The number translate Turkish
21,623 parallel translation
We traced the number to Verna McBride's cell.
Numaranın, Verna McBride'in telefonuna ait olduğunu bulduk.
What's the number?
Numarayı söyle.
Whoever has the number could be fucking triangulating the cell tower now, man.
Numaraya sahip olan kişi şimdi vericiyi buluyor olabilir.
Madam, please give me the number he called in Delhi.
Delhi'deki aradığı numarayı alabilir miyim?
Utensils? The number for Poison Control?
Veya Zehir Kontrol numarası?
She's not gonna do that, because it violates the number one rule of being a lawyer that you taught me :
Bunu yapmayacak çünkü bu bana öğrettiğin bir numaralı avukat olma kuralını ihlal ediyor :
Ohh. Dembe will give you the number of our man in Calexico.
Dembe sana Calexico'nun numarasını verir.
The number's $ 3 million.
Fiyat 3 milyon dolar.
She didn't call the guy, but she kept the number.
Adamı aramadı, ama numarayı sakladı.
But then why did she keep the number?
Ama sonra neden o numarayı sakladı?
It was a pickup, if I give you the number plate...
Çarpan bir pikaptı. Plakasını sana versem baban adamın adresini bulabilir mi?
that's the number of people in your lab.
Laboratuvarında çalışan insan sayısı bu.
i saw the number one... three.
İlmekteyken bir, altı ve üç rakamlarını görmüştüm.
The number of days I have spent in that cold arena drinking bad coffee.
Senin için, o buz gibi sahada o berbat kahveyi içerek sayısız gün geçirdim.
That's the number one rule.
Gözünü silahının üzerinden ayırma.
Just so you know, the number-one problem with an HVAC system isn't refrigerant leaks. Yeah.
Isitma, sogutma ve havalandirma sistemlerinin en buyuk sorunu sogutucu sizintisi degilmis.
♪ we're the number-one house on campus today-a ♪
Kardeşlikte bir numarayız
Leave the number with the receptionist at the salon, and I'll call for it later.
Numarayı salondaki resepsiyoniste ver, sonra arayacağım.
And leave me the number.
Numarayı da bırak bana.
She was always dating the wrong guy, and giving them her PIN number and then calling me when things fell apart.
Her zaman yanlış adamla çıkar ve onlara şifrelerini verir. Her şey dağılmaya başladığında da beni arar.
Maybe you shouldn't leave your number with the bartender when you're running a con.
Sahtekarlık yaparken numaranı barmene bırakmamalıydın.
For any number of alleged crimes. The drone program, The rendition of foreign citizens,
İHA programı yabancı vatandaşların durumu sorgulama esnasındaki işkenceler.
If Scott leads them back to the band, I've got the license plate number to their tour bus.
Scott tekrar grubunun başına dönerse, bende tur otobüslerinin plakası var.
... and he's been to the office number of times.
Ve bir kaç kez ofiste bulundu.
Coming up, why one hello a day to the receptionist at work is the magic number.
Az sonra, çalışan bir resepsiyoniste selam vermenin sihirli bir numara haline gelmesinin nedeni.
This is where the 17th best team in the league goes number one!
Burası ligdeki en iyi 17. takımın işediği yer!
Because if I'm lying about a digital tape, then how do I know the serial number of the camera you use in your interrogation?
Çünkü eğer bir dijital kaset hakkında yalan söylüyorsam, sorguda kullanılan kameranın seri numarasını.. .. nasıl bilebilirim?
I think you've got the wrong number.
- Yanlış numara bence.
The "Washington Post" is reporting that an internal inquiry was launched today prompted by a number of complaints about a highly decorated key officer involved in that heroin task force.
"Washington Post" bildiriyor... Eroinle mücadeleye katılan önemli rütbedeki bir memur hakkkında birçok şikayetin sonucunda bir iç soruşturmanın açıldığı söyleniyor.
He may attempt to travel to the Middle East, where as far as we know, Brother Number Four is based.
Ortadoğuya seyahat etmeyi deneyebilir bildiğimiz kadarıyla dört numaralı kardeşi orada.
The secrets she took with her could compromise any number of players on that map.
Bu haritadaki her bir oyuncunun sırlarını tehlikeye atacak şeyleride yanında götürdü.
All right, the money for the room was wired from a phony overseas account, but I do have a cell number used to book the reservation.
