Sure there is translate Turkish
1,301 parallel translation
Sure there is.
Eminim öyledir.
Sure there is.
Evet, var.
I'm not sure there is.
Olduğunu sanmıyorum.
- Oh, sure there is.
- İşte burada biri var.
You must make sure there is somebody with him at all times.
Yanında sürekli birisinin olduğundan emin ol.
Sure there is.
Tabii ki gelir.
Are you sure there is no one stronger than me?
Burada benden daha güçlü birisi olmadığına emin misin?
I can tell you, Hal, there is a feeling of terrific anticipation in the room as I'm sure there is for our countless brothers and sisters across the globe watching this broadcast.
Burada müthiş bir bekleyişin olduğunu sana söyleyebilirim Hal. ... Dünya çapında sayısız kardeşimizin bu yayınımızı izlediğine eminim.
I'm sure there is not going to be a problem.
Bir sorun olmayacağına eminim.
Since we were called in, I am sure there is "something" special.
Bizim çağrılmamıza bakılırsa mutlaka bir şeyler olmalı. Şef?
A beady-eyed Pakistan Ranger makes sure there is no illegal immigration across the white border line.
Küçük gözlü bir Pakistan askeri sınırdan herhangi bir yasadışı malın geçmemesini sağlıyor.
If you wish to see a film about a happy little elf, I'm sure there is still plenty of seating in theater number two.
Küçük, mutlu bir elfle ilgili bir film izlemek istiyorsanız eminim 2. salonda bolca boş koltuk vardır.
Well, I'm sure there is.
Bundan eminim.
I'm not sure there is a problem.
Ben bir sorun olduğunu sanmıyorum.
There is an explanation. I'm not sure it would appease you.
Bir açıklaması var ama sizi yatıştıracağından emin değilim.
There is one sure way for you to fail In your self-Imposed mission To restore civilization -
Kendi kendine gönüllü olduğun medeniyeti yeniden kurma görevinde başarısız olmanın kesin olan tek bir yolu var.
Is there any way for sure to figure out what it was?
İçinde ne olduğunu anlamanın kesin bir yolu yok mu?
Not sure I get the sad vibe, but there is a vengeance vibe worth worrying about.
Üzüntü titreşimlerini alamıyorum ama ortada kesinlikle endişe edilmesi gereken intikam titreşimleri var.
You have got to stop this. I am sure that under there somewhere there is a nice guy.
Kes artık! İçinde bir yerlerde iyi biri olduğundan ve sadece bana yardım etmeye çalıştığından eminim!
- The air near the surface is filled with traces of boro-carbons. When tetrazine is ignited by plasma exhaust, there's only one outcome you can be sure of. - Traces of boro-carbons.
Yüzeye yakın hava boro-karbon izleri ile dolu o zaman tetrazine alevlenmesi plazma egzoz gazından bu sadece bir sonuç nasıl emin olabiliriz boro-karbon izleri.
Do it again, please! I'm not quite sure what other way there is to say'no walnuts in the salad except to say'no walnuts in the salad.'
Yeniden yap lütfen. "Salatanın içinde ceviz olmayacak" cümlesini başka türlü nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.
- No, we'd have to start all over again and now that I know how much pain there is, I'll chicken out for sure!
- Yıkayalım. Baştan başlamamız gerekir. Acıyacağını bildiğim için cayarım.
I'm not sure if it's something that's going to last, but there it is.
Devam eder mi bilmem, ama durum bu.
Taken place there all these years is sure to continue until the governments of those regions can actually come about some...
Oldukça ileri gidiyorsun adamım. Bunun için özür dilerim Bay Çiftçi. Oh, neden onlara ineklerin öldürülmeyeceğini söylemiyorsunuz?
But I am sure that if there is one he won't get out.
- Hayır. Ama öyle biri varsa çıkamayacağından eminim.
Sure is a real nice coat you got there.
Paltonuz çok güzel.
There sure is.
- Tabii ki, evet.
You know, Sammy, I'm sure she's unique and extraordinary, but general wisdom is that in the end, there isn't just one person for each of us.
Sammy, onun eşsiz ve olağanüstü bir kız olduğundan eminim, fakat sonuçta, herkes için yalnızca bir kişinin yaratıldığı söylenemez.
