English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Still alive

Still alive translate Turkish

9,878 parallel translation
~ I wondered why I was still alive.
- Hayatta olmam bir mucizeydi.
Listen, people are still alive in there.
Oradaki insanlar hâlâ hayatta.
The victim, she still alive?
- Kadın yaşıyor mu?
" I'm still alive.
" Ben hala hayattayım.
I'm still alive. "
Ben hala hayattayım. "
Odelle Ballard is still alive.
Odelle Ballard hala hayatta.
- called to say they are Odelle Ballard, - _ or that Odelle Ballard is still alive.
- Odelle Ballard olduklarını ya da onun yaşadığını söylemek için aradılar.
We've heard rumors the Man In the High Castle is still alive.
Yüksek Şatodaki Adam'ın hâlâ yaşadığına dair söylentiler kulağımıza geldi.
But I'm not sorry you're still alive.
Ama hayatta olduğun için üzgün değilim.
Charlotte, you still alive?
Charlotte, hâlâ hayatta mısın?
I'm still alive.
Ben hala hayattayım!
We got one. He's still alive.
Hala hayatta!
Is your mother still alive, Frank?
Annen yaşıyor mu, Frank?
- He's still alive?
- Hala hayatta mı?
You're still alive?
Sen hala ölmedin mi?
As long as there is a chance that Jason is still alive, we must do everything in our power to save him.
As long as there is a chance that Jason is still alive, we must do everything in our power to save him.
I... I accept that you chose Mather over me, and if he were still alive, I wouldn't dream of pursuing you.
Benim yerime Mather'ı seçmeni anlıyorum ve hala hayatta olsaydı peşinden koşmazdım.
You're still alive!
Hala yaşıyorsan!
As long as there is a chance that Jason is still alive, we must do everything in our power to save him.
Jason'un hayatta olma ihtimali olduğu sürece onu kurtarmak için elimizden geleni yapacağız. Jason'un hayatta olma ihtimali olduğu sürece onu kurtarmak için elimizden geleni yapacağız.
I need to know where Kelli is and if she's still alive.
Kelli hayatta mı ve yaşıyor mu bilmem gerek.
So, doing the math, if Kelli is still alive, carbon dioxide will kill her in approximately... 124 minutes.
Hesaplarsak Kelli hâlâ hayattaysa karbondioksitin onu öldürmesine 124 dakika var.
And there's always this moment... It's the moment where the sub is torpedoed, and the compartment is flooding, and the captain's gotta give the order to "seal it up,"  even though he knows that there are men still alive in there.
Her zaman bir an vardır örneğin diyelim denizaltı torpille tahrip olmak üzere ve gemi su almaya başlıyor kaptan da mühürlenmesi emrini vermek üzere oradaki adamların hâlâ hayatta olduklarını bilmesine rağmen.
Found last night, still alive, suspected electrocution
Dün gece bulundu, hala yaşıyor, elektroşoktan şüpheleniliyor
Still alive.
Hala yaşıyor.
I-is she still alive?
Yaşıyor mu?
Hopefully, my pilot's still alive, but the longer we talk, the less likely that becomes.
Neyse ki pilotum hâlâ hayatta ama daha fazla konuşursak, kaçma ihtimalimiz daha az olur.
The only reason he is still alive is because of your niece.
Şu an hayatta olmasının tek sebebi sizin yeğeniniz.
- Why? Why am I still alive?
- Neden, neden hala hayattayım?
Aw, crap, it's still alive!
Hassiktir!
Callen wanted to know if the agency knew if he was still alive, and if so, where he was being held.
Callen onun hâlâ sağ olup olmadığını sağsa nerede tutulduğunu bilip bilmediğimizi sordu.
If they killed him, they did it quietly. If he's still alive, they're keeping his whereabouts under wraps.
Onu öldürdülerse de sessizce halletmişler.
If Arkady's still alive, maybe Callen thinks Kirkin can find him.
Arkady hâlâ sağsa, belki Callen Kirkin'in onu bulabileceğim düşünüyordur.
"Former 357 P02 Kwon Ki-hyung" I feel terrible, that I'm still alive because I was injured.
"Eski 357 P02 Kwon Ki-hyung" Ben hala hayatta olduğumu, kötü hissediyorum Ben yaralı çünkü.
Are they still alive?
Hayattalar mı?
Turn yourself in while you still can... while you're still alive.
Hâlâ yapabiliyorken teslim ol. Hâlâ hayattayken.
It was... it was the one of the girl when she was still alive.
O zaman hayatta olan kızlardan biri yüzündendi.
She's still alive?
Yaşıyor mu?
I've been watching, hoping to see something, anything that would allow me to know if Nimah was still alive.
İzliyorum, bir şeyler görmeyi umut ediyorum. Nimah'ın yaşadığına dair bilgi verecek bir şeyler.
Is she still alive?
- Kız hala hayatta mı?
And if he's still alive... take care of him.
Hala yaşıyorsa icabına bak.
Otherwise Everett Keck would still be alive, and they'd have to split their money three ways.
Aksi taktirde Everett Keck hala yaşıyor olurdu ve parayı üçe bölmek zorunda kalırlardı.
It must be so much harder for you, with everyone saying she might still be alive.
Herkese hala hayatta olabileceğini söylemek, sizin için çok zor olmalı.
Authorities still will not speculate whether Mr. Lord is alive or dead.
Yetkililer henüz Bay Lord'un canlı ya da ölü olduğuna dair bir açıklama yapmadı.
I'm alive. I'm still cancer-free.
Hayattayım ve kanser değilim.
If we had just blown our end of the tunnel, they'd all still be alive.
Tüneli bizim taraftan kapatsaydık hepsi hayatta olurdu. Bir risk aldın.
Are you still alive?
Hala hayatta mısın?
Countess Ingrid Palatine Von Marburg was already alive when Lucifer fell and she was one of the first to call him lord, to kiss his infernal lips to make herself his bride, and that still she dreams of the return of her lover
Kontes Ingrid Palatine Von Marburg Lucifer düştüğünde zaten hayatta Efsaneler söylüyor Onun gelin, Ve hâlâ sevgilisi getiri rüyalar olduğunu ve bu amaçla durmaksızın çalışıyor.
We'd still be alive if you'd both just listened.
Biz hala yaşıyor olabilirdik, eğer sen'bizi dinleseydin.
She's still alive.
O hala yaşıyor.
Still being alive today is truly a miracle.
Bugün hayatta olması bile bir mucize.
They could still be alive.
Hâlâ hayatta olabilirler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]