Search her translate Turkish
1,173 parallel translation
- We'll search her bar.
- Barını arayacağız. - Kontak lensler mi?
Hold her tight while I search her pockets for our money.
Ceplerinde paramızı ararken onu sıkı tut.
I search her apartment for a fucking rubber.
Dairesinde prezervatif aradım.
- Search her and take off the cuffs.
Üstünü ara, kelepçeleri de çıkar. Tamam.
We could search the ship centimeter by centimeter, but that wouldn't do much good.
Gemiyi her santimetresini tarayabiliriz, ama bu iyi olmayacaktır.
"The premises, occupant." A search...
"Her tarafı darmadağın ettiler." Arama emri...
The next morning, after her parents left Matilda set off in search of a book.
Ertesi sabah, ailesi gidince Matilda kitap arayışına başladı.
For the rest of you, in the Trial Division or on the Executive Staff, if a cop or a detective needs a search warrant at 3 A.M.. you're to type it up... go to the judge's house, pull him off his wife or whoever else he's on top of... and get it signed.
Geri kalanlarınızsa, Mahkeme Bölümü'nden ya da idari işlerde olanlarınız ise gecenin üçünde bir polis ya da dedektifin arama iznine ihtiyacı olursa kalkıp izni yazacak ve bir yargıcın evine gidecek adamı karısının ya da her kimin üzerindeyse oradan çekip belgeyi imzalatacaksınız.
We'll have to search both without raising suspicion or altering the timeline ourselves.
Her ikisini de aramamız gerekecek, şüphe çekmeden, ve zamanın akışını değiştirmeden.
I got a full-scale water search already underway.
Her şeyimizle suyu araştırıyoruz.
You care enough about your patients to search for the truth no matter what.
Her ne olursa olsun doğruyu aramak için yeterince hastalarını önemsiyorsun.
We'll search out every place a sick, twisted, solitary misfit might run to.
Hastalıklı, sapkın, ucube manyağın tekinin gidebileceği her yeri arayacağız.
And so, with the help of the jungle king's big, grey... peanut-loving poochie, George and Ursula set out... on a desperate search to find her fianc- - uh, that guy she was with- -
Ve George'un büyük gri sevimli... köpeğinin yardımıyla, George ve Ursula... nişanlısını birlikte olduğu adamı aramaya gitti
And you came to Burkinwell to help her search for them?
Ve sen Burkinwell'e gelip ona gerçeği bulmasında yardımcı olmak istedin?
You're free to search the place, but she's not here.
Her tarafı arayabilirsin, ama burada değil.
Each has come in search of the healing secrets of the Amazon.
Her biri Amazon'un iyileştirici sırlarını aramaya geldi.
By keeping her partner hungry... the female forces him to continue his search for food.
Dişi, eşini aç tutarak erkeği, yiyecek arayışına devam etmek zorunda bırakır.
Fiending for friendship, for peace, he will search everywhere.
Arkadaşlık, barış için düşkünleştikçe bunu her yerde arayacaktır.
We'll search every crevice, every ravine!
- Her taşın altına bakın!
If you would collect all the nuns, sisters and schoolgirls in the chapel, my men could search everywhere else.
Bütün rahibeleri ve öğrencileri toplayıp şapele götürürseniz adamlarım diğer her yeri ararlar. Siz de tehlikede olmazsınız.
A goddess, rising through the sky and the stars... in search for her dear son.
Mucize değil, bilim.
Search everywhere, upstairs too.
Her yeri araştırın, yukarısını da.
Search everything.
Her yeri arayın.
Set up checkpoints at a 20-mile radius, and search all the way down to the ocean.
20 Mil çapinda kontrol merkezleri kurun, ve okyanusa kadar her yeri arastirin.
I want an organized search of every level, starting with the empty quarters.
Boş bölgelerden başlayarak, her seviyede teşkilatlı bir arama istiyorum.
We're gonna register as man and wife and then we're gonna get shown to a cabin and we're gonna search every inch of that place inside and out.
Sadece kayıt yaptıracağız, karı-koca olarak ve sonra odamıza gireceğiz ve daha sonra içerinin ve dışarının her santimetresini araştıracağız.
