The great translate Turkish
36,081 parallel translation
... Bloc paramilitaries over the Great Slave Lake Oil Refinery.
Büyük Köle Gölü Petrol Rafinerisi için Bloc paramiliterleriyle.
Up north, Torus security forces battle Bloc paramilitaries over the Great Slave Lake Oil Refinery.
Kuzeyde Bloc paramiliterleriyle çatışan Torus güvenlik güçlerinin hedefinde Büyük Köle Gölü Petrol Rafinerisi var.
Even the great Iron Man cowers in fear.
- Büyük Demir Adam bile korku içinde.
Ladies and gentlemen, the great Jervis Tetch.
Bayanlar baylar, Muhteşem Jervis Tetch.
All the great tragedies start with a face like yours.
Tüm büyük facialar seninki gibi bir yüzle başlar.
- Oh, you mean "The Great Jervis Tetch, Hypnotist Extraordinaire"?
"Büyük Jervis Tetch, Olağanüstü Hipnozcu" demek istedin herhalde?
The great hero!
Büyük kahraman! Arama hakkımı istiyorum.
"They have canonized the most gigantic liars " and buried the great thieves in marble and gold.
En büyük yalanları yüceltip, büyük hırsızları mermer ve altından mezarlara gömmüşlerdir.
Have you tried turning your will and your life. Over to the great ghost in the sky?
Dileğini ve hayatını gökyüzündeki harika hayalete çevirmeyi denedin mi?
Left due to injuries sustained in the Great War.
Büyük Savaş'ta aldığım hasarlar nedeniyle bıraktım.
Which contains the key to the location of the long lost tomb of Alexander the Great.
Bu da bize uzun zamandır kayıp olan Büyük İskender'in mezarını gösteren anahtarın yerine götürecek.
Alexander the Great.
Büyük İskender.
So that's the great Bob the Nailer, huh?
Meşhur "Çivici Bob" bu muymuş?
The great Alessandra.
Büyük Alessandra.
We think the great thing is that because it roams around the world, we get a different view out of the big picture windows every week.
En beğendiğimiz şey şu. Dünyayı dolaştığımız için her hafta arkada başka bir manzara olacak.
In fact, that's almost all I think about, and now they know that the great Bob the Nailer is here, at this forward operating base.
Aslına bakarsan, tek düşündüğüm bu. Artık Çivileyici Bob'ın burada olduğunu biliyorlar. Tam da bu ileri operasyon üssünde.
Kovacs'great-great-grandfather lived in Budapest around the time that Pierce rolled through.
Kovacs'ın büyük büyük büyükbabası Pierce'ın ortalıkta olduğu dönemde Budapeşte'de yaşıyormuş.
It's beautiful and it has the ability to cause great pain.
Güzeldir ve büyük acı verme yetenekleri de vardır.
My rule's one time, but I could really use the tips, and, you know, you're a great lay.
Kuralım tek seferliktir, fakat tavsiyelere ihtiyacım var ve yatakta epey iyisin.
But Cameron's been great for the most part.
Ama işlerin çoğunda Cameron harika.
Network computing will be the next great public utility.
Ağ merkezleri yeni hizmetler olacak.
Great news. I assure you the feeling is mutual.
Hislerimiz karşılıklı bundan emin ol.
Listen, we got the panels back and I just wanted to put your mind at ease. Everything looks great.
Sonuçlar geldi ve senin kafanı rahatlatmak istedim.
This is great for you and good for the team.
Bu senin için harika bir fırsat takım için de iyi bir şey.
Well, Misty, just in the last week, we've received literally hundreds of e-mails and calls from this group... people who feel like they're losing their country, who feel America is going to hell, and, well, they're out to make it great again.
Misty, geçen hafta bu gruptan, ülkelerini kaybediyorlar Amerika cehenneme gidiyor gibi hisseden ve onu tekrardan harika yapmak isteyen insanlardan kelimenin tam anlamıyla yüzlerce e-mail ve telefon aldık.
Great, we'll take the food court.
Güzel, biz de yemekhaneye gidelim.
It is with a humble heart that I accept the trust placed in me by this great city to become your mayor.
Bu harika şehrin bana güvenip verdiği belediye başkanlığı görevini tüm kalbimle kabul ediyorum.
