English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You want in

You want in translate Turkish

29,828 parallel translation
What do you want in return?
Karşılığında ne istiyorsun?
But... are you sure that's all you want in return? Hmm? What else did you have in mind?
Ama karşılığında istediğin şeyin bu olduğuna emin misin? Aklında başka ne var?
I don't want to count my chickens, but you could be sleeping with the guy who's in charge of securing the perimeter of Hempstead Auto Mall.
Piliçleri saymak istemiyorum ama sen Hempstead otomobil marketini korumakla görevli biriyle yatmak zorunda kalabilirsin. Kulağa hoş geliyor.
I want you to put me in a panther.
Beni panter bedenine koy.
I don't want you in here, and you can't just come in without- -
Seni burada istemiyorum ve girmeye hakkın...
But you don't want to end up in jail, right?
Ama hapse girmek istemiyorsun, değil mi?
If you want rosemary, you put it in the damn dish. "
"Biberiye istiyorsan yemeğe koyarsın."
What, you want to occupy us in squabbles?
Nasıl, bizi kelime oyunları ile mi yeneceksin?
And you want to keep the memories of the past in your mind and... to revisit something, it's...
Ve geçmişin anılarını zihninde tutmak istersin ki... bir şeyleri yeniden yaşayasın, bu...
I have lived a dream... that if you're even born in poverty, you can still go where you want to go.
Ben bir düşü yaşadım. Yoksul doğmuş olsan bile, istediğin yere gidebilirsin.
I told you, Gabriele, I want a friend in that snake pit.
Söyledim ya, Gabriele... istediğim o tımarhaneden bir yoldaş.
I don't want to come visit you in here.
Senin de burada olmanı istemiyorum.
- Do you intend to participate in this madness? - Yes, if you do not want to get in trouble, you'd better not be seen here.
- Bunu uygulamak istiyor musunuz - evet, o yüzden gitmelisiniz.
Now you want to move in together?
Şimdi mi birlikte yaşamak istiyorsun?
Missy, you don't want to throw someone in the pit, then how do you want to deal with crime?
Küçük hanım, birinin çukura atılmasına karşıysan suçla nasıl baş edeceksin?
Seven years in a shithole, you want to end up in another one?
7 yıl şerefsizin biri için o bok çukurunda yattın, yine mi dönmek istiyorsun?
She's right in front of me, she'll be waiting at home, if that's what you want...
Tam karşımda oturuyor. Evde seni bekliyor, şayet istediğin buysa.
You want to do this in Spanish, no hay problema, pero un poquito estúpido porque tú no hablas español.
İspanyolca olsun dersen bana uyar, ama sen İspanyolca bilmediğinden saçma olabilir.
You don't think Madam Prosecutor would want to hitch a ride in my crappy car, do you?
Bayan Savcının benim eski arabamla gelebileceğini düşünebiliyor musun?
I get you don't want to admit James is a bad guy, but deep down you have your doubts.
Anladım, James'in kötü adam olduğunu kabullenmek istemiyorsun ama derinlerde bir yerde şüphelerim var.
I don't want you getting in any trouble because of me.
Benim yüzümden, başının belaya girmesini istemiyorum.
I don't want you getting in trouble for my actions.
Benim yüzümden başının belaya girmesini istemiyorum.
I will put one in you for real this time. You want to shoot him, you're gonna have to go through me.
Onu vuracaksan, önce beni haklamalısın.
I'm giving you whatever you want most in the world, Matt.
Dünyada en çok istediğin şeyi sana veriyorum Matt.
"I'm giving you whatever you want most in the world."
"Dünyada en çok istediğin şeyi sana veriyorum."
I don't want you in the field with us.
Görevlerde seni yanımızda istemiyorum.
Don't you want to stick around, fill in the rest?
Buralarda olup geri kalan parçaları da bulmak istemez misin?
Ms. Day? I know you probably have a lot you want to talk about without me in the room, so I should give you a chance to do that.
Bay Day, muhtemelen bensiz konuşmak istediğiniz pek çok şey var o yüzden size bunun için izin vermeliyim.
Two of your teachers don't even want you back in their class, which means you don't have enough credits to graduate.
Öğretmenlerinden ikisi seni bir daha sınıflarında görmek bile istemiyor. Yani mezun olmak için yeterli kredi edinemeyeceksin.
Now, I want you to go in there and show that son of a bitch Snapper what you are made of.
Şimdi, oraya gidip o orospu çocuğu Snapper'a haddini bildirmeni istiyorum.
I don't especially want to die in here with you lot.
Sizinle burada ölmek istediğimden emin değilim.
You can come with, unless, of course, you don't want to be seen In, you know, the service area.
Benimle gelebilirsin. Ama elbette hizmetçilerin yerinde görülmek istemediğini biliyorum.
Mm, I don't want to see you in another Todd situation.
Bir Todd durumu daha yaşamanı istemiyorum.
You want to know what they all have in common?
Hepsinin ortak yanı ne biliyor musun?
- Well, you don't want to keep that Internet waiting, now do ya? - I'm gonna go in there.
- Ben de gidiyorum.
OK, make fun of me if you want, but now that Dad lives in L.A.
İstediğiniz kadar dalga geçin. Ama babam artık LA'da yaşıyor.
Make you want to live in that world.
O dünyada yaşamayı arzuluyorsun.
You're in a hospital because we want to help you.
Sana yardım etmek istediğimiz için hastanedesin.
So don't tune in at home if you don't want the Nazis listening.
Bu nedenle eğer Nazilerin dinlemesini istemiyorsan, evde açma.
All I want is to be here for you in whatever way you need.
Tek istediğim, ne şekilde ihtiyacın olursa olsun yanında olmak.
You've been given every opportunity, every advantage in life, and you want that privilege to mean something.
Hayatta sana her fırsat, her avantaj verildi. Sen de bu ayrıcalığın bir anlamı olsun istedin.
You want your girls growing up thinking it's normal to see women in power.
Kızlarının, kadınları iktidarda görmenin normal olduğunu düşünerek büyümelerini istedin.
Stay in the car if you want to live.
Yaşamak istiyorsan arabada kalın.
Well, if I have to be in a scary movie, I would only want to be in it with you.
Eğer bir korku filminin içinde olmak zorunda kalsaydım sadece sizinle birlikte olmasını isterdim.
You guys go hide in those shelters if you want!
İstiyorsanız gidip sığınağa saklanabilirsiniz!
That's what you want to discuss right now in the last hours of your life?
Hayatının son saatlerinde bunları mı tartışmak istiyorsun?
You know, it's just hard to just let yourself go the way you really want to, but, yeah, it bring a lot of feeling and, you know, and, yeah, it- - I- - I was in touch with myself.
Yani istediğin gibi kendini bırakmak zor ama evet pek çok duyguyu açığa çıkardı ve evet, kendi özümle temastaydım.
So whatever it is that has you all chill and totally okay with dying here, I want in.
O yüzden elinde öldürecek kadar kuvvetli ne varsa istiyorum.
Um, do you want to tell me or would you want Alec to tell me?
Söylemek ister misiniz yoksa Alec'in söylemesini mi istersiniz?
[in German] Stop, we just want to ask you some questions!
Dur, sadece birkaç soru sormak istiyoruz!
[Lucy, in German] We want to talk to you.
Seninle konuşmak istiyoruz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]