So there you are translate Turkish
1,567 parallel translation
So there you are totally wrong, sweetheart.
İşte görüyorsunuz, bu yanlış bir hareket tatlım.
Deanna, there are so many other people here who need you...
Deanna, sana ihtiyacı olan daha pek çok insan var...
So there are these multiple paths that you can trace whereby these interrogators'techniques go through this global migration, through Afgan, to Iraq, from Guantanamo directly to Iraq.
İşte karşınızda, bu sorgulama tekniklerinin dünyanın dört bir yanına nasıl göç ettiğinin, Afganistan'dan Irak'a ve Guantanamo'dan direk Irak'a nasıl geçtiğinin izini sürebileceğiniz birçok yol bulunuyor.
So I'm living alone now, and it's nice, but I tell you, there are so many new people in this building,
Bu yüzden artık yalnız yaşıyorum ki çok güzel bir şey ama apartmanda birçok yeni insan var... -... ve Bay Sprinkles'la ben...
Yeah, there are so many fish out there you could walk on them I just didn't want to bother you.
Evet, üzerlerine basacak kadar çok balık var sizi rahatsız etmek istemedim.
So, there are some things you don't have an opinion on, then?
Demek üzerinde fikir üretmediğin şeyler de var?
Apparently, there are only 12 interesting people in London, and so it will have to be a very tiny gathering, as you can imagine.
Görünüşe göre Londra'daki ilginç insan sayısı 12'ymiş bu yüzden ufak bir toplantı olacak
I hear all the coolest cats and kittens are going to be there, so if you're hoping to get a good seat, I'd sashay in early.
Duyduğuma göre en havalı kedi ve kedi yavruları orada olacaklarmış. Yani iyi bir yer kapmak istiyorsan erken gelmeni öneririm.
There's grief, there's joy, there's anger... there are so many emotions, you just have to figure out a way to sort through them.
Acı olacak neşe olacak öfke olacak Daha yüzleşmek zorunda olduğun bir sürü duygu var
You don't want your little girl to end up with me, so you're just trying to show her that there are other choices out there.
Küçük kızınızın benimle takılıp kalmasını istemiyorsunuz. Bu yüzden etrafta başka seçeneklerin de olduğunu gösteriyorsunuz.
Hey, up here. So okay, what are you saying there?
Yukarıya bak!
SO... THERE YOU ARE.
Onun için çizmiş.
So is there any chance that you would rather catch the boy's murderer than the wealthy fellow's murderer, so you have decided that they are one and the same?
- Yani zengin adamın katili yerine çocuğun katilini yakalamayı tercih ediyor olabilir misin? Bu yüzden ikisinin aynı olduğuna karar verdin.
In two weeks, there's going to be a trial, and I'm gonna do what I was chosen to do, and so are you.
İki haftaya duruşma başlayacak. Ve yapmak için seçildiğim şeyi yapacağım. Sen de öyle.
According to this, there's no mistake that you are the Second Kira, but it's so clear-cut that I don't want to believe it.
Kanıtlara göre, İkinci Kira'nın Bayan Misa olduğu açık ; fakat kanıtlar o kadar açık ki, buna inanmak istemiyorum.
It's built so you can't see it from the outside, but there are two helicopters on the roof.
Öyle bir şekilde inşa edildi ki, dışarıdan çatıyı gözetleyemezsin. Ayrıca çatısında iki tane helikopter var. Ne?
Are you sure that she too... there is so much love in her eyes, anwar.
Onun da seni sevdiğinden emin misin? Onun gözlerinde büyük bir aşk var Anwar.
Just so you know, there's two mortgages on it and the property taxes are $ 50,000 a year.
Ama şunu da söyleyim, kredi ve vergi ödemesi yıllık 50.000 $.
So are you, uh, are you getting a little thing in there?
Peki, sende bir şeyler mi oluyor?
There are so few dead sea fragments left in the world, it would be a pity if you crushed this one.
Dünyada bu deniz canlısı fosillerinden az sayıda kalmıştır, Buna zarar vermen hoş olmaz.
But if you give up now, there are so many memories that could be lost to you.
Ama şimdi bırakacak olursan birçok anını kaybedebilirsin.
There are so many drivers come and go, you know?
Çok şoför gelip geçiyor biliyor musun abi buraya.
In some way, it is wonderful because there are so many of you
Bazı açılardan bu harika bir şey, çünkü sizden çok var.
If you are so straight, why are you there with a guy?
Sen bu kadar heteroysan, o zaman bir erkekle ne işin var?
Oh, yeah, it is, but there are only six people on the planet who can make this chord, so it's okay, and lucky... for you, I am one of them.
Bunun hile yapmak olduğunu sanıyordum. Evet, öyle ama gezegende bu akoru basabilen sadece altı kişi var... onun için sorun değil...
There are so many colleagues waiting for your return, why don't you persevere for a bit longer?
