Straight back translate Turkish
1,185 parallel translation
"But we're coming straight back down again."
"Ama doğrudan geri geliyoruz gene."
Straight back.
Düz gel.
We are marching straight back to the colony so that I...
Koloniye doğru gideceğiz. Böylece ben de saraya dönüp...
When the job's done, we come straight back here and unload.
is bittiginde, dogrudan buraya gelip, mallari bosaltacagiz.
Straight back to jail.
Geldiğin gibi hapse geri döneceksin.
Straight back.
Geldiğin gibi.
Now, throw the veil straight back.
Şimdi, duvağı dümdüz geriye at.
The Lyceum Theatre. In cooperation with "Bijou Music" is proud to present straight back from their fantastically successful European tour... Maxwell Demon and The Venus in Furs!
Lyceum Konser Salonu Bijou Müzik ile beraber fantastik Avrupa turundan dönen Maxwell Demon ve Venus in Furs'ü gururla sunar!
I hope he's got brains enough to come straight back.
Umarım aynı yolu geri gelecek kadar kafası çalışıyordur.
Let's not go straight back to the village.
Direkt köye dönmeyelim.
Probably straight back to her friend.
Belki doğruca arkadaşına gitmiştir.
Straight back, straight back.
Arkana doğru, arkana doğru.
Okay. Did you come straight back here afterwards?
Anlaştık, ve siz ona eşlik ettikten sonra doğru buraya mı geldiniz?
No stopping anywhere, Joe, you come straight back here when you're done with them.
Hiçbir yerde durmak yok. Doğruca buraya geliyorsun.
And it's my duty to inform you that if you go anywhere near fur... I'll put you straight back in prison.
Ve benim görevim de size kürkün yakınlarında bir yere giderseniz..... sizi hapishaneye geri göndereceğimi bildirmek.
He said to go straight back to the asylum.
Kliniğe götürmemizi söyledi.
I went straight back and wrote to both of them.
Hemen geri döndüm ve ikisine de mektup yazdım.
They can see straight back with one eye and straight up with the other.
Biriyle tam arkasını görürken diğeriyle yukarı bakabilir.
Straight back.
Geri döndüm.
Straight back!
KORUMA 1 : Geri git!
Just go straight back!
Sadece geri git!
As soon as the away team gets back, I'll send her straight to you.
Dış görev takımı geri döner dönmez, onu sana göndereceğim.
If we get this core back, I'm going right to bed and sleeping straight through till tomorrow.
O çekirdeği geri getirebilirsek, dosdoğru yatağıma yatıp, ertesi gün sabaha kadar, uyanmayacağım.
Around the bend into the back straight.
Virajdan, arka düzlüğe doğru.
Back straight. Concentrate.
BOŞ ZAMAN EĞİTİM İÇİNDİR
Europe, America and back. Always soaking in the ocean. 43 00 : 07 : 15,064 - - 00 : 07 : 19,025 When you stepped on land you couldn't even piss straight in the john.
Avrupa, Amerika ve daima dönüş hep okyanusta ıslanmak.
Staring straight Back at me?
Bana ciddi ve dikkatle bakan?
Not even straight. In these zigzags, back and forth.
Sürekli oraya buraya gidiyoruz.
This young man who left with blonde wavy hair came back with brown straight hair, thinned.
Bu sarışın dalgalı saçlı genç adam geriye kahverengi düz saçlarıyla dönmüştü, ve oldukça da zayıflamıştı.
Of course, we're hoping to get Alfie back on line, pack him straight off to Miami.
Ama Stillwater'a ne kadarından bahsetmiştir? Ya tüm aile, çocuklar bile artık biliyorsa? Eğer bu bir sızıntıya sebebiyet verecekse...
She was standing back there, and she had a sandwich in her hand and she said that she had a long drive ahead of her so she went to bed, uh, straight to bed.
Orada duruyordu ve, elinde bir sandviç vardı ve dedi ki : önümde çok uzun bir yol var ve yatmaya gitti.
