English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Turn the lights on

Turn the lights on translate Turkish

543 parallel translation
Were going to turn the lights on the track.
Demiryolundaki sinyal ışığını kapatmalıyız.
Come in while I turn the lights on.
Ben ışıkları yakarken, sen de içeri gel.
Would someone turn the lights on please?
Biriniz ışığı yakar mısınız?
We turn the lights on.
Işıkları yakacağız.
Don't turn the lights on!
Işıkları açmayın!
- Hey, turn the lights on!
- Hey, ışıkları açın!
Time to turn the lights on already.
Işıkları açsak iyi olur.
And turn the lights on, please.
Işıkları da söndür lütfen.
Why don't they turn the lights on?
Işıkları mı kapattılar?
Turn on the lights.
Şu ışığı yaksanıza!
Burglars wouldn't turn on the lights... and I wouldn't let you climb all those stairs.
Saçmalık. Hırsızlar ışıkları açmaz ve tüm o merdivenleri çıkmanı da istemem.
Turn on the lights.
Işıkları yak.
Let's turn on all the lights in the house.
Evin bütün ışıklarını yakalım.
Turn on the lights in the field.
Alandaki ışıkları açın.
Hey, turn on the lights.
Işıkları yakın.
Turn on the lights.
Işıkları yakın.
- Turn on the lights!
- İşıkları açın.
Turn out the lights, lock the doors and shoot on sight.
Işıkları kapat, kapıları kilitle ve gördüğün yerde vur.
- Turn on the lights.
- Işıkları yakın.
Pull the curtains and turn on the lights.
Perdeleri kapat ve ışığı aç.
Don't you ever turn your lights on at night? I'm sorry, I thought the garage man turned them on.
Siz geceleri farlarınızı yakmaz mısınız?
Christopher, turn on the lights!
Christopher, ışıkları aç!
Turn on the lights.
Işıklar!
Turn on the lights!
Işıkları yakın!
- Why don't you turn on the lights?
- Neden ışıkları açmıyorsun?
The lights. I must turn the lights back on the track.
Farlar farlarla onları uyarmalıyım.
If the lights are on, turn them off and leave them off.
Işıklar açıksa kapat ve hiç açma.
Turn on the standard lights.
Standart ışıkları açın.
- Tell O'Brien to turn the work lights on.
- O'Brien'a ışıkları açtırmasını söyle.
Don't turn on the lights!
Işıkları yakmayın!
Turn on the lights!
Işıkları aç!
- Turn on the lights, please!
- Işıkları aç lütfen!
Turn on the lights!
Işıkları aç.
Be sure he wouldn't turn on the lights again.
Benson'ın ışıkları tekrardan açmayacağından emin olamazsın.
In a moment he'll get up and rush over and turn on the lights.
Birazdan kalkacak ve fırlayıp, lambaları yakacak.
Turn on the lights.
Işığı aç.
- That's enough, now. Turn on the lights!
Yeter artık yakın şu mumları!
Put on "Patricia." I'll turn off the lights.
Patrizia'yı çalın.
Turn on the lights, please.
Işıkları açın, lütfen.
Turn the lights on in the library, please
- Antonio, kütüphaneyi aydınlatır mısın? - Hemen, Kont hazretleri!
Turn on the lights.
Işıkları aç.
Turn on the lights... and request vital protective fire!
Lşıkları yakın ve son bir koruma ateşi isteyin!
Hey, turn on the lights!
- H-Hey, Işıkları yakın!
Turn on the lights!
Işığı aç!
You did well to turn on all the lights.
Bütün ışıkları yakmakla iyi ettin.
Hercule, turn on the lights.
Hercule! Aç ışıkları!
When you reach the canal, turn left and follow the water until you see three lights... hanging on a diversion sign.
Kanala geldiğinde sola dön ve tabelalara asılı ışıkları görene kadar nehir boyunca devam et.
Turn the underwater lights on.
Su altı ışıklarını aç.
Let me turn on the lights.
Mumu yakayım.
Lights, turn on the lights, what's going on?
Derhal ışıkları yakın neler oluyor?
Close the door and turn off the lights on your way out.
Çıkarken kapıyı kapat ve ışıkları da söndür.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]