English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You will tell me

You will tell me translate Turkish

3,141 parallel translation
I am confident you will tell me.
- Paylaşacağına eminim.
You will tell me, do you understand?
Bana söyleyeceksin, duydun mu beni?
Will you at least tell me how you got the drugs through customs?
En azından gümrükten nasıl geçirdiğinizi söyleyemez misin?
And why didn't you tell me there's some kind of problem with you and Will?
Hem Will'le aranda bir problem olduğunu niye bana söylemedin?
- Tell me what the problem is with you and Will.
- Will'le arandaki problemi söylesene.
Will you tell me what you've found out about Mr Hasumi?
Bay Hasumi hakkında ne bulduğunu söyler misin?
- I can't talk about what happened, but I can tell you that Will didn't cheat on me.
- Olanlar hakkında konuşamam ama sana şunu söyleyebilirim, Will beni aldatmadı.
Hey, High Road, were you ever gonna tell me that you and Will were together?
Dur bir ahlak bekçisi. Will ile eskiden birlikte olduğunuzu bana söyleyecek miydin?
I want you to tell me that Fring's blue will be off the streets.
Fring'in mavisinin sokaklardan çekileceğini söyle bana.
If you tell me what I am doing, then I will immediately stop doing it.
Neyi yanlış yaptığımı söyle yeter bir daha hiç yapmayacağım.
Let me tell you... I will owe you. Big time.
Bunu yaparsan sana borçlu olacağım.
Then you tell me what will!
Öyleyse ne olduğunu söyle.
If another girl comes up that you can't tell me about you won't blame me again. Will you?
Yine sevip de söyleyemediğin bir kız olursa kabağı benim başımda patlatmazsın artık.
what would happen to me- - Okay, will you please just tell me, are you too scared- - what would happen to me and my family if I would get caught?
... bana ve aileme... - Tamam, biraz dinler misin beni? - Çok mu korkuyorsun...
Tell me what's going on, and I will try and help you.
Bana ne olduğunu anlat, bende sana yardım etmeye çalışayım.
So just tell me El Jefe's name, and Judge Aldrich will grant you immunity, and won't have to force you to testify.
Bana sadece El Jefe'nin ismini ver, Yargıç Aldrich sana dokunulmazlık sağlar, ve seni sorgulamak zorunda kalmaz.
Okay, seriously, at least tell me you're gonna change the what will by then be nine-year-old beer commercial reference.
Nasılım ama? ! Cidden ama hiç değilse o zaman dokuz yaşında olacak olan bira reklamı göndermesini değiştireceğini söyle.
Will you, like, tell me what's going on?
Neler olduğunu, falan söyleyecek misiniz?
Another thing about Asperger's is that I always keep my promises, so when I tell you that I will bring back the vending machines, you can believe me.
Asperger hakkında diğer bir şey de bütün sözlerimi tutmam. Bu yüzden satış makinelerini getireceğim diyorsam, getiririm, bana inanabilirsiniz.
Tell me what to do, and I will do it. But you have to forgive me.
Ne yapmamı istersen yapacağım ama beni affetmelisin.
Will you tell me about them?
Bana onları anlatır mısın?
That will help you keep warm Tell me if it gets too warm.
Bu seni sıcak tutar. Çok sıcak olursa söyle.
You remind me of the deal that we made... how much it hurts, your even bringing it up... how my entire family will be destroyed... if you're forced to tell them the truth?
Gündeme getirmenin ne kadar acı verdiğini bile bile bana anlaşmamızı hatırlatıp onlara gerçeği anlatmak zorunda kalırsam ailemin yıkılacağını mı söyleyeceksin?
- I will melt my own face off in front of your children if you don't tell me where the [bleep] Don "Psycho D" Walters is!
- Eğer söylemezsen - suratımı çocuklarının - önünde eriteceğim - Nerede siktiğimin
Tell me the truth, or I will take you outside and bury you next to my blessed daughter.
