English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / That one's mine

That one's mine translate Turkish

223 parallel translation
Hey! That big one's mine!
Büyük olan benim!
That gun was a plant, it's one of mine.
O da numaraydi. Benimkilerden biri.
- That's perfectly all right. - In a pinch, you can wear one of mine.
- Gerektiğinde benimkilerden birini giyebilirsin.
I can't say that it's one of mine.
Öyle bir zaafım olduğunu söyleyemem.
- That one's mine.
- O benim.
The mine, where the gold is buried, that's the one my grandfather rediscovered?
Altının gömüldüğü maden, dedemin yeniden keşfettiği maden mi?
One thing without stain, unspotted from the world, in spite of doom, mine own,... and that is... my... white... plume...
Lekesiz, kötü talihime rağmen tertemiz kalmış bir şey ; bu benim gururum.
But my own act, the one thing that's really mine, that I've worked on for three years, that you toss right out of the centre ring.
Fakat benim kendi numaram, Bu numarayı sadece ben yapıyorum üstünde üç yıl çalıştım, Sen beni orta ringten atıverdin.
Nay, an I tell you that, I'll never look you in the face again, but those that understood him smiled at one another and shook their heads, but for mine own part, it was Greek to me.
Yo, bak onu söyleyebilirsem kör olup bir daha görmeyeyim sizi! Ama ne dediğini anlayanlar bakışıp gülümsediler, başlarını salladılar. Bana gelince, dedim ya, Yunanca konuşur gibi geldi bana.
Old Charlie Summerton ain't the only one that lost his self-respect, but I aim to do something about getting mine back.
Bir tek bunak Charlie Summerton kendine saygısını yitirmemiş fakat ben kendiminkini mutlaka geri alacağım.
A big one. - That's mine.
Benimki büyük olan.
Every night, just like you'd want me to, I've put out the cat, made myself a rum toddy, and before I went to bed, said a little prayer thanking God that I was independent, that no one else's life was mixed up with mine.
Her gece, tam senin istediğin gibi, kediyi dışarı salarım, bir bardak rom alırım, ve yatmadan, bağımsızlığım için şükrederim.
And that's Harry's, and the one after that is mine.
Ve bu da Harry'ninki. Ondan sonraki de benimki.
Now, that one's mine.
O benim.
That one's mine.
Bu benim.
'Finally, a land mine accomplished what nothing else could -''put General Hollister out of action with severe wounds,''wounds that necessitated his untimely retirement from active duty'as one of the youngest major generals in this nation's military history.'
'Sonunda bir mayın, kimsenin yapamadığı şeyi başardı : 'ağır yaralanan General Hollister cephe gerisine gönderildi.' 'Aktif görevden zamansız emekliye ayrılmak zorunda kaldı.'
MAN 1 : Don't drop this one, that's mine.
- Düşürme onu, benimki o.
Mine gentlemen, know as my mission is difficult, but I will make the possible one so that she is successful for the good of our countries, Japan and United States.
"Sizlerin de gayet iyi bildiği gibi omuzlarımda çok ağır bir yük taşyıyorum." "Ancak her iki ülkenin selameti açısından, elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım."
The true measure of Julia Rainbird's love lies in what she does now with your help, of course, and mine, and that of the dear, departed one who has drifted so far from us.
Julia Rainbird'ün sevgisinin gerçek boyutları senin, tabii benim ve bizden çok uzaklara gitmiş kayıp sevdiğimizin yardımıyla yaptığı şeyle görülüyor.
I think that one's mine. I said...
Onlar benimdi, dostum!
I think that one's mine, Buddy.
Onlar benimdi dedim!
You should've seen the one that got mine.
Benimkini kimin giydiğini görmüş olmalısın!
That one's mine, partner.
Orası benim dostum.
No, no, that one's mine.
Hayır, hayır! O, benim arabam.
That one, right there, she's mine.
Şuradaki, tam orada, o benim.
That one's mine!
O benim!
That's one of mine.
Evet, bildiklerimden biri.
You know, Watson, it is one of the curses of having a mind with a turn like mine that I must look at everything with reference to my own special subject.
Biliyormusun, Watson, bu tip evlerde, her zaman entrika döner.Ben her şeye kendi kişisel bakış açımla bakarım.
That's why his watch is exactly one minute behind mine.
Bu nedenle saati benimkinden tam bir dakika geri.
"One cannot fly into flying." That's not mine, that's Nietzsche's.
"Uçmak için acele edemezsin." Bunu ben değil, Nietzsche söylemiş.
And that one there's mine.
Ve şuradaki benimkisi.
Safe to say that having seen so many die by the warlock's hand, the chance to spare just one life with mine own... forget it.
Cadının ellerinde ölen çok kişi gördüm benim tarafımdan sadece bir kişinin kurtarılma şansı vardı. Unut gitsin.
- That one's mine.
- Şu benim.
I realized that one wasn't mine when I tried to open it.
Açmaya çalısınca benim çantam olmadığını anladım.
That's one of mine.
İşte bavulum.
Yeah, that one's mine.
Evet, o benimki.
Oh. That- - that one's mine.
Şu- - oradaki de benimki.
That one's mine.
O benim.
That one's mine
- O benimki.
That's not mine. One credit card receipt for Swedish-made penis enlarger... signed by Austin Powers.
Bu benim değil... 1 Kredi kartı slibi İsveç malı penis büyütücü pompa için...
The black one is mine. That's the one I'm...
Hayır, siyah olan benim.
That's because you've ruined every one of mine.
Çünkü sen benimkilerin hepsini sabote ettin.
That one's mine! That one's mine!
O benim!
So he gets on one of Torgeson's crab boats up north back when that was a fucking gold mine.
Kuzeyde Torgeson'ın yengeç teknelerinin birinde çalıştı. O zaman o iş, altın madeniydi.
It isn't a handbasin, it's a bidet, and I bet you that the Queen will soon have one like mine.
O leğen değil, taharet küveti ve bahse girerim yakında Kraliçe de aynısından bir tane alır.
I guess that one's mine.
Galiba orası benim.
No, that's mine. One True Thing, just out on DVD.
O benim. "0ne True Thing", DVD'ye yeni çıktı.
Get off the bed, this one's mine, that's yours.
Kalk yatağımdan, bu benim yatağım. Seninki o.
Lydecker's the one guy that knows what's going on in this freak-show body of mine.
Lydecker kendisine ne olacağını bilen az insandan biri.
That's Paulie's, this is mine, and... this one is yours.
Bu Pauli'nin, bu benim, ve... bu da senin.
If that's a line from one of your movies- - That one's mine.
- Ya bu filmlerinden bir kesit ise- -

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]