She is fine translate Turkish
448 parallel translation
I mean she's smart, and she is fine.
Demem o ki, akıllı ve iyi bir kız.
She is fine.
O iyi.
She is fine?
O iyi mi?
She is fine.
O gayet iyi.
Yes, she is fine.
Evet iyi.
Look at that island mama. She is fine.
Şu adalı yavruya bir bak adamım.
She is fine too - We had quarreled just this morning.
O da gayet iyi. Sabahleyin biraz tartıştık da.
She definitely fell. But why is she perfectly fine?
Düştüğüne eminim, nasıl sağ salim kalkabildi?
Well, gee, I don't know how fond she is of me... but I think she's a fine girl.
Tanrım, benden hoşlandığını bilmiyordum ama bence iyi bir kız.
Looks like Alice is going to get married, and I think she'll be very happy because we just met the boy you sent her and he looks fine.
Görülüyor ki Alice evlenecek, bence çok da mutlu olacak... çünkü ona gönderdiğin delikanlıyı az önce gördük, iyi birine benziyor.
Now your sister is a fine woman, Noah, but she must find out the kind of man she's married to.
Ablan iyi bir kadın, Noah. Ama nasıl bir adamla evli olduğunu bilmeli.
Miss Denver, she's the young one there, she ain't his daughter. And Miss Fleuretty dad-blasted fine figure of a woman that she is... -... well, she ain't exactly- -
En gençleri olan Bayan Denver, onun kızı değil ve Bayan Fleuretty, oldukça da hoş bir bayan kendisi, o da tam olarak- -
- She is doing fine.
- Çok iyi.
Either the young lady is innocent, in which case everything is fine or she is guilty, in which case I will sell you my gun at a very reasonable price.
Eğer genç hanım masumsa her şey yoluna girer. Masum değilse, silahımı sana satarım. Hem de makul bir fiyata.
"I'm delighted with my little girl, and I can see that she is a fine child, straight of limb, quick of mind."
"Küçük kızımla birlikteyken çok memnundum, ve onun iyi bir çocuk olduğunu görebiliyorum, tüm uzuvlarıyla, zekasıyla."
- Now tell me, how is your mother? - She's fine.
- Şimdi söyle, annen nasıl?
She is a fine ship. She's ready to sail.
Denize açılmaya da hazır.
"And life is fine "'cause she understands
Hayat güzel Ve o beni anlıyor
All right, she's one of us We'll each do our job Fine!
Peki, o da bize katılabilir herkese iş düşecek tamam
She'll do just fine.
İyi bir iş çıkaracak.
Just to see if she really is a fine commodity, let me touch her.
Gerçekten iyi mal mı görmem için dokunmama izin ver.
She's fine Jake, Mary Ann is up at the house.
O iyi Jake, Mary Ann onunla birlikte.
- Miguel, how is she? - Fine.
- Miguel, o nasıl?
They're fine with her, she loves them and is like a mother to them.
Çok istiyorum. - Onlar için anne gibi.
Fine, tell me then How important is she to you?
Peki öyleyse, Söyle o zaman O senin için.... ne kadar önemli?
Jane is almost too tall, but otherwise she's fine.
Jane aşırı derecede uzadı, ama bunun dışında iyi.
- Can you tell me how she is? - She's fine.
- Bana nasıl olduğunu söyler misiniz?
Here is fine, let's see what she has.
Burası iyi, bakalım neleri varmış.
She's gonna be convicted and I'm afraid the fine is going to be real severe.
Suçlu bulunacaktır ve bence cezası çok daha ağır olacak.
She's gonna be fine. This man is a major quack.
Bu üçkağıtçı iyi bir doktordur.
As fine as she is, she doesn't have to know how to sing.
Öyle göründüğü sürece şarkı söyleyemese de olur.
I can only think of how I am now. Now I'm fine. - Is she better off?
Okula gitmedim ki,... ancak şu anki halime bakabilirim, şu anki halim iyi, diyor.
She's just fine as she is.
Tampopo olduğu gibi iyi!
She's fine as she is.
O, olduğu gibi iyi!
Is she dating a Fine Arts student?
Söyle bakalım ufaklık. Claudia Güzel Sanatlardan biriyle çıkıyor mu?
SHE SAID, "HEATHCLIFF IS A LOVELY BOY " AND DOING FINE IN MATH NOW " BUT HE'S STILL COMING FOR DINNER EVERY NIGHT.
" Heathcliff harika bir çocuk ve şu an matematiği çok güzel, ama hala bana yemeğe geliyor.
She's pretended for so long that everything's fine, but you can see clearly how... how lost she is.
Çok uzun zamandır her şey yolundaymış gibi davranmış. Ama onun ne kadar çaresiz olduğunu görebiliyorsunuz.
She is a fine girl, that one.
Gerçekten çok iyi bir kızdır.
- How is she? Fine.
Nasıl?
Carla is a fine woman and a good friend. Actually, she's neither.
Aslında ikisi de değil.
She just makes me smile so. She's a fine, um, pig, is what she is.
Domuzun çok sevimli.
The answer is, "She's doing fine."
... cevabı, "Gayet iyi."
But to answer the question "How's she doing now?" The answer is, "She's doing fine."
"Marcy şimdi nasıl?" sorunuzun cevabı "Gayet iyi!"
How is she and is she fine?
Nerde o iyi mi?
- Yes, she does fine work.
- Evet, iyi bir iş yapıyor.
Suddenly she seems to be part of our lives, which is fine.
Bu çok güzel, Bir anda hayatımızın bir parçası haline geldi.
alice is here. She's absolutely fine.
Alice burada.O kesinlikle iyi.
She is fine.
- Kız temiz.
But the thing is, she's really doin'fine.
Ama önemli olan, onun gerçekten iyi olması.
- He or she is going to be just fine.
- Oğlun ya da kızın iyi olacak.
She's fine, she is just hanging on.
İyi, uğraşıyor işte.
she is my sister 22
she is very beautiful 18
she is beautiful 76
she is pretty 34
she is mine 31
she is 1880
she isn't 158
she is hot 33
she is nice 18
she is my daughter 29
she is very beautiful 18
she is beautiful 76
she is pretty 34
she is mine 31
she is 1880
she isn't 158
she is hot 33
she is nice 18
she is my daughter 29
she is amazing 19
she is a woman 24
she is my wife 30
she is crazy 20
she is good 37
she is not here 20
she is gone 33
she isn't here 44
she is dead 73
she is not 72
she is a woman 24
she is my wife 30
she is crazy 20
she is good 37
she is not here 20
she is gone 33
she isn't here 44
she is dead 73
she is not 72
she is right 38
she is alive 24
she is here 40
she is sick 17
she isn't dead 20
she is now 20
she is great 21
is fine 105
she is alive 24
she is here 40
she is sick 17
she isn't dead 20
she is now 20
she is great 21
is fine 105