Only for me, it wasn't just that you'd been a great D.A. It was that you got up day after day, you faced down the worst the city had to offer, but you never brought that home to Mom and me.
Fakat bence iyi bir Bölge Savcısı olduğun için değil her gün uyanıp şehrin en kötü yanlarını gördükten sonra annemle bana bunu hiç yansıtmadığın için bir kahramandın.
There's a great tiki bar across the street from that building.
O binanın karşısında harika bir tiki barı var.
That's why great ideas come in the shower.
Bu yüzden duşa girince harika fikirler ortaya çıkıyor
Yes, it's, it's great having the band back together again.
Evet grubu geri toplamak harika oldu.
Great. Javier has all the details.
Javier bütün detayları biliyor.
And more time with the kids is great.
Çocuklarla daha fazla vakit geçirmek harika.
The coincidence is too great.
Çok büyük rastlantıydı öyleyse.
You know, the shrimp puffs go really great with that soup.
- Şey... Karidesli puf böreği çorbayla harika olur.
So, in the end, I guess you could say that small towns are a great place to launch big futures.
Sonuç olarak, sanırım küçük kasabaların büyük gelecekler başlatmak için harika yerler olduğunu söyleyebilirim.
In fact, I am still under a great deal of treatment for the pain.
Aslında, ağrı için hâlâ büyük bir tedavi görüyorum.
Let's talk about your great work at the CDC, Dr. Pakula.
Doktor Pakula, HKM deki güzel işlerinize dönelim.
Well, that's great, save the planet, hallelujah!
Harika, gezeni kurtardık desenize, çok şükür!
The kids are great.
Çocuklar bir harika.
I merely question the virtue of provoking one's neighbours, great or small.
Sadece komşusunu kışkırtmayı sorguyorum, büyük ya da küçük.
Raised from the gutter to be a great lady?
- Hizmetçilikten bir hanımefendi yaptığın karın mı?
Keep it. Think of it as a contribution to your great cause against the communists in the jungle.
Ormandaki komünistlere karşı olan önemli davanıza bir katkı olarak düşünün.
The story of a vigilante army taking down Escobar made for great headlines.
Yasadışı bir örgütün ordusunun Escobar'ı alt etmesinin hikayesi manşetlerdeydi.
Oh, by the way, thanks a lot, I still have to figure it out, but it's great.
Bu arada çok teşekkür ederim daha çözemedim ama çok harika.
Frankie's knowledge of the world is accelerating because of your class, good and bad, and that's great, but it's going really fast.
Frankie'nin hayata dair bilgi birikimi dersiniz sayesinde iyi ve kötü yönde hızla artıyor. Ve bu harika ama çok hızlı ilerliyor.
I'll just have some beets. The beets. - Great
Biraz pancar istiyorum, pancar.
Oh, well, if you wanna spend time with the girls this summer, that would be great.
Bu yaz kızlarla vakit geçirmek istiyorsan harika olur.
It's great to be back here at the Avalon.
Tekrardan Avalon'da olmaktan çok mutluyum.
Peter starts walking across the water, he's having a great time, waving to everyone.
Peter suyun üzerinde yürümeye başlar, harika vakit geçiriyor, herkese el sallıyor.
The shrimp is gonna be great.
Karidesler şahane.
the great gatsby 18
the greater good 16
the greatest 32
great 25235
great job 528
great minds think alike 42
great stuff 65
great to see you again 26
great to meet you 111
great to see you 248
the greater good 16
the greatest 32
great 25235
great job 528
great minds think alike 42
great stuff 65
great to see you again 26
great to meet you 111
great to see you 248
great scott 63
great shot 34
great work 234
great song 31
great minds 35
great guy 76
great idea 483
great party 136
great news 351
great day 31
great shot 34
great work 234
great song 31
great minds 35
great guy 76
great idea 483
great party 136
great news 351
great day 31
great place 25
great man 24
great meeting you 24
great job today 19
great game 51
great show 88
great seeing you 38
great khan 37
great speech 37
great king 30
great man 24
great meeting you 24
great job today 19
great game 51
great show 88
great seeing you 38
great khan 37
great speech 37
great king 30