You read them translate Turkish
668 parallel translation
Let me hear you read them once, will you?
Bir okusana şunları?
My, but you read them fast.
- Fakat çok hızlı okudunuz.
Books about travel, lives of great men books about science... if I give you such books, will you read them?
Yolculuk, büyük adamların hayatları ile ilgili bilimle ilgili kitaplardan bahsediyorum... Sana öyle kitaplar versem okur musun?
Have you read them?
Kitaplarımı okudunuz mu?
- Oh, please, can I help you read them?
- Sizin için okuyabilir miyim, lütfen?
- Have you read them all?
- Hepsini okudun mu?
I'll let you read them.
Sana onları okurum.
If I give you some books, will you read them?
Lütfen. Sana bazı kitaplar versem, onları okur musun?
- Have you read them?
- Onları okudun mu?
- You read them while you were in London, did you?
- Onları Londra'dayken okumuştun değil mi?
Can you read them?
- Daha çok sembol. Okuyabilir misin?
- Have you read them all?
- Bunların hepsini okudun mu?
I'll get them and read them to you personally.
Birazdan getirir sana kendim okurum.
- Do you really read them all, my dear?
- Gerçekten hepsini okuyor musun, canım?
However, if you read the papers instead of writing them, you'd know that Durand is under arrest.
Ancak gazetede yazacak yerde, yazılanları okusaydınız Durand'ın tutuklandığını bilirdiniz.
You don't have to read them, though.
Bunları okumak zorunda değilsin.
The library is full of books, and I'm sure you haven't read one of them.
Kütüphane kitaplarla dolu, ve bir tanesini bile okumadığına eminim.
Your Aunt Sissy brought that Bible all the way from Sheepshead Bay, and your papa blew in all his tips one time on that Shakespeare'cause Grandma said they was the greatest book and you should read from'em every night, so ya ain't gonna waste them.
Sissy Teyzeniz bu İncil'i ta Sheepshead Bay'dan alıp getirdi. Babanız da bir keresinde Shakespeare kitabı için tüm bahşişlerini vermişti. Büyükanneniz onların en önemli kitaplar olduğunu söylediği için her gece okumalısınız.
If you folks will read these handbills... my boy will pass them out among you.
Lütfen el ilanlarını okuyun. Oğlum size dağıtacak.
You're to read for them next week.
Gelecek hafta seçmelere katılacaksın.
It must have seemed so new and fresh to you, so exciting, to have your lines read just as you wrote them.
Yazdıklarının tam yazdığın gibi okunması.. .. sana heyecan verici, yeni ve taze gelmiş olmalı.
You must have read some of them.
Mutlaka okumuşsunuzdur.
Not knowing where you are, I cannot send these last words to you but I pray you will come back to read them.
senin nerede olduğunu bilmezken sana bu son sözlerimi yollayamadım... ama geri dönmen ve bunları okuman için dua ettim.
- I'll read them off to you sometime.
- Bir ara sana onlardan okurum.
You'll read about them in your newspaper... and see them enacted here in waxen tableaux.
Gazetenizde bunlarla ilgili bir şeyler okuyacaksınız... ve bu mumyalanmış sahnelerde yasalaştırıldığını göreceksiniz.
I will read them with you if you want.
İstersen seninle birlikte okuyayım.
You take a lot of stories that I've read in a hundred different places... and you roll them up into one big, fat ridiculous lie.
Yüzlerce çeşitli kitapta okuduğum bir sürü hikâyeyi alıyorsun... hepsini karıştırıp kocaman gülünç bir yalan haline sokuyorsun.
We could sit in there after supper, and you could read out of them books to me.
Akşam yemeğinden sonra orada otururduk ve sende bana kitaplar okurdun.
You don't need to read them all.
Hepsini okumana gerek yok.
Do you want me to read them?
Okuyayım mı?
You could at least read them.
Bari okusaydın.
You can read the years of my life out there in them walls.
O duvarlarda yaşadığım yılları görebilirsin.
Do you read all them books?
Kitapların hepsini okuyor musun?
Read them over carefully on the plane,... turn them over to intelligence when you get to Los Angeles.
Uçakta onları dikkatle oku. Los Angeles'a döndüğünde istihbarat birimine teslim edeceksin.
Read them your, Scholten, you are the most qualified one.
Scholten, sen oku.
You think he read them?
Kendisi mi okuyor sandın?
They just teach you how to read them books and talk proper, and wear them sissy-looking white shoes.
Yalnızca kitap okumasını, düzgün konuşmasını ve salak pabuçlar giymeyi öğretiyorlar.
I wanted to read them to you myself.
Bunları size kendim okumak istedim.
Do you think I could bear to have them read about- -
Onların bunu okumalarına dayanabilir miyim?
- Don, will you please read them?
- Don, bunları bize okurmusun?
Then I can't suggest you call your mother and father and get them to read the formula from the copy you sent...
O zaman anneni ve babanı arayıp, ellerindeki kopyadan formülü okumalarını söyleyemem...
Half the volumes you see here are about Indian life and culture, though no one else will read them.
Her nekadr kimse okumasada, burada gördüğünüz serinin yarısı kızılderililerin yaşamlarını ve kültürlerini anlatıyor.
I want you to read them.
Onları okumanı istiyorum.
Have you not read in the law that priests violate the Sabbath rest in the temple ; none blames them?
Ya da kahinlerin tapınakta Şabat günü emri bozdukları halde suçlanmadıklarını Yasa'da okumadınız mı?
Anyway, even if they are friendly, I doubt if we'll get much conversation out of them, unless one of you can lip-read.
Cana yakın olsalar bile, aralarında dudak okuyucu biri yoksa onlarla iletişime geçebileceğimizden şüpheliyim.
Well, I think you better read them over first and anything you don't understand, I'll try to explain.
Şey, sanırım öncelikle onları okumanız daha iyi olur... anlamadığınız bir şey olursa, açıklamaya çalışırım.
I don't know how either of you could read them.
İkiniz de nasıl okuyabildiniz bilmiyorum.
Flight 9 give them a holding pattern. Over. - Tower, do you read me?
9 sefer sayılı uçağa beklemelerini söyleyin.
You could fill volumes with what you don't read in them.
İçlerini okunmayan bilgilerle doldurabilirsiniz.
Well, you won't read them by killing yourself.
- Ölerek onları okuyamayacaksın.
" If you wish to read them
" Okumak istersen eğer
you ready 2588
you read my mind 77
you ready to go 229
you read 45
you read it 102
you read me 39
you ready to go home 28
you ready to roll 17
you ready for this 146
you ready to do this 59
you read my mind 77
you ready to go 229
you read 45
you read it 102
you read me 39
you ready to go home 28
you ready to roll 17
you ready for this 146
you ready to do this 59
you read that 19
read them 25
theme 39
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
read them 25
theme 39
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16
you rock 110
you ruined everything 66
you remember me 243
you ruined my life 104
you really do 96
you really shouldn't have 29
you really think so 206
you really hurt me 29
theme song playing 16
you rock 110
you ruined everything 66
you remember me 243
you ruined my life 104
you really do 96
you really shouldn't have 29
you really think so 206
you really hurt me 29