You will see translate Turkish
9,939 parallel translation
You will see.
Göreceksin.
You will see your enemy hang.
Düşmanının asıldığını göreceksin.
You will see changes Only if we lose.
Yaptıklarının önemi başarısız olursak ortaya çıkar ancak.
I'm sure you will see them again one day
Onları tekrar göreceğine eminim.
And they will not be happy when they discover you've denied them the chance to see me and all that I can offer.
Beni ve önereceklerimi görme fırsatlarını reddettiğini öğrenince mutlu olmayacaklar.
If you go now, he will not see you.
Şimdi giderseniz sizi görmez.
Will you come and see her?
Onu görmeye gelecek misin?
You will never see me again.
Beni bir daha asla görmeyeceksin.
Um, i will see you tomorrow. Yeah, i'll see you in the office. You hungry?
Um, yarın görüşürüz evet, ofiste görüşürüz açmısın?
I will see you in 20 minutes.
20 dakika sonra görüşürüz.
Okay, I will see you there.
Tamam o zaman, ofiste görüşürüz.
Which is why I got you a secluded restaurant with a table in the back where no one will see you.
İşte tam da bu yüzden size tenha bir restoran buldum, masanız da arkada olacak ki kimse sizi görmesin.
You see, Harvey, that's the part you will never understand.
Biliyor musun, Harvey, işte bu kısmı asla anlayamayacaksın.
But I will see you tomorrow night.
Ama seninle yarın akşam görüşeceğiz.
If you'll allow, sir, I will personally see you safely into your home.
İzniniz olursa efendim evinizde güvendeyken ziyaret etmek isterim.
Nurse says the shrink will see you today.
Hemşire, psikiyatrın bugün seninle görüşeceğini söyledi.
Will you see to her, Rae?
Kardeşine bakacak mısın, Rae?
Well, they won't see you coming, will they?
Senin geleceğini göremeyecekler değil mi?
So I will see you around. Bye.
Sonra görüşürüz.
The doctor will see you now.
Doktor sizi çağırıyor.
I mean, then the world will see that you... I'll show it to you, first.
O zaman dünya senin kim olduğunu öğrenecek Ben ilk gösterimi sana sunayım. - Yapma!
You'll see even if he is slightly apprehensive, he will look back.
Göreceksin onun endişeli olduğu birazdan ortaya çıkacak.
I will see you at home.
Evde görüşürüz.
Photoshop will take care of that little scar on the earlobe. How can you see that?
Photoshopla kulak memendeki küçük yarayı hallederiz.
You let me know if you see him, will you?
Onu görürseniz bana haber verin olur mu?
I will see to it you get a copy. You can hang it in your bathroom.
- Galiba bir kopyasını alacaksın.
Your uncle will be very happy to see you, sahib. Oh, I don't know about that.
- Dayınız sizi gördüğüne çok sevinecek efendim.
You will all see... in time.
Hepiniz göreceksiniz zamanla.
Will we ever see you again, Renet?
Tekrar seni görecek miyiz, Renet?
The councilman will see you now.
Meclis üyesi şimdi sizinle görüşecek.
Samaritan will see through your cover instantly, endangering you and everyone you're close to.
Samaritan sizi tespit eder. Bu da sizi ve yakınlarınızı tehlikeye atar.
So, the doctor will see you in a few minutes.
Doktor birkaç dakika sonra görecek seni.
I will see you on the other side.
Seni galeride görürüm.
I will see you in a month for your post-op checkup.
Bir ay sonra kontrole bekliyorum.
Great, I will see you then.
Harika, yarın görüşürüz.
This is my restaurant - will worry as you see fit.
- Burası benim restoranım. Endişelenmek istersem endişelenirim.
If you happen to see Will, remind him he's invited to Demi's this evening.
Eğer Will'i görürsen ona bu akşam Demi'ye davet edildiğini hatırlat.
- You will see.
- Göreceksin.
I will never forgive you for making us see that third movie.
Üçüncü filmi bana izlettirdiğin için seni asla affetmeyeceğim.
I'll see you tomorrow. - Yeah, you will.
- Git hadi, yarın görüşürüz.
And if you do, I will quit, and you'll never have to see my face again.
Bu takdirde işten istifa ederim ve beni bir daha görmek zorunda kalmazsın.
This is just a bet To see which queen you think will win.
Sadece hangi kraliçenin kazanacağı üzerine bir iddia ve ben kazanacağım.
Mr. Namazi, if you take away the threat of imprisonment, we promise we will see this through.
Bay Namazi,.. ... hapis tehdidinden vazgeçerseniz bu işin sonunu getiririz.
One day, she will fucking see sense and, do you know what, he's seen sense, Combo has seen sense.
Bir gün gerçekten idrak edecek ve biliyor musun sen değiştin, Combo da değişti.
Um... Well, I will need to see you back here in, um, 10 days for a follow-up on that leg.
10 gün sonra bacağını kontrol etmem için hastaneye geri gelmeni istiyorum.
I will find a way to see you home.
Seni bir şekilde görmeye çalışacağım.
The Prime Minister will address Berg to the people and you see his speech right now in our news.
Jesper Berg birazdan ulusa seslenecek. Konuşmasını canlı yayınlayacağız.
My government will not stop unless you see it, you are trying to destroy terrorism.
Burada teröristlere karşı harekete geçilmedikçe devletim durmayacaktır.
Will see you naked.
O seni çıplak gördüğü zamanki gibi.
"I will see you grovel in the lake of fire. I am as sharp as sharp can be."
Ateş gölünde süründüğünü görüp olabildiğince haşin olacağım.
Do you see me as someone who will make business out of someone else's weakness?
Birinin hastalığı üzerinden para kazanacak biri olarak mı görüyorsun beni?
you will be 199
you will be dead 18
you will regret it 32
you will die 193
you will understand 30
you will have 22
you will not 133
you will come 25
you will fail 20
you will never 26
you will be dead 18
you will regret it 32
you will die 193
you will understand 30
you will have 22
you will not 133
you will come 25
you will fail 20
you will never 26