English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / We could do it

We could do it translate Turkish

1,301 parallel translation
We could do it next Monday- - No, Monday I got- - Then I got something on Tuesday.
Gelecek salı olabilir.
- We could do it right here.
- Hayır olmaz. Seni ararım tamam mı?
Or we could do it the loud way.
Ya da bunu daha gürültülü şekilde yapabiliriz.
Well, just knowing that we could do it, it's enough.
Yapabileceğimizi bilmek yeterli.
We could do it together.
Beraber yapabiliriz.
I always thought if he could just get it together, grow up... maybe we could do it.
Chris hayatına çeki düzen verir, büyürse, belki başarırız diye düşünmüştüm hep.
I TOLD YOU WE COULD DO IT.
Yapabileceğimizi söylemiştim.
MAYBE WE COULD DO IT.
Belki biz yapabiliriz.
We could do it up.
Yapabiliriz.
Perhaps we could do it again.
Belki tekrar yapabiliriz.
- We could do it together. - Go away.
- Birlikte yapabiliriz.
You know, Maurice, you're the one who said we could do it in eight hours.
Biliyor musun Maurice, bunu sekiz saat içinde yapabileceğimizi söyleyen birisin sen.
The last 20 times I've done the journeu, uou've got an average of 32 minutes and a top time of 50, but if we had green lights all the wau, we could do it in 1 4 minutes.
Son 20 seferimde, Ortalama 32 ila 50 dakika arasında, eğer bütün yol byunca yeşil yanarsa, 14 dakikada yapabiliriz.
We could do it by the tulips.
Lalelerin arasında olabilir.
We could do it with three hands tied behind our backs!
Üç elimiz bağlı bile olsa yetişir.
Or we could do it over the phone.
- Ya da telefonda hallederiz.
I told you we could do it.
Sana başarabileceğimizi söylemiştim.
We could do everything on it.
Bununla herşeyi yapabiliriz.
¶ huh. ¶ we could do that. I found myself going back and-and sampling some of the baselines that the bears had and-and then we used it in our first single and got sued by'em.
Bir keresinde geçmişe dönüp Ayılar'ın bas ezgilerinden... esinlendiğimi hatırlıyorum.
Terry while you're at it, stick the kettle on. We could all do with a brew.
Terry...
We knew you could do it.
Bunu yapabileceğini biliyordum.
It's up to our coach, but we could do with some new blood.
İş sonuçta koça bağlı ama takıma taze kan iyi gelecektir.
And I thought, the first day I heard it was that weapon, that if we could do that, we'd certainly help the war effort along.
Bu silahı duyduğum ilk gün, bunu kullanabilirsek savaşa katkıda bulunabiliriz diye düşündüm.
Nothing we could do about it.
Elimizden bir şey gelmiyordu.
And in case you hadn't noticed, I'm getting married today, so if we could do this another time I'd appreciate it.
Ve belki farketmemişsinizdir, bugün evleniyorum, yani bunu başka zaman yapabilirsek minnettar kalacağım.
there was nothing we could do, it was fate, irrevocable destiny.
Yapabileceğimiz bir şey yoktu. Alın yazısı, değişmez kader.
Well, I understand, but, still, it's not every day we vanquish The Source of All Evil. I mean, the least you could do is wait for Phoebe and Cole.
Anlıyorum ama biz de hergün tüm kötülüklerin Kaynak'ını yok etmiyoruz ki.
If we do it today, we could probably get a full refund. - So just cross your fingers.
Tekrar internete girip San Jose biletlerini iptal ettirmeye çalışacağım çünkü bunu hemen yaparsak paramızı geri alabiliriz.
It was the least we could do.
En azından bunu yapabildik.
If we don't do something to contain it now it could pose a threat to everyone on board.
Eğer şimdi onu orada tutacak bir şey yapmazsak, gemideki herkes tehlikeye girer.
Well, it is possible we might have something that could do you.
Elimizde işinize yarayacak bir şeyler olabilir.
I WONDER IF THERE'S A 3000-YEAR-OLD GLORY HOLE? I WISH WE COULD DO IT RIGHT NOW.
Şu anda yapabilmeyi dilerdim.
Max, if that's something that you seriously think you could or would do, then fine we'll talk about it.
Max, eğer bunu yapmayı gerçekten istiyorsan konuşalım.
It's the least we could do.
En azından bu kadarını yapabiliriz.
There wouldn't be anything we could do about it.
Bizim de yapabileceğimiz hiç birşey olmaz.
There is one thing we could do but it might make us bad people
Bu ne şıklık böyle?
If we could occupy the town with infantry it would make our job much easier when the bridges do arrive.
Kasabayı topçularımızla meşgul edebilirsek köprüler geldiğinde işimiz çok kolaylaşır.
I did this with Rose every summer. It started as a game but after a while we really did think the gods could hear us. We never dared not do it after that.
Bunuheryazyapardık oyun olsun diye ama daha sonra tanrının bizi duyduğuna inanmayabaşladık.
Listen, I don't know if it would be inappropriate but do you think we could do something today to remember him?
Uygun olur mu bilmiyorum ama bugün onu hatırlamak için bir şey yapabilir miyiz?
I thought I could do it, but I couldn't. I think we've already established that.
Yapabileceğimi düşünmüştüm ama yapamadım.
It's the least we could do... for a very small Piglet who's done such very big things.
Boyundan büyük işler yapan Pİglet için... yapabileceğimizin en azı bu.
Forget what we could do! It's what we should do!
Yapabileceklerimizi bırak, yapmamız gerekenlere bak!
And no one could imagine the will power it took to what we do
Hiçbiri yaptığımız şeyi yapmak için ne kadar büyük bir irade gerektiğini hayal edemez.
It seems we do have a ghost on our hands only 1 man could have penetrated the DELOS system
Görünüşe göre elimizde bir hayaletimiz mevcut DELOS sistemine sadece 1 tek kişi girebilirdi
And we could do machines, but it is a difference.
Bunu makinelerle yapabilirsiniz ama bir fark vardı.
How could you make a promise like that about what we're about to do seeing as you've never done it?
Yapmak üzere olduğumuz şey için nasıl söz verebiliyorsun? Üstelik bunu daha önce hiç yapmamışsın.
I thought it might be something fun we could do together.
Birlikte bir şeyler yapmamız eğlenceli olur diye düşündüm.
Or we could just make do with what we have... and crowd all the apostles around it.
Bütün havarileri de etrafında toplarız.
It was all we could do, wishing to take back the bodies we were born with.
Çünkü içinde doğduğumuz bedenlerimizi geri istiyorduk.
Told you we could do it.
- Yapabileceğimizi söylemiştim.
HEY, COULD WE GO TO THE DINER? IF YOU'RE NOT GOING TO SHOW OFF, YOU GOTTA LET ME DO IT FOR YOU.
Sen kimseye söylemeyeceksen, senin yerine bırak da ben söyleyeyim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]