English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Within the hour

Within the hour translate Turkish

1,040 parallel translation
He'll leave within the hour and be conducted safely to the camp of Achillas.
Bir saat içinde ayrılacak ve Achillas'ın kampına güvenle ulaştırılacak.
Mansuh has ordered me to be ready to sail within the hour.
Mansuh, bir saat içinde yola çıkılmasını emretti.
If he leaves within the hour, he should make Bundi just after dark.
Bir saate kalmaz yola çıkarsa, karanlık basınca Bundi'ye varır.
Control your knees immediately or they'll be shaved within the hour.
Derhal dizlerine hakim ol, yoksa onları tıraş ederim.
He can have you shackled and flown back on a plane to Dammuz within the hour.
Seni bir saat içinde zincirleyip Dammuz'a giden bir çağa bindirebilir.
I promise you that within the hour the capital of the United States will be destroyed.
Söz veriyorum ki, bir saat içinde Birleşik Devletler'in başkenti yok edilecek.
That half will be enough to get a rope round your neck or a bullet through your brain within the hour.
Bu, bir saat içinde seni asmaları, ya da kafana bir kurşun sıkmaları için yeterli.
Became a soldier again within the hour.
Bir saat içinde sıradan bir er oldum.
"I want you all out of town within the hour,"
"Hepinizin, bir saat içinde kasabayı boşaltmasını istiyorum."
He will have a hundred soldiers searching the city within the hour.
Bir saat içinde yüz askerin şehri aramasını sağlayacaktır.
I want an analysis of all this from Medical and Life Science departments within the hour.
Tıp ve yaşam bilim departmanlarından bir saat içinde analiz istiyorum.
Fresh readings within the hour, in each of these tunnels.
Bu tünellerin her birinden bir saat içinde yeni okumalar.
Mr. Spock, if you don't receive a message from me within the hour, leave the vicinity at once, no turning back.
Bir saat içinde benden mesaj almazsanız hemen ayrılın.
Mr. Sandoval, within the hour, I've received orders from Starfleet Command to evacuate all personnel from this colony.
Bu koloniyi boşaltmak için emir aldım.
Mrs. Foley, we'll have transportation within the hour.
Bayan Foley, bir saat içinde bir araba olacak.
My men and myself will be picked up within the hour.
Adamlarım ve ben bir saat içinde buradan alınacağız.
The meeting is scheduled to convene within the hour. Members of the presidential cabinet will be joined by officials of the FBI and the joint chiefs behind closed doors.
FBl ve ClA ajanlarının da kapalı kapılar ardında biraraya gelerek, görüşmeye katılacağı bu toplantının, bir saat içinde başlaması planlanıyor.
They will be delivering Colonel Hayes within the hour.
Yarbay Hayes'i bir saat içinde teslim edeceklermiş.
Then I'll see you within the hour.
Öyleyse bir saat içinde görüşürüz.
I'm effecting entrance within the hour.
Bir saat içinde giriyoruz.
- Within the hour.
Bir saat içerisinde. Öyle ise?
- And by my faith, which I have not I swear that within the hour, this field will be strewn with English dead.
- Olmayan imanım üstüne yemin ederim, bir saat içinde bu alan ölü İngilizlerle kaplanacak.
Booker, tell General Castle that I want every man in this Army... on the road within the hour.
Booker, General Castle'a söyle, bu ordudaki herkesin bir saat içinde yola çıkmasını istiyorum.
Now, I want all the women... young and old... to leave the castle within the hour.
Şimdi, bütün kadınların, küçüklerin ve yaşlıların bir saat içinde şatoyu terk etmesini istiyorum.
Within the hour, or you'll go after him, Hansen.
1 saat içinde geri dönmezse peşine düşeceksin, Hansen.
Go to your father, tell him I shall be in his tent within the hour to take my leave.
Babana da bir saat içinde vedalaşacağımı söyle.
If our country were attacked within the hour would you join the US services?
Eğer ülkemiz şuanda işgal altında olsa o zaman orduya katılır mıydın?
