The code translate Turkish
8,008 parallel translation
You ever dream about the code, kid?
- Şifreyle ilgili bir rüya gördün mü evlat?
The code was crude, perhaps rushed.
Kod işlenmemişti, belki aceleye getirilmişti.
You ever dream about the code, kid?
Kodu rüyalarında hiç gördün mü?
I know the code!
Şifreyi biliyorum!
Five figured out the code to the mystery room.
Beş gizemli odanın şifresini buldu.
How are we going to find the code in all that?
Şifreyi nasıl bulacağız?
I don't have the code.
Şifreyi almadım daha.
We just knock a few heads together, threaten to shoot a few people... they give us the code.
Birilerini yakalayıp onları vurmakla tehdit edip şifrelerini alalım.
Now I know you got the device in a vault somewhere on board, so why don't you give me the code and this'll all be over.
Aygıtı bu gemideki bir kasada sakladığınızı biliyorum. Bu yüzden neden bana şifreyi söylemiyorsun da bu iş bitmiyor?
See, they can either give me the code, or they can watch you get blown out into space.
Bak, ya onlar bana kodu söyleyecek ya da senin uzayda yok oluşunu izleyecekler.
The code is Maplethorpe.
Şifre Maplethorpe.
See, they can either give me the code, or they can watch you get blown out into space.
Ya bana kodu verirler, ya da seni uzaya fırlatırım.
The code is Maplethorpe, with an "e".
Kod Maplethorpe, "e" ile.
We gave him the code.
Ona kodu vermiştik.
They changed the code.
Kodu değiştirmişler.
You're gonna fly me to the nearest space station, and then when I'm safely off the ship I'll radio back with the code.
Beni en yakın istasyona götürüp güvenle bıraktıktan sonra size odanın kodunu telsizle bildireceğim.
Without the code your friends are dead.
Kod olmadan, arkadaşların ölür.
Because if she opens that door before you give me the code, you will regret it.
Çünkü eğer sen bana kodu vermeden kız kapıyı açmış olursa pişman olacaksın.
If I give you the code you're just gonna blow me out anyway. Why?
Sana kodu verirsem beni her türlü uzaya göndericeksin.
If you give me the code, I will let you out.
Bana kodu verirsen, dışarı çıkmana izin veririm.
When I was in that airlock and they were threatening to space me, you were the one who gave up the code.
Ben hava kilidindeyken ve beni uzaya göndermekle tehdit ederlerken kodu veren sendin.
We're the only ones with the code to this room.
Bu odanın şifresi sadece bizde var.
Crack the code!
Şifreyi kır öyleyse.
Okay, I'm gonna crack the code, but I need all of your help.
Tamam, ben kodu kıracağım ama hepinizin yardımına ihtiyacım var.
Get the code.
- Şifreyi bulun.
"Get the code!"
"Şifreyi bulun!"
The code is 5-7-9-8-Delta-Alpha-N - Alpha-November-Tango-Echo - Niner-1-7-5-6-2-0 -
Şifre, 5-7-9-8-Delta-Alfa-N Alfa-November-Tango-Eko Niner-1-7-5-6-2-0 Alfa-Papa-H-India-Alfa-4-3-7.
They're desecrating our values, stealing our women... and putting into peril the code of honor that we at Tigerclaw have worked so hard to establish!
Değerlerimizin kutsallığını bozuyor, kadınlarımızı çalıyor ve Kaplan Pençesi'nde kurmak için çok uğraştığımız etik kuralları hiç sayıyorlar!
You've been found guilty of breaking rules of the code of conduct.
Kuralları çiğnemekten suçlu bulundun.
You break the code, you pay the price.
Kuralı çiğnersen, bedelini ödersin.
Christine broke the code.
- Christine kuralı çiğnedi.
The code. And that part's gone now... along with Christine Sanders... and John Wallis.
O parça, Christine Sanders ve John Wallis'la birlikte öldü.
The code might not be revolutionary, but the interactions between users are a completely new way of communicating.
İçerdiği kodlar devrim niteliğinde olmayabilir ancak üyeler arası etkileşim tamamıyla yeni bir iletişim biçimi.
And the door will have a code lock you on it that you won't be able to break.
Ayrıca kapıda kırılması imkansız olan bir şifre sizi bekliyor.
This is a clear violation of the honor code.
