Мол translate Turkish

Мол, не нужно денег - отправь им купон и станешь радио-специалистом.

Hiçbir şey ödeme. Onlara bir kupon gönder ve radyo uzmanı ol.

Имай всё время твердила мне, мол, она не понимает, почему вы не поступаете как другие мужчины.

Bayan Imai bana derdi ki neden diğer erkekler gibi davranmadığınızı hiç anlayamamış.

Мы, мол, не были уверены.

Güvenimiz yoktu diyeceksin.

Много кто огнем очистился, и все померли, а святые отцы толкуют – мол, лучше чистым помереть, чем жить и дожидать ада.

Çoğu kendilerini ateşe ve ölüme attı. Ama cehennemden daha iyiymiş, öyle söylüyor rahipler.

Лизе, жене, скажи, мол, жив твой Сережка-то...

Liza'ya, karıma de ki, "Senin Seryoja yaşıyor."

Сам, мол, видал.

Kendi gözünle gördün zaten.

Услышал как-то, что живёт, мол, Наташа одинокая. Дай, думаю, пристроюсь.

Natasha senin burada yaşadığını duydum ve belki yerleşirim diye düşündüm.

Я, мол, был там наверху и увидел, как вы проходили мимо.

"Küçük evde uyurken sizin... " büyük kapıdan geçtiğinizi gördüm.

Шепчет мол, засиделся там за своей писаниной и пришел свечу отдать.

Kulağıma şöyle fısıldadı. mumu geri getirmek için geldiğinde..

Ты дала мне когда-то 2 доллара, а я сказал, что беру взаймы, а ты сказала, что, мол де, ты не думаешь, что ты когда-нибудь получишь их назад.

Bir süre önce bana iki papel vermiştin, borç alıyorum demiştim, sen de, geri alacağımı hiç sanmıyorum demiştin.

Работай, мол, трудяга, до зари.

" İşini yapıp görevden kaçmasın diye

Господь сказал, мол, помогай соседу,

" Tanrı baba insanı komşusuna yardım etsin diye yaratmış

Господь сказал, мол, помоги соседу,

" Tanrı baba insanı komşusuna yardım etsin diye yaratmış yaratmasına ama

Намеки и полутона, что, мол, за леди, кто она...

"Herkes meraktan çatladı " Sanki hiçhanımefendi görmemişler daha önce

Вижу, навострил он ухо, вы ж, полковник, пали духом, мол, конец.

" Öğrenmeyi Bayan Doolittle kimmiş

Вот передай и на словах скажи, что ждут мол

- Evet, bunu ona ver. - Beklediğimizi söyle!

Мол, какой же это мужчина, если откажется кормить собственных внуков?

"Bu nasıl bir adam, kendi öz torunlarına bakmıyor?" diyordu.

Он отчитал меня однажды : мол, я слишком много пью и пора бросать.

Bir keresinde bana çok içtiğimi ve kustuğumu söylemişti.

Находятся всевозможные извинения, мол, к черту, такова жизнь.

Her tür mazereti ileri sürüyorum :

Я ее спрашиваю, что, мол, делаешь, а она " "Никто не знает, что я здесь." "

Ne yaptığını sordum, dedi ki... "Şişt, kimse burada olduğumu bilmiyor."

Вы слышали, как моя невестка сказала, мол, "они здесь". Ваши предположения?

Onu, orada olduklarını söylerken duydun.

"мол € ю!" олько не в музей!

Size yalvarıyorum! Müze olmaz!

Мол, близок к небесам, к божественной судьбе.

Bu "Tanrının ayeti" işine gerçekten inanmaya başladın

Где, когда, мол, да зачем...

Nerede, ne zaman, kim, nasıl

Внуши им строго - мол, шума много.

Bu adi kalabalık fazla gürültü yapıyor

Молчите, рты, Мол, проклят ты.

Yalnızca bana lanetlenmeyeceğimi söyleyin

Мол, проклят ты.

... lanetlenmeyeceğimi söyleyin

Мол, проклят ты.

... lanetlenmeyeceğimi söyleyin... sonsuza kadar...

А вернулся не только я, тот пацан сказал, что, мол, была ложная тревога.

İçeri döndüğümü boş ver, bu sefer de çocuk "yanlış alarm" diye bağırıyor.

