The car is here translate Turkish
219 parallel translation
- Madame, the car is here.
- Madam, araba hazır.
The car is here, Madame.
Araba burada madam.
The car is here
Araba bekliyor.
Father, the car is here!
Baba araba geldi. Gördük.
The car is here on eight.
Araba 8. caddede.
The car is here
Araba geldi.
- You mean the car is here now? - Oh, yeah.
- Yani araba burada mı diyorsunuz?
The car is here, because not walked more!
Bunu yapma, önce dene!
The car is here.
Araba geldi.
The car is here.
Araba bu tarafta.
I just think it's weird that the car is here, while the whole thing actually happened there, on the railways.
Her şey orada, demiryolunda gerçekleşirken, arabanın burada olması bana biraz garip geldi.
No one must suspect the other car is here.
Kimse öbür arabanın burada olduğundan şüphelenmemeli.
We cut through this corridor here, over to the platforms, and our car is here.
Bu koridoru kullanıp platformların üzerinden geçmiş oluruz, arabamız da burada olacak.
The only car around here for miles is the one that belongs to our gardener.
Buralardaki tek araba bahçıvanımıza ait.
Pardon, Monsieur, but it is 10 : 00 your car is here to take you to the airport.
Özür dilerim, ama saat 10 : 00. Arabanız sizi götürmek üzere bekliyor, efendim.
Here is the car key.
İşte arabanın anahtarı.
Cedric is here with the car.
Cedric arabayla gelmiş.
- In a sense you're here because you drive a car the way I conduct my business.
- Aslına bakarsan buradasın çünkü benim iş ahlakıma göre otomobil kullanıyorsun.
The only thing to do here is to drive just as fast as you know how and hope your car doesn't break.
Burada tek yapmanız gereken hızlı olmak ve otomobilinizin sorun yaşamamasını ummaktır.
Here he is behind Car Number 43... hitting the wall, trying to get by... and he made it.
Ve işte 43 numaralı aracın arkasında... yanından geçmek için duvara vuruyor... ve başardı.
General, the cardinal's car is here, and the reporters.
General, kardinalin arabası burada, ayrıca gazeteciler de.
For I've only just arrived from gillingham on the 8 : 13 And here is my restaurant car ticket to prove it.
8 : 13'le Gillingham'dan yeni geldim ve işte kanıtlamak için yemekli vagon biletim.
Here is the second place car, Ferrari number eight, coming in for what should be its last stop for fuel and driver change.
İşte ikinci sıradaki araba, 8 numaralı Ferrari, pite giriyor son sürücü değişikliği ve yakıt için.
The Tsar is here in Petersburg to bless the troops.
Çar askerlerimizi kutsamak için burada, Petersburg'da...
The gentleman here is the only person who've said that the man who was driving the car had black moustaches, and that this man is Bartolomeo Vanzetti.
Buradaki adam, arabayı süren kişinin Bartolomeo Vanzetti olduğunu söyleyen tek şahit Bu çelişkili bir durum.
This is the car right here, sir.
İşte otomobil tam burada, efendim.
The Tartar Prince Yedigey is here to see the tsar.
Tatar Prensi Yedigey, Çar'ı görmeye geldi.
While the bashaw, who is the real power here is leaning toward the czar of Russia.
Buranın gerçek hakimi paşa ise Rus Çarına meyilli.
I'd like to replace it. I mean, I can't replace it, but here, here's a little something to take care of everything, and... And the car wash, the car wash is on me.
Yani telafi edemem de, fakat bu herşeyi ayarlar, araba yıkama da şirketten.
Here is the name of the person who rented the car.
İşte arabanızı kiralayan kişinin ismi...
That is the last time you run that car in here without an exhaust hose.
Bir daha egzoz borusu olmadan bu arabayı buraya sokma.
And I can tell you, and I'm not just saying this, That this here car is the single most sensational thing on wheels since the turbo.
