You over translate Turkish
78,987 parallel translation
You call that being a mother? She's betrayed you over and over, and now she's betraying your family.
Sana defalarca ihanet etti, şimdi de ailene ihanet ediyor.
All right, maybe I'll meet you over there.
Tamam, orada buluşuruz belki.
I'm not gonna get in a pissing contest with you over who should run the firm.
Şirketi kimin yöneteceği konusunda... -... seninle sidik yarışına girmeyeceğim.
If you over-promise and under-deliver, you're just making them that much more vulnerable to a shitty offer.
Eğer çok vaatte bulunup azını verirsen onu boktan bir teklife karşı zayıf hale getirirsin.
I called you over here to tell you that... I put my foot down with Mike.
Seni buraya Mike'a söylediğimi anlatmak için çağırdım.
- Louis, i chose you over him.
Louis, ben seni seçtim.
Your medical relief mission to Kazakhstan, that really put you over the top, you got a ton of points for that.
Kazakistan'da yaptıkların seni sıralamada epey yukarı taşıdı. İyi puan aldın oradan.
While you're thinking it over, this man goes brain-dead.
Sen düşünürken adamın beyin ölümü gerçekleşecek.
Okay, I didn't want to tell you this before, but look over there at 2 : 00.
Bak, sana bunu söylemek istemiyordum ama saat iki yönüne bak.
Oh, I hope you do because I just talked to our lawyer, Tom, and it turns out, if Danny comes back alive, he's entitled to over half of my fortune.
Umarım gebertirsiniz çünkü az önce avukatımız Tom'la konuştum görünüşe göre Danny'nin yaşadığı ortaya çıkarsa servetime ortak olacakmış. Ne?
What do you mean, the study's over?
Deney bitti ne demek?
- I'll come right over with you.
- Hemen yanınıza geliyorum.
The question is, whose grocery store are you planning on knocking over?
Hangi manavı patlatacağın asıl önemli soru.
I have the start paperwork for those associates in case you want to look it over.
Şu yeni çalışanlar için evrakları hazırlamaya başladım, belki bakmak istersin diye.
Well, now that you mention it, before you hand over your reins, there's something you can do to cement the future of this firm.
Bundan bahsetmişken ipleri vermeden önce şirketin geleceğini sağlamlaştırmak için yapabileceğin bir şey var.
But that bag sitting over there tells me that you're ready to forgive her.
Ama şuradaki çanta onu affetmeye hazır olduğunu söylüyor.
I came here to honor my father, so get up there, say what you're gonna say, and let's get this over with.
Babamı onurlandırmaya geldim o yüzden git şuraya ne söyleyeceksen söyle ve bitirelim şu işi.
My client called her landlord 20 times over the course of two months, as you can see from her phone records.
- Doğru değil. Müvekkilim, ev sahibini 2 ay boyunca yirmiden fazla kez aradı. Telefon kayıtlarından görebilirsiniz.
- That's great, Rachel, but I'm on my third glass of chardonnay, and I don't think you called me over here to tell me you submitted your application to the bar, or that you're putting your foot down with Louis.
Harika, Rachel, ama bu Chardonnay'den üçüncü bardağım ve beni buraya sadece baro başvurunu yaptığını ve Louis'e söylediklerini anlatmak için çağırmadığını düşünüyorum.
I gave you a chance, because I needed it, but if you risk the reputation of this clinic over one housing case, i will fire you and make sure that you are banned from ever sitting foot in a courtroom again.
! Sana bir fırsat verdim çünkü buna ihtiyacım vardı ama bir tahliye davası için bu kliniğin itibarını sarsarsan, seni kovarım ve duruşma salonuna bir daha asla adım atamazsın.
You have a tendency to over-think things.
Senin sorunun çok fazla düşünmen.
You don't wanna over-think these things.
Bazı şeyleri çok fazla düşünmemek gerek.
Like a stripper over that last bump of coke at the party, if you know what I mean.
Kokain partisinde son fırt için savaşan striptizci gibi anlarsın ya.
Yeah, I'm gonna erase your memories, you know, make a few changes and start over again.
Hafızalarınızı silip birkaç değişiklik yapıp hepsini baştan alacağım.
Listen, do you have a patient named Levi Barrett on any tumor patient lists over there?