So as a sign that I'm on the straight and narrow, I'm gonna tell you my little secret. And then, I'll be on the road back, right?
Doğru ve düzgün olduğuma dair bir emare olarak, sana küçük sırrımdan bahsedeceğim ve böylece tekrar yola girmiş olacağım, değil mi?
Now, uh, let me get this straight You stole the banner, got scared, and brought it back Yes, sir
Pekâlâ, şunu açıklığa kavuşturalım bayrağı siz çaldınız, korktunuz ve geri getirdiniz.
I got exactly what I wanted I entered straight into Parliament and I've... well I've never looked back.
Tam olarak istediğimi aldım. Doğruca Parlamento'ya girdim ve ben... şey, hiç geriye bakmadım.
A guy holding two guns to the back of... your noodle is going to shoot straight ahead.
Ensenizde iki tabancalı bir adam duruyorsa düz bir açıyla ateş eder.
From the captain's chair, it's a straight throw back and across to the other compartments.
Kaptanın sandalyesinden arka ve ön kısımlara doğru bütün daireler görülüyor.
And here it comes - a straight right hand - but the guy did a movement like this and pulls it back.
Ve hemen geldi. Bir sağ direk. Ama adam şöyle bir hareket yapıp hemen geri çekti.
Keep your back straight in that chair.
Sırtını dik tut.
Her.straight, little back by the door.,
Onun düz, küçük sırtı kapıda bana dönüktü.
But did you know that if she ever goes back to dognapping... all her millions will go straight into the dogs'homes of the borough of Westminster?
- Evet. Ama eğer Cruella tekrar köpek kaçırmaya kalkışırsa... bütün milyonlarının doğrudan Westminister kasabasındaki köpek barınaklarına gideceğini biliyor musun?
Come on, straight to the back, guys.
Arka tarafa çocuklar.
Just trot him straight away and back, please.
Hızlıca ileri yürüyün sonra da geri dönün.
It was ten miles before my hart rait was back in a double digits, and I can think straight.
Kalp atışlarım 15 km sonra normale dönmüştü ve doğru düşünebiliyordum.
I'm just an ex-con trying to go straight and get my kids back.
Ben sadece çocuklarını geri almaya ve doğru yolu bulmaya çalışan bir sabıkalıyım.
Yeah, I'll be back in five minutes after I set him straight.
Evet. Onun bir canına okuyayım, beş dakikaya dönerim!
"It's never too late to get back on the straight and narrow"?
"Heteroseksüel olmak için geç değil"?
back on the straight and narrow again. yeah.
Heteroseksüel olabilsin diye...
- Yeah, we sit in the back row, and every time straight people kiss, we hiss.
Arka sıraya oturup öpüşen kadınla erkeklere ıslık çalıyoruz.
Only stop for fuel, then get back in the plane... and fly straight home to me.
Sadece yakıt için dur ve hemen uçağa geri dön.
Formerly a dilapidated pier and converted just five years ago, the range offers the inhabitants of this concrete jungle the chance to keep their drives straight, their short games accurate, and most of all, brings the joys and frustrations of golf back to city folk.
Aslında bu harap iskele, beş yıl önce, beton yığının içinde yaşayanlara, sağlıklı yaşamalarını, küçük de olsa spor yapma imkanını, ve herşeyden önemlisi golfün eğlencesini... ve hayal kırıklıklarını getirdi.
Go straight, turn around, we'll meet back here in five.
Düz gidip sonra geri döneriz. 5 dk. sonra burada buluşalım.
back 1915
backup 83
backstrom 34
backs 42
background 48
backgammon 25
backwards 110
backstage 37
backpack 27
back the fuck up 47
backup 83
backstrom 34
backs 42
background 48
backgammon 25
backwards 110
backstage 37
backpack 27
back the fuck up 47
back it up 216
back to work 469
back to the future 36
back up 1292
back in town 16
back off 1570
back to the beginning 16
back then 441
back me up 80
back home 188
back to work 469
back to the future 36
back up 1292
back in town 16
back off 1570
back to the beginning 16
back then 441
back me up 80
back home 188