Sana şunu söyleyeyim ki, laf olsun diye söylemiyorum, bu araba turbodan beridir, en muhteşem tekerlekli araç.
I mean, you think my car is safe on the streets around here?
Yani sence arabam o sokakta güvende midir?
Is the car here?
Araba burada mı?
That sheriff's car they're pulling out of the lake Is a few miles from here.
Şu gölden çıkardıkları şerifin arabası birkaç mil ötede.
And I hurry up and clean up the blood out the car, then pick up a can of baked beans because Aidan, who's been here all the time, watching, I suppose, is still hungry.
Ve aceleyle arabadaki kanı temizledim. Sonra bu süre boyunca beni seyreden Aidan için hâlâ aç olabileceğini düşünerek bir kutu fasulye konservesi aldım.
The sergeant is reluctant to believe our friend here stopped his car to ask the way to his own constituency.
Çavuş, dostumuzun kendi seçim bölgesine giden yolu sormak için arabasını durdurduğuna inanmaya isteksiz gibi.
The car of the Prime Minister is forced down that lane from this main road here, you say.
- Başbakanın inmeye zorlandığı araba, burada mı durdurulmuştu?
What you got here is just about the safest damn car on the road.
Bu araba yollardaki en güvenli arabalardan biri.
The next car in here is yours.
Gelecek bir sonraki araba senindir.
Well, my car was dirty and they do such a lousy job of cleaning it down at the batting cages, I thought I'd bring it here.
Şey, arabam kirliydi ve kuru temizlemecide berbat bir iş çıkardıklarından buraya getireyim diye düşündüm.
- The car is right here.
- Araba burada.
here is the car.
Araba geldi.
Here is the communiqué that was left in the embassy car.
Elçilk aracından geriye kalan bildiri.
The electric car is here.
Karşınızda elektrikli araba.
I used all my credits to bring the car here. You think your brother is good for nothing.
Bütün prestijimi kullanarak getirdim bu arabayı ha, ona göre.
And furthermore... once every nail and splinter that reminds us of the painful... eyesore that once stood here is gone... then the village can boost its first car park.
Ayrıca... bir zamanlar burada duran çirkinliği bize hatırlatan... son çivi ve kıymık da ortadan kalkınca... köyümüz ilk otoparkına kavuşabilecek.
- Here is the car key ls your Prem so useless that he can't afford a car for you?
- Arabanın anahtarı Prem sana bir araba veremeyecek kadar faydasız birimi?
I promise we will arrange a car to take you to the helicopter port. No one is allowed to leave. If anyone dies here.
Söz veriyorum, seni helikoptere götürecek bir araba vereceğiz kimse gitmeyecek eğer şimdi biri ölürse, bu artık hırsızlık değil, cinayet davası olur!
Your Honor, my lawyer is just parking the car. He should be here any second.
Sayın yargıç, avukatım arabasını park ediyordu.
Here, the car is outside.
Araba dışarıda.
the card 32
the cars 36
the cards 33
the car 277
the caretaker 29
the cardinal 25
is here 159
the crow flies straight 33
the council 29
the choice is yours 166
the cars 36
the cards 33
the car 277
the caretaker 29
the cardinal 25
is here 159
the crow flies straight 33
the council 29
the choice is yours 166
the crew 35
the city 103
the camera 86
the cat 115
the cowboy 18
the case 115
the clock is ticking 101
the chair 57
the curse 50
the club 60
the city 103
the camera 86
the cat 115
the cowboy 18
the case 115
the clock is ticking 101
the chair 57
the curse 50
the club 60
the cake 61
the coast is clear 60
the case is over 17
the child 120
the captain 118
the clock 26
the cops 215
the case is closed 84
the cross 35
the code 52
the coast is clear 60
the case is over 17
the child 120
the captain 118
the clock 26
the cops 215
the case is closed 84
the cross 35
the code 52