Back to the future translate Turkish
415 parallel translation
Next Saturday night, we're sending you back to the future!
Önümüzdeki Cumartesi gecesi geleceğe döneceksin!
So we go back to the future, and we stop Biff from stealing the time machine.
O zaman geleceğe döneceğiz ve Biff'in zaman makinesini çalmasına engel olacağız.
We must let Old Biff believe he's succeeded, so that he'll leave 1955 and bring the DeLorean back to the future.
Bırak yaşlı Biff başardığını düşünsün ve 1955'i terk edip - DeLorean'ı geleceğe getirsin.
Great Scott! Your other self will miss the lightning bolt at the clock tower, you won't get back to the future, and we'll have a major paradox!
Dönme fırsatını kaçırabilir!
I just sent you back to the future.
Seni geleceğe göndermiştim.
Yeah. No, I know. You did send me back to the future, but I'm back.
Biliyorum, beni geri göndermiştin ama geri döndüm.
Yeah. No, I know. You did send me back to the future, but I'm back.
Beni geri göndermiştin, ama geri geldim.
I sent you back to the future!
Seni geleceğe geri gönderdim!
" so that you can drive it back to the future.
Böylece onunla geleceğe dönebilirsin.
We'll get the DeLorean and get ourselves back to the future.
DeLorean'ı alıp geleceğe geri dönelim.
We're going back to the future tomorrow, so everything's being erased.
Yarın geleceğe döneceğiz, yani her şey silinmiş olacak.
Doc, tomorrow morning I'm going back to the future with you.
Yarın sabah seninle geleceğe geri döneceğim.
"I've got to go back to the future?"
"Geleceğe geri dönmeliyim" mi diyeceksin?
Back to the future!
- Geleceğe dönmelisin!
Back to the future?
Geleceğe geri mi döneceksin?
Assuming we find the Stargate, how do we get back to the future?
Yıldız Geçidi'ni bulursak, geleceğe nasıl geri döneceğiz?
Even if he continues to talk back, act brash or bratty in the future be understanding of him, and continue to be there for him, okay?
Dinlemese de, gururlu davranıp her şeyi pat diye söylese de onu anlamaya çalışıp hep yanında ol.
Get the horses saddled, we are going back to Moscow. To work for the future of the Great Russian State.
Atları eyerleyin, Büyük Rus Devleti için çalışmak üzere Moskova'ya geri dönüyoruz.
We cannot have come this far to leave nothing behind but some undistinguished, unidentifiable portraits to be hung on the back walls of curiosity shops to gather the dust of the future
- Yüzyıllar boyu yaşayıp geriye hiçbir şey bırakmamak mümkünmü? Ama ve tanınmış biri bunu başarabilir. Antikacı dükkanlarının bir köşesine atılıp, geleceği bekleyecekler.
Go back to your cell and in the future, try to be more attentive.
Evet, hücrene geri dön ve bir dahaki sefere daha dikkatli olmaya çalış.
It brought them back to the present, the past, and their intrepid future.
Bu onları bu ana, geçmişe ve korkusuz geleceklerine getirdi.
I stepped back many times, delaying today's problems to think of the future.
Bugünün sorunlarını erteleyerek gelecekte düşünmek üzere çoğu kez geri adım attım.
O, Father, let us go back to the innocence we knew originally, so we can claim our future in Christ.
Tanrım, bizleri başlangıçtaki masumiyetimize eriştir ki Mesih'e sığınıp geleceğimize sahip çıkalım.
By freezing the dead, doctors are able to preserve the body so that sometime in the future, when a cure has been developed, the deceased may be brought back to life.
Ölüyü dondurarak, doktorlar bedeni muhafaza edebiliyor böylece gelecekte bir zamanda, bir tedavi bulunduğunda hastalıklı beden tekrar hayata döndürülebilecek.
But after a year in the hospital, he went back to school got his master's degree and now looks to the future.
Ama hastanede bir yiI geçirdikten sonra okula döndü... yüksek lisansini tamamladi. Artik gelecege umutla bakiyor.
I'll be going back again in the future if that's okay, if it's still legal to go to Miami.
Gelecekte de gitmeye devam edeceğim, Miami'ye gitmek yasal oldukça.
Come back to this lady in a year's time, and may her future and yours justify us in the judgment that we have pronounced this night.
Umarız bu gece vardığımız kararla senin ve onun istikbali temize çıkar ve bir yıl içinde bu Lady'ye geri dönersin.
I'm going to catch this kid and put a dent in his future 15 years from now, when he looks back on the ruin his life has become, - he will remember Edward Rooney
Bu çocuğu yakalayıp geleceğini mahvedeceğim. 15 yıl sonra, mahvolmuş hayatına geri dönüp baktığı zaman, Edward Rooney'i hatırlayacak.
I could take you back in time to the past or future. No.
Sizi geçmişte ya da gelecekte herhangi bir ana götürebilirim.
Walker determined not to look back but to face only the future.
Walker geriye bakmamaya ve sadece geleceğe yüzünü dönmeye kararlıydı.
The scientists back then were unable to solve the mystery, so they decided to entrust their collected data and test samples to future generations by preserving them in a frozen capsule.
Gizemi çözemeyen bilim adamları vazgeçtiler, toplanan verileri ve test örneklerini donmuş kapsüller içinde saklayarak onları soğuk kapsullerin içinde saklayarak gelecek nesillere bırakmaya karar verdiler.