Sure is nasty out there.
Dışarısı kesinlikle berbat.
Mr Asquith, I'm sure this is a very misguided question, a silly thought, but I heard somebody say the other day there could be a war before Christmas.
Bay Asquith, yanlış bir soru olabilir ama, Noelden önce bir savaş olabileceği kulağıma geldi.
And there is no need to ask him, be sure to bring it.
Sormanıza gerek yok, kesinlikle getirin.
"Sure, there is"
Tabii var.
You're sure Treynece is in there?
Treynece'in içeride olduğundan emin misin?
I'm not really sure a Smurf outfit is appropriate for there.
Şirinler kıyafeti oraya uyar mı pek emin değilim.
If you wanna make some extra money, I'm sure there's a job at the restaurant.
Eğer fazladan para kazanmak istersen, restoranda boş bir iş olduğuna eminim.
But I'm sure the right guy is out there.
Ama eminim doğru kişi orada bir yerdedir.
Just make sure Jake is ready when Judith gets there.
Sen Judith geldiğinde Jake'in hazır olmasını sağla, yeter.
- There is only one sure way.
- Burada yalnızca bir yol var.
Better than the Major? I had Ishikawa and Bouma do a careful trace, so I'm pretty sure that the hacking tok place from there. But the weird thing is that the facility's line is usually turned off, so it's impossible for data from the inside to go outside and vice versa.
Binbaşı'dan bile iyi mi? bu yüzden saldırının oradan yapıldığına oldukça eminim. bu yüzden içeriden dışarıya ya da tam tersi yönünde bilgi akışı imkansız.
SURE IS A LOT OF GLOOP IN THERE.
- Amma çok kan var.
I'm sure we'll be able to find you something just as good out there. Maybe even better! This is crazy!
Mutlaka sana uygun bir şeyler bulacağız, endişelenme.
I am very sure : there is no other way.
Çok eminim. Başka yolu yok.
There is, of course, a cost, but victory will be sure!
Elbette bir bedeli var ama zafer kesin!
Are you sure she is there?
Orda olduğundan emin misin?
Well, the only way we're gonna know for sure is to get down there and find out.
Pekala, öğrenmenin tek yolu aşağıya inmek.
or at one, or two, or maybe four as if there is a moment when we can be sure that we are human
hayatın saat 3'te, ya da 1'de, ya da 2'de, belki de 4'te başladığını ortaya koymak. Ne zaman insan olduğumuzu dakikası dakikasına belirleyebilirmişiz gibi. Kanıt isteyeceksiniz.
What ever is going on in there, one thing's for sure : It can't be good.
Orada olanların iyi olduğunu sanmıyorum.
- There sure is.
- Öyle sanırım.
Are you sure the bomb is there?
Bombanın orada olduğuna eminmisin?
Again, one is not saying that this was the beginning of the American New Wave... because one is sure that there were smaller films before that.
Kimse bunun yeni Amerikan Dalgasının başlangıcı olduğunu söylemiyor... Çünkü herkes emin ki bundan önce bunun gibi birçok küçük bütçeli film yapıldı.
I'm not sure that I would actually succeed in getting a merely philosophical argument going which demonstrated that this fact that there is anything at all is in the way of being a gift of a loving God.
Böyle bir şeye inanmak için vahiy gönderilmiş olması gerekiyor. Birçok karşı kanıta rağmen... O halde şöyle bir soru sormak istiyorum :
there isn't 382
there is no such thing 30
there is no need 45
there isn't any 54
there is no escape 44
there is no god 74
there is nothing 106
there is hope 43
there is no time 77
there is 1445
there is no such thing 30
there is no need 45
there isn't any 54
there is no escape 44
there is no god 74
there is nothing 106
there is hope 43
there is no time 77
there is 1445
there isn't time 60
there is someone 42
there is none 72
there is no 294
there is no way 73
there is a problem 53
there is a difference 51
there is no hope 26
there is one 67
there is no plan 22
there is someone 42
there is none 72
there is no 294
there is no way 73
there is a problem 53
there is a difference 51
there is no hope 26
there is one 67
there is no plan 22