Вы ноете : мол, нет никаких сил... здесь находиться. А уйти отсюда слабо?

Ne yani, hepiniz durmadan buranın dayanılmazlığından yakındığınız halde... dışarı çıkacak kadar yüreğiniz yok mu?

Почему у тебя не хватает смелости просто попросить у него прощения : мол, я ошибся.

Bu çok saçma. Sen güçlüsün.

По утрам я достаю из целлофана стакан для воды. Мыло в упаковке гостиницы "Холидей Инн". Даже на унитазе бумажная лента с записочкой от гостиницы, что, мол, так заботимся о вас.

Uyandığımda su bardağının koruma poşetini Oteldeki sabunların paketini hatta tuvaletin üzerinde bile kâğıt bant var, üzerinde şöyle yazıyor "bu bant güvenliğiniz için konmuştur".

Ты заговаривал ей зубы тем, что, мол, вы вместе стали свидетелями исторических событий.

Sanırım onda da tarihi gerçekleri ortaya çıkarma hikayeni kullanmıştın.

Моя бабушка рассказывала мне истории о сПэктральном локомотиве....... что мол как ракета эта хрень пролетала мимо нашей фермы. Но сейчас, будто какая-то невидимая власть...

Anneannem hayalet bir lokomotifin onun çiftliğinden nasıl roket gibi hızla geçtiğine dair hikayeler anlatırdı, ama şimdi...

Догадайся, мол, сама.

# Yalnız benim tahmin edebileceğim #

Мол, джунгли ожили, забрали его.

Orman canlanmış ve onu almış.

Как тогда в пятницу, мол... мне нужно спросит разрешение у друзей.

Evet hani arkadaşlarımdan izin almam gerektiği gibi bana sattığın caka gibi.

Мол, у меня встреча рано утром, играю в сквош с утра.

Erken işim olduğunu, sabah spor yapacağımı.

Силятся показать, что, мол : "нам всё ясно", а самим - неясно ни хрена!

Herkes bir şey biliyormuş gibi konuşuyor, ama hiçbir şey bilmiyorlar.

Я догадываюсь, что люди там подумают о задержке, мол, с картиной что-то не так.

Ve böyle bir ertelemenin oradaki insanlara filmin tehlikede olduğu hissini vereceği kanısındayım.

Говорит, ты виноват в этом. Почему, мол, никогда меня не бил?

"Senin suçun, çünkü beni hiç dövmedin" dedi bana.

Сказать ему, мол, бля извини, я ничем не могу помочь?

Üzgün olduğumu ve bu bilgiyi veremeyeceğimi mi söyleseydim?

Если он сделает внезапный сюрприз, то мы тебя отправим в Тустин, мол, груз забирать.

Sürpriz bir ziyaret yapmaya kalkarsa o gün seni Tustin'den mal alman için göndermiş olacağız.

Белый взял пистолет, тычет мне в лицо, называет меня долбоебом, и говорит, мол, я тебя щас пристрелю, бла, бла, бла...

Bay Beyaz silahını çıkarıp suratıma doğrulttu. Bana pislik dedi ve kafamı hafaya uçuracağını söyledi ve vs, vs, vs.

Могу поспорить, нигеры дома ведут себя по-другому, мол, тише воды и ниже травы, блядь. - Только не эти парни.

Eminim ki halkın önünde kıçlarını açan o zenciler evde, karılarının yanında kuzu gibi oluyorlar.

Мол, любовь правит миром.

Aynı şu diğer büyük yalan gibi :

Джимми, тут ко мне мать прицепилась. Мол, сходи в церковь.

Jimmy, daha geçen gün annem tepemde dırdır edip duruyordu.

Промолчи он, я бы ничего не подумал. Но он всё наезжал, что, мол, сидит без дела.

Bana hiçbir şey söylemeseydi şüphelenmezdim ama, o bana durmadan hiçbir şey yapmadığını,

Она, мол, больна.

Hasta olduğunu söylüyorlar.

Если снова здесь заявится, то мы скажем мол,

Eğer tekrar gelirse " Üzgünüm Seymour, şimdi çıktı.

Мол, отдай себя в руки Христа.

Kendini İsa'nın ellerine bırak.