Arkadaşların dönmeni bekliyor, neden biraz dişini sıkmıyorsun?
There's only one road out, and the jungle is under constant patrol by police 24-7, so, again, where are you going to go to, Alex?
Tek bir çıkış yolu var. Ve orman 7 / 24 polis kontrolünde. Tekrar soruyorum.
You think there are other reasons why your son is so unhappy?
Oğlunun bu denli mutsuz oluşunun başka bir sebebi olamaz mı peki?
So, you realize there are seven-year-olds that can do this, right?
Yani bunu yapabilen 7 yaşındakiler olduğunun farkındasın, değil mi?
- There are so many opportunities that you could look and see what's going on.
- Gözünü açıp iyice bakarsan - neler olduğunu görürsün!
There are so many things I've been wanting to ask you.
Sana sormak istediğim o kadar çok şey var ki.
I know, I know, it's just that most of the planets that are in the Replicators'path are people that we've had almost no contact with, so I need you and Teyla out there as much as possible.
Biliyorum, biliyorum, sadece Çoğalıcıların yolu üzerindeki gezegenlerin çoğuyla iletişimimiz yok, yani sen ve Teyla'yı orada en kısa zamanda istiyorum.
You've been a NOC for so many years, there are very few people who actually know you.
Seneler boyunca dışarıdaydın. Seni tanıyan çok az kişi var.
So just go anywhere safe and I'll meet you there. What are you talking about?
Sadece güvenli bir yere git ve orada beni bekle.
So are you sure there isn't anything I can get for you?
- Istediginiz baska bir sey var mi?
Oh, so you are agreeing that there are exceptions to your rules.
Senin kurallarına karşın istinalar olduğunu kabulleniyorsun.
There are so many cohabitating with you.
Birçoğu sizinle birlikte yaşıyor.
So... there you are
Ve şimdi buradasın.
There are complicated issues in this situation that you need to know nothing about, except that their complexities are so complex, it makes this shallow conversation absurd.
Bu sığ konuşmayı saçmalaştıran karmaşıklıkların çok karışık olması haricinde, hakkında hiçbir şey bilmediğin çözümü güç sorunlar var.
So are you just going to stand there?
Orada durmasına göz mü yumacağız?
But thank goodness there are those like you who are so good, right?
Allahtan sizin gibi dünya iyisi insanlar var piyasada, değil mi? !
You must be crazy to dance with a lamp when there are so many live women present!
Canlı kadınlar dururken sen ışıklı kadınla dans ediyorsun... çünkü tanrı bize birçok kadın armağan etmiş.
But there's a lot of things people regret in their lives, so I'm not, you know- - it's a decision I made and it's a decision I'll have to live with, whatever the consequences are.
Ama insanların hayatlarında pişmanlık duyacakları çok şey var, bu yüzden duymam, bilirsin- - bu benim kararımdı ve sonucu ne olursa olsun birlikte yaşamam gereken bir karar
There are so many things that you don't see.
Göremediğin o kadar çok şey var ki.
What you are planning here is so out there, there is no way everything will go right.
Orada her ne yapmayı planlıyorsan her şeyin yolunda gitmesi mümkün değil.
So are you guys there?
Demek orada mısınız?
You can do it. There are so many others like me.
bunu yapabilirsin benim gibi çok var
So, if there are no further questions, I will see you next week.
Peki, başka sorunuz yoksa, haftaya görüşürüz.
There are times you just close your eyes so things will be OK.
Her şeyin yolunda gitmesi için bazen gözlerini kapatman gerekir.
There's nothing going on between Derek and me, if that's what you mean. Why are you so angry, Derek?
Derek ve aramda kötü bir şey yok bunu kastediyorsan.
Well, Arnie, there are no more telebeds, so we're shipping you back to the ER.
Telemetri yatağı olmadığından seni tekrar acil servise alıyoruz Arnie.
so there you go 70
so there 102
so there i was 29
so there's that 85
so there is 17
so there we were 17
so there i am 22
so there we are 33
so there you have it 27
so therefore 25
so there 102
so there i was 29
so there's that 85
so there is 17
so there we were 17
so there i am 22
so there we are 33
so there you have it 27
so therefore 25
so there's 27
so there's nothing to worry about 19
so there it is 43
there you are 4720
you are 6060
you are so sweet 63
you are amazing 104
you are my friend 67
you are beautiful 191
you are an angel 28
so there's nothing to worry about 19
so there it is 43
there you are 4720
you are 6060
you are so sweet 63
you are amazing 104
you are my friend 67
you are beautiful 191
you are an angel 28
you are mine 68
you are so beautiful 123
you are welcome 177
you are the best 102
you are dead to me 22
you aren't 92
you are good 169
you are right 482
you are free 73
you are crazy 148
you are so beautiful 123
you are welcome 177
you are the best 102
you are dead to me 22
you aren't 92
you are good 169
you are right 482
you are free 73
you are crazy 148