The rocket translate Turkish
1,406 parallel translation
Use the rocket launcher!
Roketatarı kullan!
Oh, we'll head straight home after we blow up this facility and all the rocket fuel here!
Tabi, bu tesisi ve içindeki tüm roket yakıtını havaya uçurduktan sonra doğruca evimize döneceğiz!
You want to make sure you get out of there fast after you're done wiring the circuit board into the satellite because if you're in the ducts when the rocket launches, then, well, boom.
İşi bitirdiğine emin olduğunda oradan ivedilikle çıkmalısın. Çünkü roket fırlatılırken kanallarda kalırsan,.. ... havaya uçarsın, boom!
And in compliance with Kyoto environmental accords, during launch, we filter the rocket's exhaust through 2-mile ducts.
Kyoto çevre protokolüne uyum bakımından,.. ... fırlatma sırasında roketin egzoz borusunu 2 millik kanallarla filtreliyoruz.
Knowing that, with a shifty glance skyward... We will see by the rocket's red glare, that our flag is still there.
Bu gerçekle, kaypak gökyüzüne bakarak roketlerimizin göz kamaştırıcı ateşini göreceğiz ve bayrağımız orada olacak.
You're still too shallow to fire the rocket booster.
Hala roket güçlendiriciyi çalıştırmak için erken.
He had to fire the rocket booster too early.
Roketi çok erken ateşledi.
Like the guy building the rocket to land on the moon and win us the space race.
Aya inen füzeyi yaparak bize uzay yarışını kazandıran adam gibi.
- The rocket must be ready to launch.
- Roket fırlatmaya hazır olsun.
J.p., who gave you the rocket launchers last month on credit?
Oh, J. P, geçen ay kredili olarak füze rampalarını sana kim verdi?
You want to do the rocket ship?
Roket gemisi yapalım mı?
Let's do the rocket ship.
Roket gemisi yapalım. Haydi.
The rocket ship?
Roket gemisini mi?
You want the rocket ship?
Roket gemisini mi istiyorsun?
Everybody'll get the rocket ship.
Pekala, herkes roket gemisine binsin.
- Help me do the rocket ship.
- Şu roket gemisi numarasından yapmalısın.
Aim the rocket at the doorway.
Roketi kapıya nişanla.
- I'm sure the rocket scientists... they assemble as a jury will see it that way.
- Eminim jüri olarak seçtikleri o 12 roket mühendisi de öyle anlar.
This is when he sees the rocket grenade thing - whatever you call it - and his adrenals are up 300 % instantly.
Roketin gelişini gördüğü anda siz ne dersiniz bilmiyorum ama adrenalin seviyesi 300 % artış gösterdi.
- Like the rocket ship, I suppose?
- Roket gemisi gibi herhalde.
Your struggles threw the rocket off course... and it came back to Earth.
Elbette çaban sayesinde roketten kurtuldun.. ve dünyaya geri döndün.
Omar, there'd be no energy to fuel the rocket to space.
Omar, gemiyi uzaya gönderecek kadar yakıt olmayacak.
The rocket fired from Thunderbird 1 has robbed it of the oxygen it needed to burn. Amazing!
Thunderbird 1'den atılan roket yangın için gerekli oksijeni tüketti.
The barrel, the rocket inside, front and rear sights, and the launch mechanism.
Namlu, içindeki füze, ön ve arka nişan yerleri ve fırlatma mekanizması.
We're flying over the trees on our magic rocket.
Sihirli mekiğimizle ağaçların üzerinden uçuyoruz.
You know the * BEEP * joke about the long smooth rocket that looks likes some guy's...
- Bilirsin, uzun bir roket vardı görünüşü bir erkeğin... - Justin
which gets food and medicine there and, no doubt, the odd rocket grenade launcher.
Şüphesiz eski topraklar bu işi iyi götürüyor.
Based on the X - 302's rocket - fuel capacity, even a full burn won't do it, so the other engines have to get you partway, hauling something six times greater than they were made to.
Bu yüzden yolun bir kısmını diğer motorları kullanarak tasarlandıklarının altı katı daha fazla yükle gitmek durumundasınız. - Evet Carter...
He needs to reach 50 before he can fire the main rocket engine.
Ana roketi ateşlemeden önce 50'ye çıkması gerekiyor.
In fact, scientists needed nothing more than Newton's equations to plot the course of a rocket | that landed men on the moon. Eleven, this is Houston.
Işığın hızı, bir tür kozmik hız limiti gibiydi, evrendeki hiçbir şey bu hızı aşamazdı.
Rocket to the moon, baby. Rocket to the moon.
Aya roket bebeğim, aya roket.
For us, this is, you know, an adventure, a rocket ride to the moon.
Bize göre bu, bir tür macera, aya bir roket yolcuğu gibi.
