English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You called

You called translate Turkish

26,892 parallel translation
You called the police on my father?
Bir dakika. Babamı polise mi ihbar ettiniz?
You called me a homosexual!
- Bana homoseksüel dedin!
- You called me a homosexual!
- Bana homoseksüel dedin!
But you did. You called me.
Ama aldın.Beni aradın.
I'm a little surprised you called me about him.
Onun için aramana şaşırdım.
You called her?
- Onu sen mi aradın?
I was pretty surprised when you called me.
Beni aradığına epey şaşırdım.
I was pretty surprised when you called me. You are fairly attractive.
- Beni aradığına şaşırdım.
"Mind altering," I believe you called it.
"Akıl alıcı" demiştin sanırım.
You called him Benny.
Sen ona Benny diyordun.
I was just starting on your half of the list when you called.
Aradığında senin listendeki adreslere bakmaya başlamak üzereydim.
And when she called and said that you two were sticking your noses into something dangerous and needed a babysitter, I said okay.
Ve beni arayıp siz ikinizin Tehlikeli işlerle uğraştığınızı ve bir bebek bakıcısına İhtiyacınız olduğunu söylediğinde, yardım etmeyi kabul ettim.
Maybe your mother called you doofus.
Ya da belki annen seni "Doofus" diye çağırıyordu.
I'm sorry, Sam called you?
Anlamadım, Sam seni mi aradı?
School called to say you weren't there.
Okuldan arayıp orada olmadığını söylediler.
If he needs your help, then why hasn't he called you?
Senin yardımına ihityacı varsa neden seni aramıyor?
He called you "Mr." Fart, Mr. Fart.
- Adam sana "bey" dedi, Osuruk bey.
- She called you?
- Seni mi aradı?
General, or whatever the hell you're called, tell the men and women under your command to stand down.
General ya da sana artık ne şekilde sesleniyorlarsa,... emrinde olan erkek ve kadınlara geri çekilmelerini söyle.
That's why I called you here.
Bu yüzden seni çağırdım.
You haven't called me that in a long time.
Uzun zamandır bana böyle seslenmiyordun.
He called you "Pretty Boy".
"Güzel Oğlan".
They called you?
Seni mi aradılar?
- Relax. He called you pretty.
- Sakin ol, sana yakışıklı dedi.
He called you?
Seni mi arardı?
Warren has called 911, but I might be having the baby here, so, uh, just, you know, get here, please.
Warren 911'i aradı ama bebeği burada doğurabilirim. Hemen buraya gel lütfen.
You weren't the only one who called.
Arayan tek kişi sen değilsin.
- What do you mean, he called again?
Ne demek tekrar aradı?
No. All of it, all of it. I shouldn't have called you.
Hayır.Hepsi.Seni aramamalıydım.
Do you know a drug called Zotepine?
ÖNÜMÜZDEKİ BÖLÜMDE... "Zotepine" diye bir ilaç biliyor musun?
Then maybe you can tell if someone called Mikkhel lived here.
Öyleyse, burada Mikkhel isimli birinin kalıp kalmadığını söyleyebilirsin.
I thought we were screwed till you threw ice, marshmallows, and mouthwash into a blender and called it the Blue Glacier Blast.
Blenderin içine buz, marshmallow ve gargara atıp ismine Mavi Buzul Patlaması diyene kadar batırdık sanıyordum.
You know what San Francisco used to be called?
San Francisco'un eski adını biliyor musun?
Still, you should have called.
Yine de beni aramalıydın.
So when I called Mitch Klowden for clarification, he said that the two of you had a lovely conversation this weekend and that we're now in business.
Konuyu anlamak için Mitch Klowden'ı aradığımda bu haftasonu mükemmel bir sohbet yaptığınızı ve bu işe girdiğimizi söyledi.
What can you tell me about a gas company called NexaCo?
NexaCo adındaki yakıt şirketi hakkında ne biliyorsun?
- They shouldn't have called you.
- Seni aramalarına gerek yoktu.
So... the stuff you've been putting in your body, it's cut with a powerful opiate called fentanyl, and most of the people who've been using it, they don't live to try it again.
Şimdi... Bedenine zerk ettiğin şey fentanil denen güçlü bir afyon. Kullanan pek çok insan onu tekrar deneyecek kadar yaşamıyor.
Then, passed him to you the man you called Chief and receive some money.
Amir dediğiniz adama teslim edip para aldınız.
The reason we called you, Anthony, is-is you have that power that, um...
Seni arama nedenimiz, Anthony,... senin şey gücün var...
I thought the Reichsminister called you "son."
Reichsminister sana "oğlum" dedi.
What you would have is called WebMD Syndrome.
Seninki ise "internet hastalığı".
I called back last night to thank you for the help with Amarant when some guy picked up.
Dün gece Amarant ile ilgili yardımlarına teşekkür etmek için aradım ve telefonu bir adam açtı.
I know you were trying to help, but... you should have called us, so if you want to be a part of this family again... next time call.
Yardım etmeye çalıştığını biliyorum ama bizi aramalıydın. Bu ailenin tekrar bir parçası olmak istiyorsan, bir dahaki sefere ara.
Which is why I called Mr. Fuji, and he said that a large man with a metal hand... Not many of those running around... Bought all six of the suits, which means, ta-da, you're the architect of the Red...
Bu yüzden Bay Fuji'yi aradım, metal elli iri kıyım bir adamın ki etrafta bunlardan çok yok altı tane takım elbise aldığını söyledi, bu da demek oluyor ki Kırmızı...
It's called mandrake, it's like this crazy organic hallucinogen, and... you want to know the really interesting part?
Adı kankurutan. Organik bir halüsinojen. En ilginç kısmını duymak ister misin?
So, you're saying, if I called you guys, you would drop everything and come and have a drink with me?
Yani sizi arasam uğraştığınız şeyi bırakıp benimle bir şey içmeye geleceğinizi mi söylüyorsunuz?
Have you ever heard of something called the reverse cowgirl?
Ters kovboy kadın diye bir şey duydun mu hiç?
Well, if this is about money, you should have called me first, before taking that swan dive.
Konu paraysa balıklama atlamadan önce benimle bir konuşsaydın.
You could've called 911!
911'i arayabilirdin.
You should've called for backup.
Destek istemeliydin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]