a hat that you put on. - And then the third one - and this is the best one - is a hat for your worm. And when you do that, you look like maybe you're a worm.
İkinci seçenek olarak da, taktığında belki solucana benzediğin bir şapka.
Option number two - - you are secret pals with Michael Westen, whose nefarious dealings brought Russian terrorists to Miami.
İkinci seçenek - - Yanlış müzakereler nedeniyle Rus teroristlerin... Miami'ye gelmesine neden olan Michael Westen ile dostsun.
To stop the power transfer, So our only option Is to sever the link between the two ships.
Enerji aktarımını durduramayacağız gibi görünüyor, yani tek seçeneğimiz iki gemi arasındaki bağlantıyı koparmak.
two hours later 53
two and a half men 29
two hours 343
two hours ago 92
two weeks later 82
two weeks ago 326
two months later 53
two years later 88
two years ago 477
two hearts 28
two and a half men 29
two hours 343
two hours ago 92
two weeks later 82
two weeks ago 326
two months later 53
two years later 88
two years ago 477
two hearts 28
two months ago 182
two more 130
two beers 79
two days ago 368
two o'clock 76
two arms 16
two seconds 191
two thousand dollars 17
two hands 45
two years 509
two more 130
two beers 79
two days ago 368
two o'clock 76
two arms 16
two seconds 191
two thousand dollars 17
two hands 45
two years 509
two and a half 63
two thousand 72
two weeks 445
two people 83
two men 105
two minutes 637
two brothers 30
two sugars 100
two tickets 43
two words 186
two thousand 72
two weeks 445
two people 83
two men 105
two minutes 637
two brothers 30
two sugars 100
two tickets 43
two words 186