English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / So late

So late translate Turkish

5,031 parallel translation
It's so late.
Geç oldu bayağı ya.
But why are we coming here so late?
İyi de neden bu kadar geç saatte geliyoruz?
I apologize for calling so late, but I was hoping you could grant me an arrest warrant tonight.
Geç saatte aradığım için özür dilerim, ama bu gece bir tutuklama emri çıkarmanızı umuyorum.
Sheldon, what are you doing here so late?
Sheldon, bu saatte burada ne işin var?
Sorry we're so late.
Geç kaldığımız için kusura bakmayın. Bernadette işten çıkamadı.
- Um, what brings you to this restricted hallway so late at night?
Gecenin bu saatinde bu sınırlı koridora neden geldin?
You're home so late.
Geciktin.
- Why are you coming out so late?
Gelmişsin çok şükür!
Why is Spyros so late?
Spyros neden bu kadar gecikti?
So late, you didn't come home.
Fazlasıyla geç ; eve gelmedin.
You gave birth to Tan so late.
Tan'ı geç bir yaşta doğurmuşsunuz.
What are you doing here so late?
Bu saatte ne işin var burada?
Sorry to... bother you so late.
Bu kadar geç bir saatte sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim.
I'm sorry I'm so late
Üzgünüm, geciktim.
I'm sorry to bring you so late to the party, but...
Sana bu kadar geç haber verdiğim için üzgünüm...
I... didn't realize it was getting so late.
O kadar geç olduğunu fark etmemiştim.
It's so late.
Çok geç kaldın.
I ordered your favorite, you know, and I just, I thought we'd have a romantic dinner, but I didn't know you were going to be getting home so late.
Düşündüm ki, romantik bir yemek yeriz, ama eve bu kadar geç geleceğini bilmiyordum.
Thanks for coming in so late.
- Bu kadar geç saatte geldiğin için sağ ol.
Why are you so late?
Neden bu kadar geciktin?
Hey, guys. Sorry I'm so late.
Selam beyler, kusura bakmayın geciktim.
And the speed, because you deployed so late, it was like flashing through a 20-story building in one second.
Ve hız. O kadar hızlı indin ki, 1 saniyede 20 katlı bir binadan düşmüş gibiydin.
Sorry I'm so late.
Özür dilerim geç kaldım.
I am so late.
Çok geciktim.
Sorry to call so late, but a horse just crossed my desk.
Bu saatte aradığım için kusura bakma ama karşıma bir at çıktı.
I'm sorry it's so late, I...
Üzgünüm, çok geç ama...
I'm so late for work.
İşe geç kaldım.
And I'm running a little late, so...
Biraz geç kaldım, yani bu yüzden...
So I promised myself, no matter how late she is... just to take some deep breaths and stay calm.
O yüzden kendime söz verdim ; ne kadar geç kalırsa kalsın derin nefesler alıp sakin olacağım.
We're so sorry we're late.
Geciktiğimiz için özür dileriz.
I'm sorry I came so late.
- Bağışlayın, geç kaldım.
So, it's a little late to be asking me now!
O yüzden biraz geç oldu şimdi soruyorsun bana!
And some hot jazz was going, so I stayed late.
Hot Jazz çalıyordu. O yüzden geç saate kadar kaldım.
It is late. She is tired. And you were so stern.
Geç oldu, yoruldu artık.
But I'm only a day late and I-I didn't even think that it would show up on a test so soon.
Ama sadece bir gün gecikmem var, testte bu kadar erken görüneceğini düşünmemiştim.
Look, I'm- - I'm already late to my brother's shower, so- -
Bak, ben- - zaten geç kaldım abimin partisine, bu yüzden- -
So families with young sons should remain vigilant, and we ask that if anybody saw Andy Taffert late at night... or anytime... with someone fitting the suspect's description we ask that you call St. Louis FBI immediately.
Yani genç çocukları olan aileler tetikte olmalı ve biri Andy Taffert'ı gece geç saatte- - veya herhangi bir zamanda- -... şüphelinin tanımına uyan biriyle beraber gördüyse derhâl St. Louis FBI'ı aramanızı rica ediyoruz.
I'm late. Whatever I say will be an excuse, so... let's start our dinner.
Ne desem bahane gibi olacak o yüzden yemeğe başlayalım.
And I'm late to class, so I'm just going to- -
Derse geciktim. Bende tam gidiyor-- -
You'll be working late anyhow, because you're so committed to the welfare of this hospital.
Her nasılsa geç saate kadar çalışacaksın, çünkü bu hastanenin iyiliğine kendini adıyorsun.
So now I'm ten minutes late, and you just wasted another five.
O yüzden şimdi 10 dakika geciktim, sen de beş dakikamı daha çaldın.
He's so like my late dad.
Rahmetli babama ne kadar benziyor ya.
He's so like my late dad. A carbon copy.
Rahmetli babama öyle benziyor ki Aynısı.
He's so like my late dad.
Rahmetli babama ne kadar da benziyor ya.
I'm... I'm so sorry we were late.
- Geç kaldığımız için çok özür dilerim.
So even though it's little late...
Çok geç kalmış bile olsam...
They'd be up late, so I was up late.
Geç saate kadar ayakta kalırlardı, tabii ben de öyle.
So I found three late'80s Olds in the system.
Sistemde 80'lerin sonunda üretilmiş Old'ardan üç tane buldum.
I'll be back pretty late so the deal is, you're not going to leave the apartment, right?
Ben epey geç döneceğim o yüzden evden dışarı çıkmayacaksın, anlaştık mı?
Thank you so much for coming, we're running late, so...
Geldiğin için çok teşekkürler. Geç kalıyoruz.
I'm so sorry I'm late.
- Geç kaldığım için çok özür dilerim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]