English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / Yé

translate Turkish

75,809 parallel translation
My responsibility is to Gracie and her studies, and to teach her, I need a sound environment.
Benim sorumluluğum Gracie'ye, eğitimine ve ona öğretmeye. Sessiz bir ortama ihtiyacım var.
My responsibility is to Gracie and her studies, and to teach her, I need a sound environment.
Gracie'ye ve onun eğitimine karşı sorumluyum ve ona öğretebilmem için sessiz bir ortama ihtiyacım var.
I was trying to give Gracie her lesson, and Charlie was bouncing his ball against the house and refused to stop.
Gracie'ye ders vermeye çalışıyordum, Ama Charlie topunu duvara vurup duruyor, Ve bırakmayı reddediyor.
Subject just took a right turn onto beverly.
- Konu sadece aldı beverly'ye doğru dönüş.
He cut out for Dodge City first light... join up with Wyatt Earp.
Sabahın köründe Dodge City'ye doğru yola çıktı. Wyatt Earp'e katılacak.
It's not me, it's "Mustang Sally."
O alkışlar bana değil, "Mustang Sally" ye.
Give me more ideas to get back at Jay G.
Jay G'ye misilleme yapmak için daha fazla fikir üret bana.
But do you have anything we can use against my sworn enemy, Jay G?
Evet evet. Ama elinde can düşmanım Jay G'ye karşı kullanabileceğimiz bir şey var mı?
♪ I had to change my Tang Clan to Wu ♪
Değiştirdim adımı Tang Clan İki'ye
What happened to Mei?
- Mei'ye ne oldu?
Good ship, help ganymede.
İyi gemi, Ganymede'ye yardım ediyor.
Could you please show us whatever you can of Mei?
- Hayır. Elinizde Mei'ye ait her ne varsa bize de gösterebilir misiniz?
You're going to ganymede to find Dr. strickland?
Doktor Strickland'ı bulmak için Ganymede'ye mi gideceksiniz?
Half the mirror came down on sector 4.
- Mei'ye ne oldu? - Aynanın yarısı Sektör 4'ün üzerine düşmüş.
Gunny. Let's go back to Ganymede.
- Hadi Ganymede'ye dönelim Gunny.
Mars rains hell on Ganymede and now they're treating us as if we were the criminals.
Mars, Ganymede'ye cehennem gibi yağıyor ve şimdi de bize suçluymuşuz gibi davranıyorlar.
The fleet's headed to Ganymede, spoiling for a rematch, the martian delegation is here, willing to talk.
Ganymede'ye giden bir filo var ve rövanş isteyen konuşmaya hevesli Mars heyeti burada.
Boy, this ship is a grade-a piece of shit, but she'll get us to Ganymede.
Tanrım! Bu gemi birinci kalite bir bok parçası ama bizi Ganymede'ye götürür.
Have any of you been to Ganymede recently?
Son günlerde içinizde Ganymede'ye giden oldu mu?
Either go to military school, or go to juvie.
Ya askeri okula gidin ya da juvie'ye gidin.
Large amounts of cash that don't gel reported to the IRS.
IRS'ye bildirilmeyen büyük miktarda nakit.
But I'm sure she told you, we've uh... we've not been in England that long.
Ama eminim İngiltere'ye geleli çok uzun zaman olmadığını da söylemiştir.
I saw him whenever I came to England.
İngiltere'ye gelir gelmez onu görmeye gittim.
When were you in England?
İngiltere'ye ne zaman geldiniz?
King Robot Baratheon, say hi to Abby.
Kral Robot Baratheon, Abby'ye merhaba de.
- Please eat the foot.
- Lütfen ayağı ye.
- Please, eat it.
- Lütfen ye.
Eat the foot!
Ayağı ye!
Eat the goddamn foot!
Kahrolası ayağı ye!
I showed Monroe and Rosalee.
Monroe ve Rosalee'ye gösterdim.
Should we tell Monroe and Rosalee?
Monroe ve Rosalee'ye söyleyelim mi?
Well, it was the day we were going to the Gorge, and we didn't want to ruin your party.
Gorge'ye gideceğimiz günlerdi. Ve partinizi mahvetmek istemedik.
ABOi versus ABO, as it relates to... to tissue, organ transplants.
ABOi'ye karşı ABO, Çünkü organ nakilleri... doku ile ilgili.
Why don't you give Rosalee a call, see if she can spice it up.
Neden Rosalee'ye bir telefon açmıyorsun Ona baharatlayabilir mi bak.
After what it did to Rosalee, I'm fine to chop it down and cut it into firewood.
Rosalee'ye yaptıklarından sonra, onu parçalara ayırmak iyidir. Ve yakacak odun kesti.
Do you know of anybody who might wanna hurt Maddie?
Maddie'ye zarar vermek isteyen birini tanıyor musun?
Please.
Ye
Just got a hit on the APB.
APB'ye yeni bir darbe vurdu.
We're headed back to the precinct.
Mahalle'ye dönüyoruz.
Sister be here, Father, as ye did command.
Kız kardeşimiz geldi baba, emrettiğin gibi.
I know why ye've come.
Neden geldiğinizi biliyorum.
I speak to ye now as a fellow sinner.
Sizinle günahkar bir arkadaşınız olarak konuşuyorum.
He thinks ye've more a taking for me than for him.
Onunkindense benim düşüncelerime daha çok önem verdiğini düşünüyor.
In the Lord shall ye find it!
- Tanrı'nın yardımıyla bulacaksınız!
Ye might've picked more had ye not wasted time talkin'to I.
Bizimle konuşarak harcadığınız zamanda daha fazla çiçek toplayabilirdiniz.
So I picked'em for ye.
Ben de bunları sizin için topladım.
I'm astonished at Verity.
Verity'ye çok şaşırdım.
Course, ye'll know all about the Holy Well?
Elbette, Kutsal Kuyu'yu biliyorsunuzdur.
Ye need not one be left behind
# Hiç kimse kalmasın arkada
Ye restless wanderers after rest.
# Huzur peşindeki siz huzursuz avareler
Ye carry th'world on yer shoulders an nary stoop'neath th'weight.
Omzunda dünyaları taşıyorsun ama ağırlığı altında ezilmiyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]