Tümör hastaları arasında Levi Barrett adında birisi var mı?
Well, you stop all your running around and come over for some'a my doberge.
Biraz etrafta koşturmayı bırak da gelip Doberge kekimden ye.
What I can tell you is it's over, and you're safe now.
İşin bittiğini ve artık güvende olduğunu söyleyebilirim.
Look, I don't expect you to care'cause this doesn't directly affect your hair or your social life, but since you let Reynard free, he has murdered over a dozen women, and this book might be my last shot at killing him.
Bak, saçlarını ya da sosyal hayatını doğrudan etkilemediği için... önemsemeni beklemiyorum ama Reynard'ı serbest bıraktığından beri... bir düzineden fazla kadını öldürdü ve... bu kitap onu öldürmek için son şansım olabilir.
"will you shower over these branches of love, today?"
Bu sevgi dallarını ıslatır mısın, bugün?
You can leave once this drip is over
Bu damlalık bittikten sonra ayrılabilirsin.
Will you have space over there?
Orada boş alan var mı?
I see you with bacon over the sink, I see you fall asleep in my chair, watching my Cinemax.
Pastirma yedigini, koltugumda uyukladigini, Cinemax'imi izledigini goruyorum.
So, now you can imagine a five-year-old Nathan, running around the house in nothing but his Underoos, wiping grape jelly all over the walls.
Şimdi beş yaşında bir Nathan'ı, üzerinde sadece donuyla evin etrafında koşarken ve tüm duvarlara üzüm jölesi sürerken hayal edebilirsin.
You basically started a riot over that ball you're holding.
Elindeki top yüzünden resmen isyan başlattın.
You know, I don't deserve to be lumped in here with all these drunks and a slut who flashed her yabos all over the Jumbotron.
Buraya, bu sarhoşlarla ve göğüslerini gösteren bir kaltakla tıkılmayı hak etmiyorum.
- Bend over and I'll give it to you.
- Eğil de vereyim.
This may surprise you, but I have over 600 episodes of The People's Court on tape.
Bu seni şaşırtabilir ama bende The People's Court'un kayıtlı 600 bölümü var.
And when I go, I want you to take over my job.
Gittiğimde, yerimi senin almanı istiyorum.
- I can't get over how good you look.
- Ne kadar güzel göründüğüne inanamıyorum.
- You've been all over.
Çok yer değiştirmişsin. Evet.
Get over here, you dirty slut.
Gel buraya, seni pis sürtük.
I thought that I was over you.
Seni unuttuğumu düşünüyordum.
♪ Over him ♪ [cheering] Thank you, Los Angeles, I love you.
Teşekkürler Los Angeles, sizi seviyorum.
I guess I just wanted to say these associates are bad ass, and I appreciate you choosing to work with someone like me over them.
Buradakilerin çok iyi olduğunu onlar yerine benim gibi birini tercih ettiğin için minnettar olduğumu söylemek istedim.
Look, just... tell me what you want and let's get this over with.
Bakın... Ne istiyorsanız söyleyin de bitirelim şu işi.
Oh, for God's sake, you were never a Mikaelson, get over it.
Tanrı aşkına, sen hiç bir zaman Mikaelson olmadın, aş bunu artık.
- You know, Abby was just over.
- Abby az önce bizdeydi.
Then why did you help us turn him over to the Grounders?
Peki niye onu Dünyalılara teslim etmemize yardım ettin?
I mean, you're puking all over the place.
Demek istediğim, her yerde kusuyordun.
You said you'd go over my head and then you went over my head.
Yetkili birine gideceğim dedin ve gittin.
Once this is all over, you know I have to tell him who you are, right?
Tüm bunlar bittiği zaman, ona kim olduğunu söylemek zorundasın, tamam mı?
you over there 30
over 4462
overwatch 37
override 23
overseas 32
overall 83
overdose 32
overtime 31
overboard 24
overnight 112
over 4462
overwatch 37
override 23
overseas 32
overall 83
overdose 32
overtime 31
overboard 24
overnight 112
overkill 28
overwhelmed 35
overrated 36
overreacting 19
overload 17
over radio 116
over to you 62
over there 2200
over pa 22
over here 3451
overwhelmed 35
overrated 36
overreacting 19
overload 17
over radio 116
over to you 62
over there 2200
over pa 22
over here 3451