Bu kutsal kurallara karşı.
There's also been a number of coded messages originating in Bucharest, talking about the sale of a "rare bird", which I assume is code for the CONDOR.
Ayrıca Bükreş'ten yazılmış ve "nadir kuş" un satışından bahseden... kriptolu mesajlar da mevcut. CONDOR ile alakalı bir kod olduğunu düşünüyorum.
They have corporate cards and standing offices, which, as defined by section 14.2 of the Internal Revenue Code, makes them employees.
Onların şirket kartları, ve ayakta ofisleri var bu da, vergi yasasının 14. maddesinin 2. bendine göre onları çalışan yapıyor.
I'm up to 16 characters on the encryption code, but then...
Şifreleme kodunun 16'ncı karakterine kadar geldim ama sonra...
It's a code name, Shaggy, for a trap I had built to contain Greenie back in the day.
Bir zamanlar yeşilliyi tuzağa düşürüp zapt etmek için yapmıştım. Bittiğini görmemiştim.
Look at the return zip code.
Dönüş posta koduna bak.
I told you I'd keep your secrets when I hired you, but now I need you to access the memory banks of your brain and tell us the secret access code that will break into the government's secret computer network.
Seni işe aldığımda sırlarını saklayacağımı söylemiştim ama şimdi beyninin derinliklerine ulaşmalı ve devletin gizli bilgisayar ağının gizli şifresini söylemelisin.
I will defend the network access code, sir!
Ağ şifresini koruyacağım efendim!
I executed procedure 865-Delta, code name... the Old Switcheroo.
865-Delta yöntemini uyguladım kod adı : Değiş Tokuş.
When did you change the lock code to this room?
Odanın kapı şifresini ne zaman değiştirdiniz?
We're investigating Wallis's murder, not an infraction of the school's code of conduct.
Wallis'ın cinayetini soruşturuyoruz, okul kurallarının bozulmasını değil.
Now, the Highway Code says he will stop 240 feet later on this line here, right where James May and I are standing.
Otoyol kuralları gereğince 240 ft ( 75 m ) sonra şu çizgide... James May ve benim olduğum yerde durması lazım.
Ah, yes, but the thing is, when the Highway Code was written, cars were small and light.
Evet, Ama Otoyol Kuralları yazıldığında... araçlar küçük ve hafifti.
What is the Highway Code on about?
Otoyol Kuralları'nın derdi ne ki?
A code you must have forgotten, otherwise you wouldn't have been up all night drinking gin and having illicit sex with the future King of England.
Eğer bunu unutursan kolayca unutursan, tüm gece cin içip, gelecekteki İngiltere Kralı ile, yasak bir seks yapmış olursun.
See if we can come up with any code to cancel out the effect of the drugs on the memory.
Bak bakalım herhangi bir kodla uyuşturucunun hafızadaki etkisini azaltabilecek miyiz.
There's so much to do... not just on the vaccination front, but we need a new tax code and budget reform, and there's the war in West Angola and the war right here at home, five minutes away.
Yapmak istediğim çok şey var. Sadece aşı konusunda da değil. Yeni bir vergi ve bütçe reformuna ihtiyacımız var.
the code is 24
code 382
codes 34
codeine 20
code blue 229
code red 179
coded 36
code black 37
code name 32
code three 44
code 382
codes 34
codeine 20
code blue 229
code red 179
coded 36
code black 37
code name 32
code three 44
code yellow 22
the card 32
the crow flies straight 33
the council 29
the choice is yours 166
the city 103
the crew 35
the car is here 16
the camera 86
the cat 115
the card 32
the crow flies straight 33
the council 29
the choice is yours 166
the city 103
the crew 35
the car is here 16
the camera 86
the cat 115
the cars 36
the cowboy 18
the cards 33
the chair 57
the car 277
the clock is ticking 101
the caretaker 29
the curse 50
the case 115
the cake 61
the cowboy 18
the cards 33
the chair 57
the car 277
the clock is ticking 101
the caretaker 29
the curse 50
the case 115
the cake 61
the captain 118
the club 60
the case is over 17
the coast is clear 60
the child 120
the case is closed 84
the clock 26
the cops 215
the cross 35
the chinese 54
the club 60
the case is over 17
the coast is clear 60
the child 120
the case is closed 84
the clock 26
the cops 215
the cross 35
the chinese 54