You better sit down translate Turkish
134 parallel translation
You better sit down and drink your pinapple juice before it starts cooking.
Isınmaya başlamadan oturup ananas suyunu içsen iyi olur.
But for the time being, you better sit down.
Bu arada otursan iyi olur.
Look, you better sit down over here for a while.
Bak, en iyisi şuraya otur biraz.
You better sit down.
En iyisi otur.
You better sit down.
Otursanız iyi olur.
You better sit down.
Otursan iyi olur.
You better sit down, miss.
Otursan iyi olur, bayan.
- Perhaps you better sit down.
- Belki de sen oturmalısın.
I think you better sit down for a minute.
Otursana.
You better sit down.
Otursanıza.
You look terrible. You better sit down.
Berbat görünüyorsun!
Maybe you better sit down I've got some bad news for you
Belki otursan iyi olur. Sana kötü haberim var.
Baby, you better sit down,'cause I got something heavy to lay on you.
Bebeğim, otusan iyi olur, çünkü senin için ağır bir işim var.
YOU BETTER SIT DOWN. I HAVE A BIG SHOCK FOR YOU.
Dr. Wilbur, bu şekilde devam edemem.
I think you better sit down.
Otursanız iyi olur.
I think you better sit down.
Bence otursan iyi olur.
- You better sit down.
- Otursan iyi olur.
Maybe you better sit down.
- İki dakika otursan iyi olur.
you better sit down.
Otur istersen.
I think you better sit down again, kiddo.
Gelip otursan iyi olacak ufaklık.
I think you'd better sit down and make yourself comfortable.
En iyisi mi otur da biraz keyfine bak.
- Here, lady, you'd better sit down.
- Buraya, bayan, otursanız iyi olur.
I think you'd better sit down till I've finished.
Bence ben bitirene kadar otursan iyi edersin.
No, they'd run away Come on now and sit down and have some breakfast, you'll feel better
Ardından annemle babam yanıma koştu ve beni sakinleştirmeleri epey bir vakit aldı.
- I think you'd better sit down.
Bence otursan iyi olur.
Yeah, but I'm not. So maybe you'd better sit down and stay there. That way it'll be safer for everybody.
Evet, fakat ben öyle değilim, otur yerine ve orada kal, o şekilde herkes daha güvende olur.
You'd better sit down on the cot.
Karyolaya otur daha iyi.
I think you'd better sit down, there should be a reaction.
Şimdi oturun. Hemen tesir eder çünkü.
- Perhaps you'd better sit down.
- Belki de otursanız iyi olur.
Seriously, if you've got nothing better to do sit down.
Cidden, eğer yapacak daha iyi bir işiniz yoksa oturun.
Oh, well, I think you'd better sit down.
Oh, şey, bence otursan iyi olur.
- You'd better sit down.
- Nereye? - Oraya. - Git, oraya bir yere otur işte!
You better step over here with me... And sit down, Switch on that electronic brain of yours and listen,
Benimle şuraya gelip otursan iyi edersin şu elektronik beyninin düğmesini çevir ve dinle çünkü tüm oyuncuların isim ve numaralarını bir kez söyleyeceğim.
You'd better sit down.
Otursan iyi olur.
No, you'll like it, but you'd better sit down.
Hayır, hoşuna gidecek ama otursan iyi olur.
You'd better sit down and rest.
Oturup dinlensen iyi olur.
You'd better to sit down, believe me.
İnanın bana, otursanız iyi edersiniz.
Maybe you'd better sit down.
- Otursan iyi olur.
Now you'd better sit down.
Otursan daha iyi olur.
Perhaps you'd better sit down, Mr. Brewster.
- Belki otursanız iyi olur.
You'd better sit down, Donna.
Otursan iyi olur Donna.
You'd better sit down.
Oturursak iyi olacak.
You had better sit down.
Otursan iyi olur.
You had to have a sit-down and you'd better get an okay... or you'd be the one who got whacked.
Oturup anlaşmaya çalışmalı ve onay almalısın yoksa harcanan sen olursun.
i think you'd better sit down.
Sanırım otursan iyi olacak.
I think you'd better sit down, Major.
Sanırım otursanız daha iyi olacak Bibaşı.
Honey, you better sit back down again because that computer you destroyed is gonna cost $ 4000.
Tatlım, tekrar otursan iyi edersin çünkü o mahvettiğin bilgisayar sana 4000 Dolara mal olacak.
- You'd better sit down.
- Otursan iyi olur.
You better sit back down, if you don't want this in your head.
Bunun kafana inmesini istemiyorsan otur oturduğun yerde.
I think you both better sit down.
Bence ikinizin de oturması lazım.
- I think you'd better sit down, Miss Scully.
- Otursanız iyi olacak, Bayan Scully.
you better 280
you better watch out 49
you better stop 19
you better be ready 19
you better believe it 88
you better be 71
you better hope so 16
you better not be 16
you better watch yourself 22
you better watch your back 18
you better watch out 49
you better stop 19
you better be ready 19
you better believe it 88
you better be 71
you better hope so 16
you better not be 16
you better watch yourself 22
you better watch your back 18
you better not 62
you better watch your mouth 21
you better run 97
you better watch it 27
you better be careful 42
you better get used to it 26
you better be right 46
you better start talking 27
you better tell me 24
you better hurry 79
you better watch your mouth 21
you better run 97
you better watch it 27
you better be careful 42
you better get used to it 26
you better be right 46
you better start talking 27
you better tell me 24
you better hurry 79