English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You're ok

You're ok translate Turkish

3,671 parallel translation
OK, so you're going to break up with her for being a liar, even though you're a bigger liar? Yeah, basically.
Yani kendin daha büyük bir yalancı olduğun halde ondan yalan söylediği için mi ayrıldın?
OK, let me get this straight, you have 4,000 replies to your profile and you're pissed off because two men you nudged didn't get back to you?
Şunu bir anlayalım sana asılan 4.000 kişi var ama sen dürttüğün iki adam sana cevap vermedi diye mi sinirlisin?
- You're OK, Tommy.
- İyisin, Tommy.
Guys, you're ok!
Beyler, iyisiniz!
It's good, cos you sit down thinking, "OK, this is gonna be fucking boring," but then you're, like, "Mm, maybe not!"
Bu çok iyi çünkü başta "Bu çok sıkıcı olacak" diye düşünüyorsun ama sonra, "Belki de değildir" diyorsun.
You're OK!
Evet.
Have a quiet drink with Hitch tonight and show him you're OK.
Bu akşam Hitch'le sakince bir içki iç ve iyi olduğunu ona göster.
That's why you're Ahmet KK. Ahmet OK Cool.
Ondan diyor Ahmet K.K. Ahmet Kuzey Kıbrıs.
You're OK, aren't you?
İyisin, değil mi? İyi.
Ok, you're all so bloody precious.
Tamam ya amma kıymetli be.
Ok, I understand them kidnapping you you're wealthy, but why kidnap me?
Ayrıca beni niye kaçırıyorlar? Hayır, tamam, sizi kaçırdılar anlarım yani siz zenginsiniz tamam da beni niye kaçırıyorlar?
You're going to give me the sack anyway, so is it OK if I say something?
Beni herhalükarda kovacaksınız, bu yüzden bir şeyler... söylememde bir sakınca yok herhalde?
Hey. You're OK!
İyi misin?
And you're OK with that?
- Sorun etmiyorsunuz yani?
You sure you're OK to drive, you look a little unfit to operate heavy machinery.
Biraz uçar gibisin
You're OK!
İyi misin!
chime in here, but, um, you're really overstepping your bounds here, ok?
Sınırınızı aşıyorsunuz, tamam mı?
OK, you're right.
Tamam. Kesinlikle haklısın.
He decked you, don't defend him! Maybe you're OK, I'm not!
Onu savunmayı kes artık, lanet olası!
You're OK?
- İyi olduğuna emin misin?
Well, I hope you're proud of yourself. Stop, Cathy, please. I'm sorry, OK?
Haftada iki ya da üç kez arar gelip, onları yürüyüşe çıkarırdı.
January 24, 2012 on Cartoon Network Wow. I'm glad you're OK, Porky.
Vay canına.İyi olduğuna çok sevindim Porky.
You're good with people. Ok, enough!
- İnsanlarla iyi geçiniyorsun.
You've inhaled some water, but you're gonna be ok.
Biraz su yutmuşsun, ama toparlarsın.
I think you must've passed out in the pool, but you're fine, ok?
- Sanırım, havuzda kendinden geçmişsin, ama iyisin, değil mi?
You're OK.
Bir şeyin yok.
YOU'RE OK.
İyisin.
Are you sure you're OK?
- Üzgünüm Helen ama Entirely Tiles cinayet davası araştırmalarıma devam etmeyeceğim. İyi olduğuna emin misin?
You're in the team, OK?
Ekiptesin, tamam mı?
OK, you know what we're doing, yeah?
- Tamam, ne yaptığımızı biliyorsun, değil mi? - Evet.
You're OK for pudding.
Siz de puding alırsınız.
You're OK, you're OK.
Bir şeyin yok, bir şeyin yok.
You're ok with me, with what I am?
Benimle, ne olduğumla sorun yok, öyle mi?
You're ok, mother?
İyi misin, Rahibe?
Mmm. Are you sure you're ok with this, dad?
Bunun sorun olmadığına emin misin baba?
Thank heavens you're ok!
Şükürler olsun iyisin!
Ok, you're gonna be ok.
Tamam, iyi olacaksın.
You're ok as long as you have her?
Ona sahip olduğun sürece iyisin, değil mi?
Are you sure you're OK?
İyi olduğundan emin misin?
Ok, so, you, you're young, but you're tricky.
Tamam gençsin ama kurnazsın.
You're ok.
Her şey yolunda.
OK, I realise you're enjoying this verbal jousting...
Tamam, bu ağız dalaşından hoşlandığını farkettim.
No. And you're OK with this?
Hayır, ve senin buna bir itirazın yok mu?
But you're OK with him being an alcoholic?
- Ama alkolik olmasını sorun etmiyorsun?
OK, I got to go back to you're really not the best person to judge.
Tekrar söylemeliyim, bunu yargılayabilecek en iyi kişi sen değilsin.
Ok don't look at me like that, you said you're gonna watch it with me last night
Hiç bana öyle bakma, geçen geceyi telafi etmek için benimle televizyon izleyeceğini söyledin.
I'm not doing this because you're pretty, ok?
Başını sevimli olduğun için okşamıyorum, tamam mı?
Look, I know you're just looking out for me, OK, but I actually want to do this.
Bak, bana yardımcı olmaya çalıştığını görüyorum, tamam ama bunu yapmayı bende istiyorum.
You're ok.
İyisin.
C'mon, you're OK.
Hadi iyisin iyi.
You're OK.
İyisin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]