English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Г ] / Главное

Главное translate Turkish

7,221 parallel translation
Я выкинул его из системы и стёр все данные, предварительно закачав к себе. Это главное ПО к оборудованию Пайрона.
Kendi sistemini kilitleyip içindeki bütün verileri indirdim ve sildim sonra da Piron teçhizatına ait kontrol yazılımını sildim.
Это задание – главное.
Önceliğimiz görevimiz.
Главное сейчас – разрушить машину времени и портал.
Görev önceliği : Makineyi ve geçidi yok etmek. Ne?
И главное с кем?
ve kiminle birlikteymiş?
– Но главное, думаю, понимание людей того, что я – это не мой супруг, и они могут ожидать от меня как от прокурора большего.
- Muhakkak, ama insanların şunu anlaması hayati önem taşıyor ki, ben kocam değilim ve kurumda benden daha çokşey bekleyebilirler
Главное, чтобы каждый новый клиент голосовал против грёбаной Марси Котс.
Her yeni müşteri Marci Coates'a karşı bir oy daha demek.
Главное, не пускай ее на встречу. Ладно.
- Sadece onu tanıtımdan uzak tut.
Главное, держись безопасного маршрута.
Güvenli yoldan devam edin.
Главное – чтобы наш мальчик был цел и невредим.
Oğlumuzun güvende olduğundan emin olmak için elimizden geleni yapacağız.
Я не требую от Билла многого. Главное – чтобы мой дом и мою семью никто не трогал.
Evim ve ailem bozulmasın diye Bill'e katlanmama gerek yok artık.
Не надо. Самое главное – не надо... Не надо тужиться.
En önemli şey bastırmamak.
Они не самое главное. - Но есть и другое.
Evet ama diğer şeyler var.
А главное - в вашей книге нигде не упоминается слово любовь.
Utanç, iffet, sadakat, ayıp gibi nitelikler ve birçok göze batan şey "aşk" adı altında kitabınızın hiçbir yerinde yok.
Не забывай, что главное сегодня - сделать тебе приятно.
Bugünün asıl sebebinin seni iyi hissettirmek olduğunu unutma.
Главное, что ты решила мне не говорить.
Asıl konu şu ki ; bana söylememeyi seçtin.
Главное, что я здесь, с тобой.
Önemli olan tek şey şu an yanında olmam.
Это здесь далеко не главное.
Neredeyse en az önemsiz nokta bu.
И это - самое главное.
En önemlisi de bu.
Главное правило в том, что Автор
Yazarların temel kuralı
Самое главное сейчас, забрать её из больницы.
Önemli olan onu, o hastaneden çıkarman.
Сейчас это главное, что нам предстоит выяснить.
Şu anda odaklanmamız gereken tek konu bu.
Ты, главное... возвращайся.
Eve gel sen.
Мулы, все же, не самое главное в альпинизме.
Bay Edmund tam olarak Tenzing Norgay'in sırtına binmedi.
Я убедил себя, что мой ум - это главное.
Kendime her şeyin düşüncemle alakalı olduğunu söyledim.
Главное, не по больнице.
Hastanedeyken dolaşmaz.
При всем уважении, я думаю, вы упускаете из виду главное.
Saygısızlık etmek istemem ama bence asıl noktayı kaçırıyorsunuz.
Ок, Брайан, в этом деле главное найти хорошее место.
Pekâlâ Brian. Bu işin en önemli kısmı yerde oturacak güzel bir alan bulmaktan geçer.
Сейчас главное не ты, Дэймон, и даже не Лиз.
Bu seninle ilgili değil, Damon. Bu Liz'le bile ilgili değil.
Главное — Кэролайн и что ей надо услышать.
Bu Caroline'la... ve duymaya ihtiyacı olduklarıyla ilgili.
Я снова дома, и это главное.
Geri döndüm. Önemli olan tek şey bu.
Главное - эту голову не терять.
Aklını başında tut yeter.
Главное, чем заняться первым делом? Почему с парнями время летит быстро?
Asıl soru ilk ne yapayım? Neden bir erkekle birlikteyken bu kadar uzun sürüyor?
Главное, сохраняй спокойствие.
Sakin olmaya çalış olur mu?
Главное, помни, ноги вместе!
Ama unutma! Bacakları bir arada tut!
Самое главное для Симы, или как ее там звать, было заполучить химикаты, сделать из них оружие, и вернуться в свою страну.
Sima'nın en önem verdiği şey, ya da adı her neyse o kimyasallara ulaşarak sinir gazını yapmak ve ülkesine geri götürmekti.
Ничего. Главное не волнуйтесь.
Sırf endişelenmiş olurdun.
И... самое главное.
Ve... işte paranın gücü.
Ты главное, не волнуйся, приятель.
Hiç canını sıkma kardeşim.
Надо только немножко подкорректировать, и что самое главное, всё будет через шесть недель.
Yapmamız gereken tek şey bunu biraz inceltmek ve en iyi şey de bunu altı hafta içinde yapmalıyız.
Я думаю, я поняла, что жизнь это главное, и у всех нас... ну, то, что мы имеем, это подарок.
Sanırım öğrendiğim şey, hayatın devam ettiği ve hepimiz... Bu elimizdekinin güzel bir hediye olduğu.
Главное - я в себя верю.
Ben kendime inanıyorum.
- Это самое главное.
Önemli olan bu.
Не знаю, это не главное.
- Bilmiyorum, umurumda da değil.
Главное правило.
Kural bir.
Это самое главное.
Önemli olan bu.
И самое главное - у меня на щеке ничего не было.
En güzel kısmı ise, yanağımda hiçbir şeyin olmamasıydı.
- Главное, что все хорошо.
- Mesele şu ki sorun yok.
Слушай, главное - это весело провести время.
Bak, amaç eğlenmek.
Да, но главное ведь, что мы хорошо провели время.
Evet, ama önemli olan iyi vakit geçirmemiz.
Главное, что ты рядом?
Umurumda değil.
Главное в том, что вопреки всякому здравому смыслу, я согласился. Неважно, о чём.
Ne olduğunun önemi yoktu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]