You'll have to search someone for her too.
ona da birini bulman lazım.
We will travel to another part of space, search for new prey as we have always done.
Uzayın başka bir bölgesine gideceğiz, ve her zaman yaptığımız gibi kendimize yeni avlar arayacağız.
Divert all White Stars in that area to search for her.
Tüm Ak Yıldızları arama-kurtarma operasyonu için bölgeye gönder.
Hey... might be better if you hold her and I search.
Hey... Bence onu ben ararken senin tutman daha iyi.
Search every fucking inch.
Her deliğe bakın!
I'm the captain So climb aboard We'll search for tomorrow On every shore
İçine tırmanan kaptanım Yarını arayacağız her kıyıda
On board I'm the captainSo climb aboard We'll search for tomorrow
İçine tırmanan kaptanım Yarını arayacağız her kıyıda
After a search that took in the entire bay police have found no sign of supermodel Darci Mason or her captor, the Toyman.
Körfezdeki aramalarda polis süper model Darci Mason'ı veya onu kaçıran Toyman'i bulamadı.
You can search everywhere for answers.
Cevapları her yerde arayabilirsiniz.
Paladin went to search for her.
Paladin, onu aramaya gitti.
So every night, he moves his stash from one house to another so that the cops can't get a search warrant in time to snatch him.
Aynasızlar ona suçüstü yapmak için arama emri çıkartmasınlar diye, her gece bir evden başka bir eve "zula" sını taşıyor.
Search through everything thoroughly.
- Her yere dikkatle bak.
They were desperate men willing to perish in search of one big strike every prospector dreamed of.
Her şeyi göze almışlardı. Her altın arayıcısının düşü, altın damarı için canlarını verirlerdi.
"Officers are to search the premises and seize any videos... which could be classified as obscene materials." I give up.
Görevliler bina ve müştemilatını arama ve müstehcen olarak atfedilebilecek her tür materyale el koyma hakkına sahiptir. "
"The search party claimed that the stench of death was still thick" "and whomever had taken the bodies had done so in a matter of hours."
Ölümün kokusu hala yoğun biçimde duyulabiliyordu ama cesetleri alan her kimse bunu birkaç saat içinde halletmişti. "
But every time I got there, they'll search me thoroughly.
Ama her oraya gidişimde üstümü arıyorlar.
The code word is Lizland. - Use search engine and hard copies.
Parola "Lizland", Her temaya göre düzenlenir.
We search fast and thorough, in pairs.
Çiftler halinde, hızla her yeri arayacağız.
I'm gonna search high and low for your mother.
Annenizi her yerde arayacağım.
Most of his life has been spent wandering the globe, Most of his life has been spent wandering the globe, in search of food, but every year, there is an interruption to this nomadic life.
Yaşamlarının çoğu dünyayı dolaşmakla geçer, yiyecek arayışında, ancak her yıl, göçebe hayatında bir ara olur.
Well, Dimitri, every search for a hero must begin with something that every hero requires... a villain.
Evet, Dimitri, kahraman arayışı her kahraman için gerekli oIan bir şeyle başlar... bir düşmanla.
Every search for a hero must begin with something that every hero requires... a villain.
Kahraman arayışı her kahraman için gerekli olan bir şeyle başlar... bir düşmanla.
Every search for a hero must begin with something that every hero requires...
Kahraman arayışı, her kahraman için gerekli olan bir şeyle başlar...
I'm gonna have the CIA cavity search you all.
CIA'in bundan haberi olunca her yerde aranıyor olacaksınız.
The harrowing search came to a tragic end about 9 : 20 P.M., when police discovered Buckner's body at her Wicker Park apartment.
Polis araştırması saat 21 : 20'de trajik bir şekilde sona erdi.
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hernandez 57
hermano 85
here you go 5858
heroes 83
hero 275
heroine 19
hers 94
hermes 98
here we go 9033
hernandez 57
hermano 85
here you go 5858
heroes 83
hero 275
heroine 19
hers 94
herring 17
here we go again 374
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264
here it is 2313
here we go again 374
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264
here it is 2313