Send him home translate Turkish
230 parallel translation
Send him home, darling.
Onu eve gönder hayatım.
They should send him home.
Neden buradaki?
We were going to send him home when we heard about the accident.
Onu eve göndereceğimiz sırada kazayı öğrendik.
Put his head under the pump and send him home.
Kafasını soğuk suyla yıkayıp evine gönderin.
I might send him home... ... with his appearance altered.
Görüntüsünü degistirip evine yollayabilirim.
- Send him home.
- Onu eve yollayın.
Just send him home.
Eve yollayın.
Send him home to clean out his cage.
Onu evine geri gönder, tamam mı?
- I'll send him home.
- Ben onu eve gönderirim.
Give him this money for a carriage and send him home
Ona araba için bu parayı ver ve onu eve gönder.
- Send him home. - I was nobody here.
Hayır, Senyor Şerif, suçlu değilim.
Send him home, Henry.
Şunu evine yolla, Henry.
First appearance - send him home for a test attendance for whatever good that'll do!
İIk ortaya çıkışın - devamlıIık testi için eve gönderin ne kadar işe yarayacaksa artık!
You know, I remember when we used to slap a guy like that in the head, throw him a beatin', send him home cryin'to his mother.
İşe bak, bunun gibilerin kafasına vurduğumuz zamanları hatırlıyorum... bir güzel pataklayıp, ağlatıp, annesine yollardık.
I pray send him home.
Yalvarırım onu eve gönder.
He's gonna stomp that dude in the ground. Send him home in a little box.
Hayır, sadece o sersemi paçavraya çevirip, paket hâlinde evine yollayacak.
I promised him they wouldn't send him home in a body bag.
Onu Teksas'a ceset torbasında göndermeyeceğime söz vermiştim.
Give him antibiotics, send him home.
Antibiyotik ver, evine yolla.
We brought Dear Johnny back from the dead and it's up to us to send him home
Sevgili Johnny'yi ölümden döndürdük ve onu evine yollamak bizim elimizde.
Send him home.
Evine yolla.
OH, PLEASE, WON'T YOU SEND HIM HOME?
Lütfen, onu eve yollar mısın?
I PRAYED TO GOD TO SEND HIM HOME.
Onu eve göndermesi için Tanrı'ya yalvardım.
Send him home and let him return with a lawyer.
Onu eve gönderin. Avukatla dönsün.
Why don't you send him home?
Neden sadece onu evine göndermiyorsun?
Send him home.
Evine gönder.
I'll send him home.
Onu evine göndercem.
- I'm not letting you go back. You take care of Oliver or you send him home with me to be killed.
Oliver'a bakar veya öldürülmesi için onu benimle geri gönderebilirsin.
- Want me to send him home?
- Onu eve geri mi yollayayım?
They're gonna send him home tomorrow, but you should have seen him lying there, all black and blue.
Yarın eve yollayacaklar. Ama onu orada mosmor halde yatarken görmeliydin.
Do we send him home?
Onu eve gönderelim mi?
Or we could just send him home with a defibrillator.
Veya onu elinde bir defibrillator la eve gönderebiliriz..
Send him home, Vinny.
Evine gönder onu Vinny.
I guess I'll just fly to France with Scottie wait till he poos the coins out and send him home.
Herhalde Fransa'ya Scottie'yle gideceğim paraları çıkardıktan sonra onu eve göndereceğim.
Send him home to his ruins, put him out to pasture?
Hiçbir şey olmamışcasına onu şatosuna gerimi gönderelim?
I ´ ll send him home afterwards.
Onu sonra eve gönderirim.
- Are they gonna send him home?
- Onu gerçekten eve mi gönderiyorlar?
I should have told him to tie her to a mule and send her home.
Ben bir salağım. Onu bir katıra bağlayıp eve göndermesini söylemeliydim.
If you take my advice. You'll go home and wait for him to send you his code address.
Tavsiyemi isterseniz, bence eve gidin ve size adresini göndermesini bekleyin.
Probably won't be enough left of him to send home.
Muhtemelen cesedini eve gönderemeyiz, paramparça olmuştur.
I don't want to send him back to an unhappy home, but we're grandmothers.
Onu mutsuz bir eve geri göndermek istemiyorum ama hepimiz büyükanneyiz.
This Viktor Rosta, he must've pissed off quite a few commissars for them to send someone all this way just to babysit him home.
Şu Viktor Rosta, yurduna götürülmesi için özel birini gönderdiklerine göre birkaç kişiyi çok kızdırmış olmalı. Suçu ne?
Send him a VHS home video recorder.
- VHS video.
When I get home, I'll send him back to the mortuary.
Eve döndüğümde... onu mezara gömeceğim.
Give him some money and send him back home.
Biraz para verin ve siktir edin, gitsin!
When the evening came, the apostles asked him to send the crowd home, or to the surrounded villages to find food and shelter. And he said "Why don't you feed them?"
Akşam olduğunda havariler... ondan halkı evlerine, ya da yemek ve sığınak bulmaları için kuşatılmış köylerine... göndermesini istediler.
- Uh, why they send him home?
Peki neden eve yolladılar?
Send him home.
Onu evine gönderin.
I will send Bart the money to fly home then I will murder him. No.
Eve dönmesi için Bart'a para göndereceğim, sonrada öldüreceğim.
He's gonna get up to Psych, and they'll send him right back down and he'll go home.
Psikiyatri'ye gidecek, oradan da evine.
So it is fitting that we send him off today in the place he liked to call home.
O yüzden bugün onu "evim" dediği bir yerden uğurlamayı uygun gördük.
He was arrogant and impossible and eventually they simply had to send him to some other home.
Kibirli ve çekilmezdi ve sonunda onu başka bir eve göndermeleri gerekti.
send him back 23
send him in 206
send him up 31
send him away 32
home 1821
homer 1748
homes 211
homework 149
homeland 50
homey 175
send him in 206
send him up 31
send him away 32
home 1821
homer 1748
homes 211
homework 149
homeland 50
homey 175
homecoming 21
homemade 43
homeless 99
homesick 24
home sweet home 121
homeboy 89
homer simpson 114
home invasion 31
home mom 34
home run 51
homemade 43
homeless 99
homesick 24
home sweet home 121
homeboy 89
homer simpson 114
home invasion 31
home mom 34
home run 51
home at last 16
home again 38
home secretary 33
homeland security 122
home dad 33
homeless guy 17
home away from home for diplomats 21
send it 64
send it to me 23
send me back 30
home again 38
home secretary 33
homeland security 122
home dad 33
homeless guy 17
home away from home for diplomats 21
send it 64
send it to me 23
send me back 30