You will obey me translate Turkish
62 parallel translation
"all these will I give you " if you will obey me. "
"Bana itaat edersen sana bunları vereceğim."
You will obey me, lest I close my hand... thus.
Bana itaat edeceksiniz, elimi kapatabileceğimi... böylece de.
- You will obey me in everything! - You'll kill him!
Bana her şeyde boyun eğeceksin!
Forsaking all others... you will obey me?
Diğerlerinden vazgeçerek... bana uyacak mısınız?
You will obey me!
Bana itaat edeceksiniz!
You will obey me.
Dediklerimi yapacaksın.
You will obey me, whether you want to or not.
İstesen de istemesen de lafımı dinleyeceksin.
You will obey me because, poor as I am, I am placed in authority over you.
Lafımı dinleyeceksin çünkü fakir de olsam senin üzerinde bir güce sahibim.
"If you care for them you will obey me"
"Eğer onları umursuyorsan, bana uyacaksın."
You will obey me.
Bana itaat edeceksin.
You will obey me.
Bana riayet edersiniz.
You will obey me, Kal-EI.
Bana itaat edeceksin Kal-El.
You will obey me!
Bana itaat etmelisiniz!
You will obey me or this defiant breathe will be your last!
Bana itaat edeceksin. Yoksa bunlar aldığın son nefesler olur.
And you will obey me!
Ve bana itaat edeceksiniz!
And you will obey me!
Bana itaat edeceksiniz!
You will listen to me and you will obey me.
Beni dinleyeceksin ve bana uyacaksın.
You will obey me!
- Bana itaat et!
I've just been upgraded. And you will obey me, because, as I understand, that is what you're programmed to do.
Sadece sürümüm yükseltildi ve sen bana itaat edeceksin, çünkü anladığım üzere, bu yüzden programlanmışsın.
I am your king and your father, and you will obey me.
Ben, hem kralın, hem de babanım ve bana itaat edeceksin.
I am your father, and you will obey me.
Ben senin babanım ve bana itaat edeceksin.
I have created you ; therefore you will obey me.
Ben seni yarattım, bu yüzden bana itaat edeceksin.
No! You will obey me, creature!
Bana itaat edeceksin yaratık!
Oh... you will obey me, servant.
Sen bana itaat edeceksin, uşak.
Stubborn beast! You will obey me!
İnatçı yaratık, bana itaat edeceksin.
Fri yen so! " You will obey me,
Bana itaat edeceksin..... Lori!
- Will you obey me?
- Bana itaat edecek misin?
Will you obey me?
Bana itaat edecek misiniz?
You wanted to show me what will happen if I don't obey.
- Eyer kurallara uymazsam, neler olacağını bana göstermek istedin.
If you obey me, you will survive.
İtaat ederseniz, hayatta kalacaksınız.
Will you obey me like the one before you?
Senden önceki gibi bana uyacak mısın?
Will you obey me?
- Bana itaat edecek misin?
If you order me to agree to the transfusion, I will obey, of course.
Bana kan vermemi emrederseniz... elbette itaat ederim.
Obey me, or this will happen to you!
Bana itaat etmezsen aynısı sana da olur!
If you order me to stay, I will obey, but I ask you not to give that order.
Kalmamı emrederseniz, emre uyarım, ama sizden o emri vermemenizi rica ediyorum.
Obey me or I will hunt you down and your bones will adorn the bulkhead of my ship.
İtaat et yoksa seni avlar ve kemiklerin, gemimin duvarlarını süsler.
If you command me not to do this, I will obey.
Bana bunu yapmamamı emrederseniz sizi dinlerim.
Will you obey me without question?
Soru sormadan, dediğimi yapacak mısın?
If you love me, you will obey my commandments.
beni severseniz emirlerime uyarsınız.
And will you obey me?
Ve sen bana uyacak mısın?
Besides, tonight... after the final stroke of midnight... you will have no choice but to obey me.
Üstelik, bu gece saat gece yarısını çaldığında bana itaat etmekten başka bir seçeneğin olmayacak.
If you give me your command, I will obey it. But if you ask me to serve you from my heart, I refuse.
Tür'K'ore Çeviri Takımı
This man is not a member of this crew, and you will obey a direct order that you have been given by me, and you will do it now.
Bu adam mürettebatımızdan değildir ve tarafımdan size verilen emri yerine getireceksiniz, hem de hemen.
If you do not obey me... we will have an argument which I will win.
Eğer dediğimi hemen yapmazsan benim kazanacağım bir tartışmaya gireceğiz.
Dear Lord. I don't want to live in this filthy Pila, but if this is what you have chosen for me, I will obey.
Bu pis Pila'da yaşamak istemiyorum,... ama benim için seçtiğin buysa, itaat edeceğim.
You will hear from me again, sir, and then I will speak to you with a million voices and you will obey.
Benden yeniden haber alacaksınız, efendim, ve o zaman sizinle arkamda bir milyon kişiyle konuşacağım ve siz de itaat edeceksiniz.
You will learn to obey me, follow protocol and stay fockused at all times.
Bana itaat etmesini, kurallara uymayı ve işine odaklanmayı öğreneceksin.
Obey me, or I will kill your friends, one by one, until you alone are left begging for mercy.
İtaat et, yoksa arkadaşlarını birer birer öldürürüm ta ki tek başına, merhamet etmem için yalvarana dek.
You will all honor and obey her, as if she were me.
Hepiniz ona, sanki benmişim gibi hürmet ve itaat edeceksiniz.
The fear of this weapon will make them obey every command... exactly as you obey me.
Silah korkusu onları her komuta itaatkar yapacak. Tam olarak bana itaat edeceksin.
Obey me... and you will live.
Dediklerimi yapın ve yaşamaya devam edin.
you will be 199
you will be dead 18
you will regret it 32
you will see 125
you will die 193
you will understand 30
you will have 22
you will not 133
you will come 25
you will fail 20
you will be dead 18
you will regret it 32
you will see 125
you will die 193
you will understand 30
you will have 22
you will not 133
you will come 25
you will fail 20