English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / So we meet again

So we meet again translate Turkish

165 parallel translation
Well, so we meet again.
Demek yine karşılaştık.
Well, Mrs. Courtney, so we meet again.
Pekala, Bayan Courtney, işte yine karşılaştık.
So we meet again.
Yine karşılaştık.
- So we meet again.
- Yine karşılaştık.
So we meet again.
Yani, tekrar görüşeceğiz.
So we meet again, madam.
Tekrar tanışmalıyız, bayan.
So we meet again, Dr. Rosenberg.
Evet, yine karşılaştık, Dr. Rosenberg.
Well, so we meet again.
Yine karşılaştık.
Miss Chow, so we meet again ln this world, those who should die never die
Yine karşılaştık Bayan Chow. Bu dünyada hiçbir zaman ölmeyenler.
So we meet again.
Demek tekrar görüsecektik.
So we meet again.
Bir kere daha tanışıyoruz.
- And so we meet again.
- Ve işte yeniden karşılaştık.
So we meet again, Lex Luthor.
Yine karşılaştık Lex Luthor.
- So we meet again, Miss Ellen.
- Yeniden karşılaştık Bayan Ellen.
[Evil Voice] So we meet again, Mr. Bond.
İşte yine karşılaştık, Bay Bond.
And so, gentlemen, until we meet again, as I hope we will, take no unnecessary risks.
Evet beyler, tekrar görüşene dek, ki umarım görüşeceğiz, gereksiz riskler almayın.
So... We meet again, Count Dracula.
Evet, sonunda yine karşılaştık Kont Drakula.
Don't be so cordial if we meet him again.
Ona bir daha rastlarsak bu kadar samimi davranma.
I don't know you, and we may never meet again, so all the more reason to be frank.
Kimsiniz bilmiyorum, sizi belki bir daha asla göremeyeceğim. Ama sizinle açık açık konuşayım.
- So, we ride together again, to meet Prince Grigory at Dubno.
Yeniden birlikte Prens Grigory ile Dubno'da buluşmaya gidiyoruz.
So, my pretty-pretty, we meet again.
Yine buluştuk, güzelim.
So, we meet again, huh?
Sonunda tekrar karşılaştık, ha?
you had to leave, so we'd meet again.
Gitmek zorundaydın çünkü tekrar buluşabilmemiz için bu şarttı.
- So until we meet again... I will say... here is looking at you, kid.
Yani bir daha görüşene dek şöyle diyeyim :
So that we may meet again, in heaven where Bullingdon said quarrelsome people will never go.
Böylece hepimiz cennette yeniden buluşabiliriz. Çünkü Bullingdon oraya kavgacıların asla gidemeyeceğini söyledi.
- So we meet again.
- İşte, yine karşılaştık.
So, we'll meet again in Montpellier.
Montpellier'de görüşürüz.
... so I may study it when we meet again and point out your missed steps.
Bir dahaki buluşmamızda, neler kaçırmışım görebileyim.
We won't be so young when we meet again!
O zaman sana Lina diye hitap edeceğim ben de. Bir daha buluştuğumuzda bu kadar genç olmayacağız!
So we won't meet again?
Tekrar görüşmeyecek miyiz?
After a year or so we would meet again
Herşey iyice unutulduğunda... buraya tekrar gelebilirsin
So why don't we meet again when you're sober?
Neden ayıkken yeniden buluşmuyoruz?
So, we meet again.
Evet, yeniden karşılaştık.
Me and the lads realize that, sir, but, well, we may never meet again, so- -
Bunun farkındayız komutanım, ama bir daha asla görüşemeyebiliriz...
- So, we meet again, huh?
- Sonra görüşeceğiz demiştim, değil mi?
So, when we reach that point whatever happened will happen again- - the Enterprise will be destroyed the other Picard will be sent back to meet with us and we do it all over again.
Biz o noktaya ulaştığımızda, olanlar bize de olacaktır. Gemi yok olacak. Diğer Picard bizimle karşılaşacak.
So, Sparrow, we meet again.
Ee, Serçe, tekrar karşılaştık.
So... we meet again, huh?
Dünya ne kadar küçük değil mi?
So we'll meet again on, on Friday...
Tekrar Cuma günü görüşürüz.
So until we meet again have a safe journey.
Tekrar görüşene dek iyi yolculuklar.
So let " s bid our friends a fine adieu And hope we meet again in Robin Hood 2
Dostlarımıza adyös diyelim Robin Hood 2'de görüşelim
So when we meet as friends My heart will break again
- Evet.
" So when we meet as friends My heart will break again
Arkadaşım olarak çıkarsan karşıma Kalbim kırılacak bir kez daha
So, we meet again.
Yine karşılaştık.
- So, we meet again, Carlos.
- İşte tekrar karşılaştık, Carlos.
So of course we had to meet again.
Tanrım.
So, Death Blow, we meet again.
Öldürücü darbe, yine karşılaştık.
So, we meet again, Mad magazine.
Tekrardan görüşeceğiz, Mad dergisi.
To have known you for so brief a time... to live with the possibility that we shall never meet again.
Seni bu kadar kısa bir süre tanımış olmak... bir daha asla görüşemeyeceğimiz ihtimaliyle yaşatıyor beni.
So, in case we never meet again...
Bu arada bir daha asla karşılaşmayacağız.
So, we meet again, Buzz Lightyear, for the last time.
Yine karşılaştık Buzz Işıkyılı ama bu son olacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]