English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / The captain

The captain translate Turkish

16,940 parallel translation
The captain tried to stop me from seeing the sick crewman because he knew the truth.
Kaptan gerçeği bildiği için hasta olan tayfaya bakmama engel olmaya çalıştı.
The Reverend was doing research on the Captain... and my father told him to abandon the project.
Peder, Yüzbaşı'yı araştırıyormuş ama babam işi bırakmasını söylemiş.
There's someone in the captain's office to see you.
Başkomiserin ofisinde seni görmek isteyen biri var.
Sweep the hold before the captain goes across just in case there's...
İyice arayın. Kaptan geçmeden tedbir için...
- Chart for the captain!
- Kaptana harita gönderin!
- But the captain here trying to make a statement.
Ama kaptan kendini göstermek için burada.
Where's the captain?
Yüzbaşı nerede?
When I told the captain that I was expecting Red Jamie, he made himself a bit less conspicuous to help lure your husband into my trap.
Yüzbaşıya Kızıl Jamie'i beklediğimi ve kocanı tuzağıma düşürürken dikkatleri üzerine daha az çekerek yardım edebileceğini söyledim.
I don't know what the hell you've been doing, but IA's onto you, and they've given the captain a heads-up.
Ne yapıyordun bilmiyorum ama Personel'in gözü sende ve amirine uyarıda bulundular.
♪ We in Harlem's Paradise Tell the Captain ♪
Kaptan'a söyleyin Biz Harlem'in Cenneti'ndeyiz
I am the captain.
Ben kaptörüm.
I'm the captain, I have the right to deal with any threat.
Ben kaptanım, herhangi bir tehditle başa çıkma hakkım var.
- Captain wants us to lay off the case.
- Başkomiser davayı kapatmak istiyor.
Captain O'Connell, shut the fuck up.
Yüzbaşı O'Connell, kapat şu lanet çeneni.
Because my official title is special agent in charge which gives me the authority over a special agent who's over your captain who's over you.
Çünkü resmi unvanım, yetkili özel ajan bu da bana, yüzbaşından üstün olan, senden üstün olan özel ajan üstünde yetki veriyor.
So, we prepared to engage, but when my Captain hailed them, they just jabbered on and on, ending with the phrase, "Donkey balls."
Bağlanmaya hazırlanıyorduk ama kaptanım onlara seslendiğinde anlaşılmaz bir şekilde devamlı olarak "eşek taşağı" kelimesiyle biten o cümleyi yolladılar.
Alex is the younger brother of Captain Jonathan Randall, Esquire.
Alex, Yüzbaşı Jonathan Randall'ın küçük kardeşidir.
Our city's Police Captain Connolly and several detectives are on the scene.
Şehrimizin Polis Şefi Connolly ve birkaç dedektif olay yerinde.
What, you think all the city's criminals are on vacation, Captain?
Ne, şehirdeki tüm suçluların tatilde olduğunu mu sanıyorsun, Başkomiserim?
Do you know who owns all the places you've been to, Captain?
Gittiğiniz tüm mekânların sahibi kim biliyor musunuz, başkomiserim?
Captain, I got that trace on Porter's call, it came from a pay phone next to the Snake Eyes Club.
Başkomiserim, Porter'ın çağrısının izini sürdüm Snake Eyes kulübünün yanındaki bir ankesörlü telefondan yapılmış.
Captain mainwaring said you're not going near the base.
Yüzbaşı Mainwaring üsse yaklaşmayacağınızı söyledi.
This could cost us the war, captain.
Bu yüzden savaşı kaybedebiliriz yüzbaşı.
I have committed men and resources to aid you in retrieving the Urca gold, in exchange for which you assured me, expelling Captain Vane from that fort.
Sen tekrar Urca altınlarını alabilesin diye adamlarımı ve kaynaklarımı irtikap ettim senin Kaptan Vane'i hisardan defetmen karşılığında.
And since Captain Vernon's crew walked off the site, there's been little to no labor provided to me at all.
Kaptan Vernon'un tayfası gittiğinden beri neredeyse hiç iş gücüm kalmadı.
We've succeeded in making Captain Flint the name of grim death to all of them.
Hepsine karşı Kaptan Flint'i gaddar ölümün adı yaparak bir şey başardık.
Time is short, so I will be plain and offer you the same terms as accepted by the late Captain Hallendale's men.