With a beacon at the coordinates, I could launch a rocket and take out the domino.
Doğru koordinatlara bir roket fırlatırsam dominoyu bozabilirim.
So he got on the first elevator and then on the second elevator that's as fast as a space rocket, and they got to the top of the Empire State building and the Little Mermaid was looking down and she said
Böylece ilk asansöre binmiş ve sonrada bir uzay roketi kadar hızlı olan ikincisine binmiş, ve Empire State binasının tepesine ulaşmışlar ve sonra küçük denizkızı aşağıya bakıp şöyle demiş
I like the one shaped like a rocket launcher.
Roket rampası gibi şekli olan en sevdiğim.
Captain hornblower will indeed attack the semaphore With a small party and signal his success with a blue rocket.
Kaptan Hornblower semafora saldıracak, yanında ufak bir toplulukla ve başarısını mavi fişekle işaret edecek.
The mechanism is not unlike the one that the Germans put in the V-1 rocket in World War II.
Mekanizmanın, Almanların 2. Dünya Savaşı'nda V-1 füzesinde kullandıklarından pek farkı yok.
If I see you with her ever again, I'll set your ponytail on fire... and you'll fly into the skies like a rocket
"Eğer seni bir daha onun yanında görürsem, senin o at kuyruğunu sigarayla yakarım..." ve seni bir roket gibi gökyüzüne fırlatırım.
There was rocket fuel in the bomb and rocket fuel on your t-shirt.
Bombada da, tişörtünde de roket yakıtı var.
Look, as soon as they figure out that all these people have been to the clinic... it won't take a rocket scientist to point the finger at me.
Bak, tüm bu insanların klinikte bulunduklarını anladıkları an... benim yaptığımı anlamaları için roket bilimcisi gerekmeyecek.
I love rocket skating, but the wait is always so long.
Roket kayağına bayılırım ama sıra hep çok uzun.
You'll be late for the next rocket to the moon.
Aya giden sıradaki roketi kaçıracaksın!
Anybody with a microlight, a glider, a bottle rocket can get it into the path of MX1 and create hell over north west London.
Yelken kanatlı ya da paraşütlü biri bir roketle Başkanın güzergahına dalabilir ve Kuzey-Batı Londra'yı cehenneme çevirebilir.
You shoot that thing out of the sky with a sidewinder missile and hot metal and rocket fuel falls on hundreds of people.
O şeyi havadan-havaya bir füzeyle vurursan yanan metal parçalar ve roket yakıtı yüzlerce kişinin tepesine yağacak.
Look, you ve done a lot of stupid crap over the years You stolemy panties, you tied my hamster to a bottle rocket
bak, yıllarca bir sürü aptalca pisliğine katlandım iç çamşırlarımı çaldın, hamsterımı bir rokete bağladın
Move your far arse and shoot the fucking rocket!
Kıçını kaldır da şu lanet roketi ateşle!
And then somebody got a lucky shot off with this rocket launcher here... and took out the sled.
Ama biri roket atarla şanslı bir atış yaptı ve kızağı havaya uçurdu.
What's the angle? I interview some rocket scientist while he looks through my skirt with X-ray glasses?
O benim bacaklarımı röntgenlerken bir roket bilim adamıyla röportaj mı yapacağım?
A rocket launcher consists the following :
Bir füzeatar şunlardan meydana gelir :
Jimmy felt like a space rocket, jetting off towards the stars.
Jimmy uzay roketi gibi hissetti, yıldızlara doğru ilerleyecekti.
The only time we do anything right is when we accidentally plow into the Snow Ghost because we've accidentally glued our feet to rocket-powered roller-skates.
Doğru yaptığımız tek şey yanlışlıkla Kar Hayaleti'ne çarpmamız olmuştu çünkü ayaklarımızı yanlışlıkla roketli patenlere yapıştırmıştık.
rocket 194
rockets 24
rocket man 23
the rest of us 45
the rest of my life 18
the restaurant 50
the right way 29
the rules have changed 16
the road 48
the rules are simple 34
rockets 24
rocket man 23
the rest of us 45
the rest of my life 18
the restaurant 50
the right way 29
the rules have changed 16
the road 48
the rules are simple 34
the real one 64
the rules 72
the rain 42
the river 87
the real me 30
the rope 39
the rock 58
the right thing 58
the rest of your life 21
the roof 92
the rules 72
the rain 42
the river 87
the real me 30
the rope 39
the rock 58
the right thing 58
the rest of your life 21
the roof 92
the right 75
the real deal 26
the real story 16
the reason 46
the ring 177
the red one 47
the r 45
the real thing 38
the radio 72
the real ones 16
the real deal 26
the real story 16
the reason 46
the ring 177
the red one 47
the r 45
the real thing 38
the radio 72
the real ones 16