English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / We're out

We're out translate Turkish

26,528 parallel translation
Pretty sure it didn't come out of S.H.I.E.L.D., but we're not the only agency that has it.
- S.H.I.E.L.D.'dan çıkmadığına eminim ama o listeye sahip olan tek örgüt biz değiliz.
Without a doubt, but we're out of time and out of options.
Hiç şüphesiz ama zamanımız ve seçeneklerimiz azalıyor.
Yeah, the bad news is, we're out-gunned.
Evet, kötü haber ise silahımızın olmaması.
- We're getting you out of here.
- Seni dışarı çıkaracağız.
Mr. Morrow... we're here to escort you out of here.
Bay Morrow. Size dışarı kadar eşlik etmek için geldik.
We're gonna figure this out.
Bir yolunu bulacağız.
We're running out of time!
Zamanımız azalıyor.
We're running out of time.
Zamanımız azalıyor.
The next time we stop, they're gonna come out of the woods and bite your face off.
Bir daha durduğumuzda çalılıklardan çıkacaklar ve seni ısıracaklar.
We're running out of time, and this is the only sure way.
Zamanımız yok. Tek kesin çözüm de bu.
- We're men... - Hey. ... out in nature, away from the sisters Cottumaccio.
Doğayla başbaşa kalmış adamlarız Cottumaccio kardeşlerden uzakta.
From the equator they'll go further out, so we're already seeing signs of a system drought.
Ekvatordan dışarıya doğru gidecekler. Ekosistemde kuraklık izlerini şimdiden görüyoruz.
We're going to find out what happened.
Neler olduğunu öğreneceğiz.
We're going to find out what went on.
Neler olduğunu öğreneceğiz.
Since our Pagan friends can't seem to control the infestation, we're gonna do our new Mongol friends a solid and drive the Maggots out of town!
Pagan dostlarımız durumu kontrol edemediği için,... yeni Mongol arkadaşlarımızla sürüp Maggot'ları şehrin dışına şutlayacağız.
We're gonna have our work cut out.
Çalışmalarımızı şimdilik sonlandıralım.
But we're working really hard to find out why, ok?
Ama bulmak için gerçekten çaba harcıyoruz, tamam mı?
He knows we're out here.
Burada olduğumuzu biliyor.
Stay safe, ladies. Uh, guys, you know what? I need another 30 seconds and then we're out of here, I promise.
30 saniyelik bir işim daha var, sonra söz veriyorum çıkacağız.
We're out of eggs.
Yumurtamız bitmiş.
We're out here, so we have to go!
Buradayız, o hâlde kaçabiliriz.
- Yeah, so since you're the only reason we're here, what have you seen that could help us get out?
- Burada olmamızın tek müsebbibi sen olduğuna göre bize yardımı dokunabilecek bir şey görebiliyor musun?
- At least help us figure out what we're up against.
- En azından neyle karşı karşıya olduğumuzu anlamamıza yardım et.
We're figuring stuff out.
Bir şeyler bulmaya çalışıyoruz.
- Come on, we're getting out of here.
- Gel, buradan gidiyoruz.
I'll reach out to them as soon we're finished here.
İşimiz biter bitmez onlara ulaşacağım.
Will, we're out.
Will, gidiyoruz.
We're going out...
Dışarı çıkıp...
Which sucks,'cause we're losing in front of sold-out crowds.
Bu da çok berbat çünkü sahada dopdolu seyirci kitlesi varken kaybediyoruz.
I spread the canvas out a little wider, but I don't think we're gonna find anyone that saw anything.
Taramayı biraz daha genişlettim ama olayı görebilecek kimseyi bulabileceğimizi sanmıyorum.
Listen, whatever's going on with Paige's finances, we're just gonna have to figure it out another way. All right?
Dinle, Paige'in para durumu ile ilgili sorun her ne ise bunu başka bir yolla çözeceğiz, tamam mı?
We're almost out of vaccine.
Aşımız bitmek üzere.
I think we're all sorry about that, Brian, but I'm afraid we are out of time.
Bence hepimiz Brian'a bir özür borçluyuz, ama vaktimiz daralıyor ne yazık ki.
We're putting garbage in the garbage truck, not taking it out.
Çöpleri çıkarmaktansa çöp kamyonetine atıyoruz.
'Cause we're getting out of here alive, so... don't say anything you might regret.
Buradan sağ çıkacağımıza göre... sonraan pişmanlık duyacağın şeyler söyleme.
We're about to find out.
- Birazdan öğreneceğiz.
But we're out of time, man.
Ama zaman kalmadı dostum.
Come on. We're out of time.
Vaktimiz yok.
You and I will remain quarantined here at the DEO until we can figure out exactly what sort of toxin we're dealing with.
Ne tür bir toksinle karşı karşıya olduğumuzu çözene kadar ikimiz de burada karantinada kalacağız.
See, no, we're gonna... we're gonna figure it out.
Biz... birlikte bir yolunu bulacağız.
Ezekiel, we're running out of time!
Buhar hâlâ açık.
We're trying to help. Would it be wrong if you went out with her? Because she's a patient?
Hasta olduğu için onunla çıksan hatalı bir davranış mı olurdu?
We're out of milk in the kitchen.
Mutfakta süt bitmiş.
We're heading out.
Çıkıyoruz.
We're supposed to stay out here.
Dışarıda kalmamız gerekiyor.
Flynn took out the Mothership, and we're hours behind him.
Flynn ana gemiyi aldı ve saatlerce gerisindeyiz.
I don't know how we're gonna get into the show with no tickets, which are sold out.
Gösteriye bilet olmadan nasıl gireceğiz, hepsi satılmış.
Don't worry, we're gonna get you out of here, okay, Klay?
Merak etme, seni oradan çıkaracağız Klay.
- We're gonna help you out. - Okay.
- Seni çıkaracağız.
We're gonna find out.
Bunu öğreneceğiz.
- I think we're out.
- Sanırım bitti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]