Pekâlâ oda için yapılan ödeme denizaşırı bir hesaptan geliyor ama rezervasyon için kullandığı telefon numarasını buldum.
Hey, guys. Bad news- - the cell number he used to book the room is a burner.
Gençler haberler kötü, bu adam kullan at telefon kullanıyor.
The detectives left a number.
Dedektifler numara bıraktılar.
Both work for an executive who's staying at our third point of reference, the Warwick Hotel, while in New York to speak at a conference held by reference point number four, the Global Financial Council.
İkisi de, dördüncü referans noktamız olan Küresel Finans Konseyi'nin düzenlediği bir konferansta konuşma yapmak için New York'tayken üçüncü referans noktamız olan Warwich Otel'de kalan bir yönetici için çalışıyor.
We've done any number of things in support of the Lacroix family.
Lacroix ailesinin desteği ile çok sayıda işler yaptık.
Ladies and gentlemen, there are any number of pleasures that come with being on the board of directors of Leyland, but none greater than presenting the head, heart, and soul of our school, Dr. Leslie Graham.
Bayanlar ve baylar, Leyland yönetim kurulunun başkanlığına gelmiş çok sayıda onurlu insan bulunmakta,. ama hiçbiri okulumuzun başını, kalbini ve ruhunu temsil eden
The smudges on the screen gave away the most commonly used digits, and it's a short leap to her PIN number.
Ekrandaki pis lekeler en fazla kullanılan numaraları ortaya çıkarmış ayrıca PİN numarasını da bulmak zor olmayacak.
If Ms. Jacobs is remotely normal, she'll have used the same PIN number for other purposes in her life.
Eğer Bayan Jacobs birazcık normalse hayatındaki diğer ihtiyaçları için de aynı PİN numarasını kullanacaktır.
Mm-hmm, the intel on Jane's body seems to have come from a number of sources from within the public and private sector.
Jane'in vücudundaki bilgi birçok özel ve kamu sektöründen gelmişe benziyor. Onlardan bir kaçının kimliğini zaten belirledik.
Please... Tell me you got the license plate number.
Lütfen bana plakayı aldığını söyle.
At one point he was number 3 on the FBI's most wanted hacker list.
Kritik nokta ise, FBI'ın en çok aranan Hackerler listesinde üçüncü sıradaydı.
12 missed calls from the same number.
Aynı numaradan 12 cevapsız arama.
Security measure number one, the smart watch.
Bir numaralı güvenlik önlemi, akıllı saat.
All of which brings us to security measure number four, and believe me, I've saved the worst for last.
Tüm bunlar bizi dört numaralı güvenlik önlemine getiriyor ve inanın bana en fenasını sona sakladım.
He's number five on the FBI's most wanted list.
FBI'ın en çok arananlar listesinde beşinci sırada.
Before then, she worked she worked as a nurse and she testified in a number of the same cases that Frank worked.
Ondan önce hemşirelik yapıyormuş ve Frank'in baktığı bazı davalarda tanıklık yapmış.
Son, I'll go toe-to-toe with your number any day of the week.
Senin sayınla her şekilde yarışabilirim oğlum.
The way she was carrying on, she was married to number two, right?
Sizlanip durmasina bakilirsa iki numarayla evliydi, degil mi?
It's a disappointment. Number two... you really want me to ruin the surprise?
İkincisi sürprizi mahvetmemi mi istiyorsun?
Ladies, safety is number one on the job site.
Hanımlar, iş güvenliği birinci önceliğimizdir.
the numbers 61
the number is 23
number 1543
numbers 179
number one 624
number seven 54
number nine 43
number four 112
number two 453
number five 132
the number is 23
number 1543
numbers 179
number one 624
number seven 54
number nine 43
number four 112
number two 453
number five 132
number three 234
number six 124
number eight 35
number ten 17
the night of the murder 53
the new yorker 37
the new york times 60
the notebook 36
the night of the fire 17
the night is young 64
number six 124
number eight 35
number ten 17
the night of the murder 53
the new yorker 37
the new york times 60
the notebook 36
the night of the fire 17
the night is young 64
the night before 47
the night shift 17
the noise 65
the not 21
the night before last 20
the nose 48
the night she died 20
the night 83
the next time i see you 21
the night he died 19
the night shift 17
the noise 65
the not 21
the night before last 20
the nose 48
the night she died 20
the night 83
the next time i see you 21
the night he died 19