But, there`s no debt between us from now on I tell you, if I become rich in the future I will paid back to you
Ama artık seninle benim aramda borç falan kalmadı. Eğer ilerde, bir gün zengin olursam, sana borcumu öderim.
Back to the future.
- Geleceğe dönmelisin.
You see, while we were in the future, Biff got the sports book, stole the time machine, went back in time, and gave the book to himself at some point in the past.
Yani, biz gelecekteyken Biff spor kitabını aldı, zaman makinesini çaldı, zamanda geri gitti ve geçmişte bir zamanda kitabı kendisine verdi.
Think about it. What would it really be like to go back and to know the future?
Düşünsene, geri dönmek ve... geleceği bilmek, nasıl olurdu?
Even if you have been able to bring me back in time somehow, you know that an alteration in this timeline will have a profound impact on the future.
Bir şekilde beni bu zamana geri getirebilsen bile, eminim ki ; bu zaman çizgisindeki bir değişikliğin gelecek üzerinde derin bir etki yapacağını da biliyor olmalısın.
No wonder you sent me back to change the future, because everything that happens is your fault!
Gelecekten beni geriye göndermende hiçbir kuskum yok çünkü her sey senin hatan yüzünden gerçeklesti.
Kincho the Sixth, while getting back at the hateful president, also managed to steal a substantial sum for Tama tanuki's future operations.
Altıncı Kincho, menfur başkandan öcünü alırken Tama rakunlarının gelecekteki operasyonları için, önemli bir meblağ toplamayı da başardı.
A group of cybernetic creatures from the future have traveled back through time to enslave the human race,
Gelecekten gelen bir grup sibernetik yaratık zamanda yolculuk yaparak, insanlığı esir etmek üzere geldiler.
And so, as Jeanne Beroldy faces the future alone, her nine year old Marthe, fights to hold back the tears.
Böylece 9 yaşındaki Marthe göz yaşı dökerken Jeanne Beroldy gelecekle tek başına yüzleşmek zorunda kaldı.
So, Ivanova, you want me to bring you back anything from the future?
Evet, Ivanova. Gelecekten istediğin bir şey var mı?
Putting the future back on track may be our only chance to save him.
Geleceği yoluna koymak, onu kurtarmanın tek yolu olabilir.
Putting the future back may be our only chance to save him.
Geleceği onarmak onu kurtarmamızın tek yolu.
They want to be preserved so that they could come back in the future.
Gelecekte geri gelebilmek için muhafaza edilmek istiyorlar.
They go into the future, and once there, they make one critical mistake, which causes a temporal explosion that takes us all the way back to "A."
Geleceğe gittiler ama orada, kritik bir hata yaptılar, zamansal bir patlamaya neden oldular, ki, bu da bizi gene "A" ya götürüyor.
But someday, you'll recognize that on your back you have the wings to fly to the distant future.
100 ) } Dakedo itsuka kidzuku deshou 100 ) } Sono senaka ni wa 100 ) } Haruka mirai mezasu tame no 100 ) } Hane ga aru koto 235 ) } Süt 100 ) } Merhametsiz bir melek gibi ol bir efsane. 100 ) } gülümsüyorsun sen. 100 ) } arıyorsun yarı uyanık halde. 100 ) } masum gözlerle. 100 ) } kanatlarının olduğunun.
I'm a sophisticated sex robot, sent back through time to change the future for one lucky lady.
Ben sofistike bir seks makinesiyim. Ve geleceği değiştirmek için yaratıldım. - Sadece şanslı bir tek kadının.
She and I traveled to the future and came back.
Geleceğe gittikten sonra ben ve Young-eun geçmişe geri dönmedik mi?
Xander, I think in the future perhaps it would be best if you hung back to the rear of the battle. For your own sake.
Xander, gelecekte, dövüş sırasında arkalarda durursan daha iyi olur.
It's just, every time I feel I'm ready to commit to him, I flash back to our little trip to the future
Sadece ne zaman ona kendimi teslim etmeye hazır olduğumu hissetsem gözlerimin önüne gelecekteki halimiz geliyor...
No, my future lies back in London at the end of this great expedition when I announce our incredible discoveries to the world.
- Hayır, geleceğim Londra'da benim. Bu harika gezinin sonunda dünyaya inanılmaz keşiflerimizi anlatacağım.
back to work 469
back to the beginning 16
back to school 26
back to square one 51
back to business 35
back to your place 18
back to the drawing board 19
back to normal 30
back to life 16
back to you 127
back to the beginning 16
back to school 26
back to square one 51
back to business 35
back to your place 18
back to the drawing board 19
back to normal 30
back to life 16
back to you 127
back together 25
back to your room 17
back to the car 16
back to bed 81
back to your posts 16
back to me 32
back to class 24
back to it 16
back to one 31
back to 39
back to your room 17
back to the car 16
back to bed 81
back to your posts 16
back to me 32
back to class 24
back to it 16
back to one 31
back to 39
back to back 25
back to the tardis 22
back to the ship 17
to the future 91
the future 293
back the fuck up 47
back it up 216
back up 1292
back in town 16
back off 1570
back to the tardis 22
back to the ship 17
to the future 91
the future 293
back the fuck up 47
back it up 216
back up 1292
back in town 16
back off 1570
back then 441
back me up 80
back home 188
back in business 17
back soon 22
back door 80
back in 260
back me up on this 16
back in the day 245
back down 43
back me up 80
back home 188
back in business 17
back soon 22
back door 80
back in 260
back me up on this 16
back in the day 245
back down 43