You just don't translate Turkish
31,771 parallel translation
Oh. Why don't you just let him have it?
Neden bırakmıyorsun alsın?
You don't just pour in like any old boring army!
Sıkıcı bir ordu gibi akın etmezsiniz.
I don't know, I'm just dragging, you know.
Bilmiyorum, sadece kabarıyorum.
I just don't know who you are anymore.
Sadece artık kim olduğunu bilmiyorum.
So if... if something doesn't work out the way you want it to, why don't you just go back and try again?
Peki bir şeyler istediğiniz gibi gitmediyse neden geri dönüp tekrar denemiyorsunuz?
Why don't I just walk back out with you?
Neden seninle birlikte yürümüyorum?
I just don't want to lose you.
Seni kaybetmek istemiyorum.
You don't just become a reporter.
Öylece muhabir olamazsın.
I just don't trust you.
Sadece sana güvenmiyorum.
You know that we don't just tolerate you.
Sadece seni tolere eden kişiler olmadığımızı biliyorsun.
And I don't know how to do it, and I don't know how to make my heart stop feeling like this, and I don't know how to stop the true feeling that you've all just been putting up with my stupidity and difference this whole time.
Ve nasıl yapıldığını bilmiyorum ve kalbim böyle hissetmeyi ne zaman kesecek bilmiyorum ve sizlerin aptallığıma ve farklılığıma katlandığınız düşüncesini nasıl keseceğimi bilmiyorum.
Ugh! Why don't you just use that blood to unfreeze yourself?
Neden bu kanı sadece kendini çözmek için kullanmıyorsun?
You know, I don't really want to cause any trouble, so I think I'm just gonna go.
Bak, sorun çıkarmak istemiyorum. O yüzden gitsem iyi olacak.
Just... Don't you think this device will force aliens back into the very shadows the President is trying to shine a light on?
Sizce de bu cihaz uzaylıları, Başkan'ın onları çıkarmaya çalıştığı gölgelere geri dönmeye zorlamaz mı?
If that's the explanation you're gonna give me after 14 years, don't think for a minute I am just going to nod my head and say, "Now I understand everything," and ask you to join my book club.
14 yılın ardından bana bu açıklamayla geliyorsan, kafamı sallayıp, "Şimdi her şeyi anlıyorum" diyerek seni kitap kulübüme davet etmemi bekleme.
Just remember, you don't have to aim.
Sadece şunu unutma, nişan almana gerek yok.
See? Don't you just love those parenting moments?
Bak, sen de bu ebeveynlik anlarını sevmiyor musun?
So please, don't hold a personal grudge just because you lost.
Lütfen ama sırf kaybettin diye bana kin gütme.
You don't get to call me Christine. You're just the chorus.
Sakın Christine diye hitap etmeye cüret etme!
All right, just a little warning,'cause I don't want you getting caught off guard, but the lawyer will be sending paperwork by this week.
Pekala, sadece ufak bir uyarı. Hazırlıksız yakalanmanı istemiyorum. Avukat, evrakları bu hafta gönderecek.
Why don't you just take it out of whatever the old man left me in the will.
Neden ihtiyarın vasiyetinden alıp vermiyorsun?
Why don't you just, just relax, okay?
Neden sakin olmuyorsun? Tamam mı?
You want to apologize, you don't just say what comes easy to you.
Özür dilemek istiyorsan sadece işine geleni söyleme.
Why don't you just toss them to me?
Onu bana atmaya ne dersin?
[stammers] In a couple hours, we're all gonna be dead if you don't let us just run these cards.
Birkaç saat sonra, Hepimiz öldük Eğer sadece bu kartları çalıştırmamıza izin vermezsen.
You'll just know something you don't know now.
Artık bilmediğin bir şeyi bileceksin.
But you just don't know her yet.
Fakat onu henüz tanımıyorsun.
Oh, so, if you could, say, do that, why don't you just do it yourself?