Vaktimiz kısa o yüzden açık konuşacağım ve sizlere Kaptan Hallendale'in adamlarının kabul ettiği aynı şartları sunacağım.
Captain says it's the most beautiful city in Westeros.
Kaptan, Westeros'taki en güzel şehir olduğunu söylüyor.
- Bihar's captain Vikas Kumar and Punjab's captain the talented Yuvraj Singh, standing in the middle of the field for the toss.
Bihar'ın kaptanı Vikas Kumar ve Punjab'ın kaptanı yetenekli Yuvraj Singh, sahanın... -... ortasındalar. - Yazı.
I'm taking a tough call today as a captain... and I want you sirs to take an important call as selectors... who want the betterment of Indian cricket.
Kaptan olarak bugün zor bir çağrı yapıyorum ve Hint kriketinin başarılı olmasını istiyorsanız seçmenler olarak sizinde zor çağrıda bulunmanızı istiyorum.
A captain is only as good as the team.
Kaptan takımı kadar iyidir.
- Massive ruckus from the Indian captain.
Hint kaptandan muazzam bir vuruş.
May I introduce Alexander Randall, the younger brother of Captain Jonathan Randall.
Sizi Yüzbaşı Jonathan Randall'ın küçük kardeşi Alexander Randall'ı tanıştırayım.
The woman I am now is not the woman I once was, Captain Randall.
Artık bir zamanlar olduğum kadın değilim Yüzbaşı Randall.
Captain Randall. Where the hell are ye going?
- Ne cehenneme gidiyorsun sen?
Captain Randall could share the same fate, God willing.
Tanrı'nın izniyle Yüzbaşı Randall da aynı kaderi paylaşabilir.
Rackham, captain of the guards, he had us work him over real good.
Gardiyanların başı Rackham, Carl'ın canına okumamızı istemişti.
Gave a speech at a church, knocked down a few doors in the projects and now... you Harlem's Captain America.
Kilisede bir konuşma yaptın varoşlarda bir iki kapı devirdin ve birden Harlem'in Kaptan Amerika'sı oldun.
My father was a captain in the army.
Babam, orduda yüzbaşıydı.
When we said where you were, she told us that her maiden name was Cottler... and her brother's family lives in Cleveland... and her nephew goes to the same college... and is president of the Jewish Fraternity... and captain of the basketball team.
Senin orada okuduğundan bahsettiğimizde Cottler'ın kızlık soyadı olduğunu söyledi ve kardeşinin ailesinin Clevland'da yaşadığını söyledi. Yeğeni de seninle aynı okula gidiyormuş. Yahudi birliğinin de başkanıymış.
Well, I am very familiar with this essay... because I set myself the task of memorizing large sections of it... when I was captain of my high school debating team.
Ben bu esere oldukça aşinayım. Çünkü lisede münazara takım kaptanıyken geniş bölümleri ezberleme görevini kendime vermiştim.
Ladies and gentlemen, from the flight deck, this is your captain speaking.
Bayanlar ve baylar uçuş güvertesinden kaptanınız konuşuyor.
She was valedictorian, cap... captain of the softball team.
O lisenin konuşmacısı olmuştu, softbol takımının kaptanıydı.
Sir, Crispin Edensong, Captain of the Home Guard of Arborlon.
Efendim, Crispin Edensong Arborlon Hane Muhafızlarının yüzbaşısı.
Okay, that's great, Captain Video, but while you're over there in the future, I'm here in the present trying to keep the fucking lights on.
Peki bu harika Kaptan Video sen orada gelecekteyken ben burada işleri ayakta tutmaya çalışıyorum.
Captain of the debate team.
Münazara takımının kaptanıydı.
My friend, Captain Vassily Denisov of the Pavlograd Hussars.
Dostum Yüzbaşı Vassily Denisov, Pavlograd Süvarilerinden.
I'm the co-captain.
Ben eş başkanım.
This is captain Anderson, on behalf of myself and the crew, we welcome you all aboard this evening on the new a390.
Bu kaptan Anderson, kendim adına Ve mürettebat, hepinizi bu akşam bekliyoruz Yeni a390 üzerinde.
This is the co-captain, Ruoxin, our flight will be experiencing turbulence.
Bu eş kaptan, ruoxin, Uçuşumuzda türbülans yaşanıyor olacak.
Captain, the situation is under control.
Kaptan, durum kontrol altında.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]