Take a breather translate Turkish
144 parallel translation
Let's take a breather for a few.
Ne işin var evlat?
Where'd you expect me to take a breather?
Nerede mola vermemi bekliyordun?
Can we take a breather?
Biraz mola verebilir miyiz?
Let's take a breather.
Kısa bir ara verelim.
Well, folks, take a breather while the judges tally up the scores.
Millet, hakemler puanları toplarken bir nefes alın.
Let's take a breather, Dottie.
Biraz dinlenelim, Dottie.
If you please, let's take a breather here.
Öldürün şunu! Öldürün şu piçi!
Take a breather, relax.
Kısa bir ara ver, sakinleş.
Take a breather.
Mola veriyoruz.
Take a breather.
Derin nefes al.
Next time Charlie and I want to take a breather to New York, we're gonna call you.
Charlie ve ben bir daha New York'a tatile gelirsek seni ararız.
Relax, take a breather.
Hey, dur biraz. Sakin ol, bir nefes al.
you must take a breather "
"Kendini al sevgilin yerde otursun..."
Why don't you take a breather?
Neden mola vermiyorsun?
Take a breather.
Biraz soluklan.
Take a breather, Mike.
Bir nefes al, Mike.
OK, take a breather.
Tamam, bir nefes al.
Can't people take a breather before they let the healing begin?
İnsanlar "Arınmayı başlatalım" öncesinde durup, keşke bir nefes alsa.
Two songs later, it was time for this dancing queen to take a breather.
İki şarkı sonra bu dans kraliçesinin nefes alma vakti gelmişti.
- Can we take a breather, stud?
- Biraz mola verebilir miyiz, aygır?
I think we got to take a breather.
Bence biraz ara vermeliyiz.
You want to take a breather every once in a while, son, you'll live longer.
Her zaman nefes almalısın, evlat, böylece daha uzun yaşarsın.
I just want to take a breather.
Sadece ara vermek istiyorum.
Maybe you guys should just take a breather, let cooler heads prevail.
- Biz biraz hava almaya çıkalım.
Take a breather.
Biraz soluklanın.
- Take a breather.
- Hayatta olmaz. Soluklan.
Go take a breather.
Biraz ara verin.
Let's just take a breather.
Hadi biraz soluklanalım.
Who gave you orders to take a breather?
Kim mola emri verdi?
All right, maybe we should all take a breather.
Tamam, belki, hepimizin biraz hava almaya ihtiyacı var.
Ladies, take a breather.
Bayanlar bir mola verin.
Okay, let's take a breather.
Kısa bir nefes alalım.
Look, if you wanna take a breather and go downstairs, we can go get Bo.
Yaratan'la barıştın mı Luke? Çünkü Yaratan'ınla buluşmak üzeresin.
Take a breather guys..
Bir nefes alanın, taklit ettiğini al..
I think we should take a breather while I'm gone.
Bence hazır ben gidiyorken, bir mola vermeliyiz.
Clark, why don't you go home and just take a breather, and I'll call you later?
Clark, neden eve gidip bir mola vermiyorsun? Ben seni sonra ararım.
All right, all right, let's take a breather.
Tamam, tamam, biraz nefeslenelim.
Since it's like that I still can take a breather.
O zaman az da olsa zamanım var.
- Wanna take a breather?
- Biraz ara vermek ister misin?
She thinks we should cool it. - Take a breather. - Integrity.
Arayı soğutmamız, mola vermemiz gerektiğini düşünüyor.
I'll take a breather,
Ben biraz hava alacağım.
Just go home, get you cleaned up, take a breather.
Sadece eve gel dostum, Temizlen ve bi soluklan.
You like to get out in front open up a lead take a little breather in the backstretch and then come home free.
En başta çıkmayı önderlik etmeyi son düzlükte küçük bir mola verip eve özgürce dönmeyi istersiniz.
Ah, let the guy take a breather.
Bırak da nefes alsın.
Hey, take a little breather, honey.
Biraz sakin ol tatlım.
Take a little breather That's not gonna change anything
Bir nefes alalım. Bu hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
Okay, kids. Let's just take a little breather.
Pekâlâ çocuklar biraz nefes alın.
Let's take a little breather, huh, professor?
Biraz soluklanalım, ne dersin profesör?
I'll take a quick breather.
Küçük bir nefes arası veriyorum.
All right, I'm just gonna take a little breather here.
Peki, biraz burada hava alayım o zaman.
Look, I'm sorry that I had to take a two-second breather... from hiding the fact that you're an alien from another planet... to protect someone else for a change.
Bak, senin bir başka gezegenden gelen bir uzaylı olduğun gerçeğini, bir nefeslik mesafede saklamak zorunda olduğum için üzgünüm!
take a nap 62
take a shower 102
take a walk 160
take a seat 906
take a bite 43
take a bath 39
take a break 211
take a guess 81
take a look 936
take a load off 65
take a shower 102
take a walk 160
take a seat 906
take a bite 43
take a bath 39
take a break 211
take a guess 81
take a look 936
take a load off 65
take a deep breath 354
take a rest 43
take aim 63
take a look in the mirror 18
take a hike 78
take a number 48
take all the time you need 112
take a shot 68
take a bow 45
take a right 42
take a rest 43
take aim 63
take a look in the mirror 18
take a hike 78
take a number 48
take all the time you need 112
take a shot 68
take a bow 45
take a right 42