Eğer bunu yapabileceğini söylüyorsan neden kendi başına yapmıyorsun?
I don't know, I just thought you should know.
Bilmem ki, sen bir şeyler biliyorsundur diye düşündüm.
You know, right now I don't like to talk about my work when it's happening, uh, but I just want to be with you guys.
Aslında şu an işim hakkında konuşmak hoşuma gitmiyor. Ama sizinle birlikte olmak istiyorum.
Okay, why don't you just go home and get some sleep?
Pekala, neden eve gidip biraz uyumuyorsun?
I just need to talk to her for a second, Germaine, if you don't mind.
Eğer sakıncası yoksa Germaine onunla bir saniye konuşmak istiyorum.
- They're just two. You don't approve?
Onaylamıyor musun?
I keep on saying it to you, and you just don't get it.
Bunu söyleyip duruyorum ama anlamıyorsun.
For example, I realize that when you see me doing something stupid and you don't say anything about it, you know, and you're just being nice.
Örneğin, beni aptalca bir şey yaparken gördüğünde ve bir şey yapmayıp sadece iyi davrandığının farkına vardım.
If you don't think I can, try watching just a few of the hundreds of movies with characters like me.
Eğer yapabileceğime inanmıyorsan benim gibi karakterler olan yüzlerce filmi izleyebilirsin.
It just seems really obvious that you don't think Craig understands you.
Craig'in seni anlamadığını düşündüğün apaçık belli.
Why don't you just call it what it is- - missing.
Neden kayıp para demiyorsun?
You don't just cannibalize my equipment when you need to jury-rig a goddamn junction box.
Lanet bağlantı kutusuna eğreti bir donanım gerekiyorken benim ekipmanımı yağmalayamazsın.
You'll have plenty to do when we find that junction box just making sure I don't get lost out there.
O dağıtım kutusunu bulduğumuzda orada kaybolmamam için yapacağın çok şey olacak.
Why don't you just get a pot card?
- Ot izin kartı alsana.
Why don't you just tell me what you want me to do?
Bana neden bana söylemiyorsun ne yapmamı istiyorsun?
- I don't think I like the way you just spoke to your own client, Harvey.
Kendi müvekkilinle konuşma tarzını beğenmedim Harvey.
You know what, if you're so stressed from writing on a chalkboard, why don't you just leave?
Madem tahtaya yazı yazmaktan bu kadar bıktın bırak git o halde!
You know what? Why don't you guys just throw me the rem...
Hatta bana kumandayı...
Why don't you just come in and...
- Neden...
And you just don't break a promise.
Eğer bir söz verdiysen o sözü tutmalısın.
Honestly, I don't know how I can help you,'cause I'm just a person and you're, like, this super magical Orville Redenbacher type guy who invented this entire universe, but I'll do my best.
Açıkçası sana nasıl yardım edebilirim hiç bilmiyorum. Ben sıradan bir insanken sense bu mahalleyi yaratmış süper sihirli bir Orville Redenbacher gibisin. Elimden geleni yapacağım.
Why don't you just bring them all here?
Onları buraya getirsene.
We will torture you, but you'll also be happier because you won't have to keep trying to fit in somewhere you just don't belong.
İşkencenin tillahını göreceksin. Ama yine de mutlu olacaksın. Çünkü ait olmadığın bir yere aitmiş gibi numara yapmak zorunda kalmayacaksın.
I just don't think I'm really one of you guys.
Sizinle uyuşacağımızı hiç sanmıyorum.
you just don't get it 121
you just don't know it yet 34
you just don't understand 39
you just got home 17
you just do it 28
you just wait 46
you just let me know 45
you just left 30
you just can't help yourself 22
you just 938
you just don't know it yet 34
you just don't understand 39
you just got home 17
you just do it 28
you just wait 46
you just let me know 45
you just left 30
you just can't help yourself 22
you just 938