Kananga's got a private plane and he's leaving for San Monique within the hour.
Kananga'nın özel uçağı var ve bir saate San Monique'e havalanıyor.
Yes, I'll be there within the hour.
Evet, bir saat içinde orada olacağım.
Oh, well, I'd say within the hour.
Şey, yaklaşık bir saat kadar.
And tell them a Naval bomb disposal team will be there within the hour.
1 saat içinde bir bomba imha ekibinin orada olacağını söyle.
Now, there is a German supply ship operating in this area... and we should rendezvous within the hour.
Şimdi, orada bir Alman ikmal gemisi var.. bu alanda faaliyet gösteriyor ve bizim bir saat içinde buluşmamız gerekiyor.
I'll have that bastard arrested within the hour.
O alçağı bir saat içinde tutuklatırım.
I return to Alderney within the hour.
Bir saat içinde Alderney'e döneceğim.
But if you don't behave yourself I will have her back here within the hour.
Ama terbiyeli olmazsan onu bir saat içinde geri getiririm.
Now, we will be there within the hour.
1 saate kadar orada oluruz.
That will be acceptable, mr. Wordsworth, provided your liquidation is accomplished within the 48-hour period.
Bu kabul edilebilir, Bay Woodsworth, ancak yok edilmenizin 48 saat içinde gerçekleştirilmesi koşuluyla.
How does a man react to the knowledge that he's going to be blown to bits within a half an hour?
Yarım saat içinde parçalanacağı bilgisini alan bir insan nasıl bir tepki verir?
... must be given the order within the next haIf-hour... ... if the assault is to take place on the sixth.
Taarruz ayın altısında gerçekleşecekse yarım saat içinde emir verilmeleri gerek.
Fosca, we'll be there within the half hour
Fosca, yarım saate kalmaz orada oluruz.
Within its centre, the rising heat from multiple fires, caused by both the heat flash and the blast wave upsetting stoves and open furnaces, is sucking in ground-level winds at speeds exceeding 100 miles an hour.
Ani ateş parlamaları ile basınç dalgasının... yanan ocakları körüklemesi sonucu... fırtınanın merkezinde oluşan yangınlar, ısının artmasına ve havayı emerek... saatteki hızı 185'yi aşan... rüzgarlar oluşmasına neden oluyor.
My readings indicate it was made within the hour.
Bu tünel.
We will approach the barrier within an hour. Very well.
Bariyere bir saat içinde ulaşacağız.
The Enterprise won't be within range for another hour.
Enterprise, bir saat daha erişim alanı dâhilinde olmayacak.
Within an hour, the Zeon blight will forever be removed from Ekos.
Bir saat içinde, Zeon hastalığı Ekos'tan sonsuza dek silinecek.
We'll reach the rendezvous point for the war games within an hour.
Yakında randevu noktasına ulaşırız.
Within an hour, the patient became unresponsive and diaphoretic... and was raced up to Intensive Care, with an irregular pulse of 150... blood pressure 90 over 60, respiration rapid and shallow.
Bir saat sonra hastada yoğun ishal vakıasına rastlandı. Derhal yoğun bakıma kaldırılan hastanın nabzı 150'ye çıkmış tansiyonu 9.6'ya kadar düşmüş, nefes alış verişleri ise gitgide ağırlaşmaya başlamıştı.
Within one hour, you'll be in the hospital and this will be only a memory.
Bir saate kadar çoktan hastaneye varmış oluruz, merak etme.
If I do not join you within an hour, then head for Charak before the seventh moon is full.
Eğer bir saat içinde gelmezsem, hemen gemiyle açılıp... yedinci dolunaydan önce Charak'a yetişin.
The President's advisor, Dr. Connors told me he'll be calling you within an hour and I'd like to join with him in wishing you good luck.
Başkanın danışmanı Dr. Connors bir saat içinde sizi arayacak. Onunla birlikte ben de size iyi şanslar dilemek istiyorum.
Any signs of them within the last half hour?
Son yarım saatte izlerine rastlandı mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]