Bana gerçeği söyle, yoksa seni dışarıya götürür ve gömerim kutsal kızımın yanına.
But that's the last time you'll tell me what I will or won't report.
Ama bu bana neyi yazıp neyi yazamayacağımı son söyleyişin.
You help me win the money for Stacey, and I will tell you where that key fits.
Stacey için o parayı kazanmama yardım et ben de sana anahtarın nereyi açtığını söyleyeyim.
♪ God, I've done it now ♪ Will you tell me what's really happening with the polls with Teddy?
Teddy'nin oylama sonuçlarının ne olduğunu bana söyleyecek misin?
Richard didn't tell me - - Will you accept my apology?
Ne için?
Tell me everything you know about my mother, and I will give you this journal.
Annem hakkında bildiğin her şeyi anlat ben de sana günlüğü vereyim.
I will tell my boys to let you live if you help me.
Bana yardım edersen dostlarıma yaşama izin vermelerini söyleyeceğim.
Look, if I tell you what I did, will you just help me, please?
Bak, eğer sana olanları anlatırsam bana yardım edecek misin?
"Lie back and I will ride you till you tell me to stop."
"Geriye yaslanın ve bana dur diyene kadar sizi götüreyim."
Then will you tell me everything?
Siz anlatır mısınız?
It will be, if you don't tell my mother you saw me smoking.
Eğer anneme sigara içtiğimi söylemezseniz, olacak.
Carl, if you tell a woman you love her and she doesn't say it back, you don't follow up with, "Will you marry me?"
Carl, bir kadina onu sevdigin soylersen, ve o da sana geri soylemezse, senin bir sonraki cumlen, Benimle evlenirmisin? Olmamali!
Liam, if you tell me that you're becoming a priest, I will slap you.
Liam, eğer bana rahip olacağını söylemeye çalışıyorsan, seni tokatlarım.
If, I let you suck it, will you tell me what I want to know?
Eğer yalamana izin verirsem, bana öğrenmek istediğim şeyi söyler misin?
Nobody on the res will tell my deputies anything about Hector, so I need you to tell me, Henry.
- Kabilede hiç kimse yardımcılarıma Hector hakkında bir şey söylemeyecek, o yüzden bana söylemen gerek, Henry.
And let me tell you, a towel rack will not support your weight.
Dur ben söyleyeyim senin asla ağırlığını taşıyamayacak bu havlu asacağı.
Who will tell me to stop shaking you when I shake you?
Seni sarstığım zaman kim sarsmayı bırak diyecek?
I will tell you the things that I notice and you can tell me the things that you notice.
Ben sana fark ettiğim şeyleri söyleyeceğim sen de bana fark ettiklerini söyleyeceksin.
You will tell me what the cause of this is.
Neden bu halde olduğunu söyleyeceksin!
You will get caught. I will tell them you attacked me.
Yakalanırsın, bana saldırdığını söylerim.
Shahir, I need you to look me in the eye and tell me that you think Charlie will wake up.
- Bilmiyoruz. - Shahir, gözlerimin içine bakıp Charlie'nin uyanacağını söylemeni istiyorum.
WILL and EMMA : ♪ But tell me you love me ♪
* Ama beni söylediğini söyle bana *
Will you tell me what you're so upset about?
Neden böyle üzgün olduğunu bana söyleyecek misin?
Will you tell me when I'm close?
Yaklaştığım zaman söyler misin?
Tell me something... do you think my father will make me king?
Bir şey söyleyeceğim. Sence babam beni Maharaca yapacak mı?
Tell me, Your Highness you have no kingdom, no land no wealth and no belongings what will you wager now?
Söyleyin ekselansları ne racalığınız ne toprağınız ne servetiniz ne de eşyanız kaldı. Şimdi ne üzerine bahse gireceksiniz?
Tell me right now if you're having an affair, and we will find some time later for me to kill you.
Beni aldatıyorsan hemen söyle. Başka bir zaman da seni öldürürüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]