Она заговорила translate Turkish

Во время одной из таких прогулок, она заговорила со мной об её носе.

Hatta o gezintilerden bir tanesinde bana burun hikayesini anlattı.

Она заговорила?

Daha konuşmadı mı?

Марта извиняется, что она заговорила об этом.

Martha "konu" yu büyüttüğünden pişman.

- Она заговорила.

- Konuştu. - Efendim?

Она заговорила благодаря вам!

Konuştu, sana teşekkür ederim.

Когда она заговорила про дочь, я вспомнил про вашу хозяйку. Ну и решил поскорее вам рассказать.

Kızından bahsetmeye başladığında aklıma buradaki bayan geldi ve bende hemen buraya geldim.

И где-то между кинозвездами и косметикой она заговорила о своих взглядах на право женщины на выбор.

Film yıldızları ve makyajın arasında kadının seçim hakkından da bahsedeceği tutmuş.

В прошлый раз, когда она заговорила, она оказалась в тюрьме. Не забывайте об этом..

Ama anlattığı şeylerden dolayı neredeyse hapsi boyluyordu.

- Она заговорила со мной.

- Benimle konuştu.

Не могу поверить, что она заговорила с ним.

O kızın onunla konuştuğuna inanamıyorum.

А потом она заговорила.

Ve sonra o konuştu :

- О, она заговорила.

- Konuşabiliyor.

Красота - это не всегда мраморная комната! Она заговорила! Наконец она говорит!

Benim yeminimi anlayacak son kişi olacaksın

Но когда она заговорила об этих цветах, я едва не повернул назад.

Ama o kokulu zambaklardan bahsettiğinde eve geri dönmemek için kendimi zor tuttum.

Если бы она заговорила, если бы поступила порядочно, вы бы не смогли решить свою головоломку, игра бы закончилась, вы бы проиграли.

Eğer konuşsaydı, eğer iyi birşey yapsaydı, o zaman sen bulmacanı çözemezdin, oyunun biterdi ve kaybederdin.

И в 15.05 она заговорила.

Ve saat 15 : 05'de konuştu.

- Она заговорила первой.

- Önce o konuştu.

- Но это правда. Она заговорила первой.

- Yaptı, önce konuştu.

Она заговорила раньше него, точно.

Kesinlikle ondan önce konuştu.

Она заговорила.

Konuşabiliyormuş.

Нет, она говорит по-английски, если вы вообще добьетесь, чтобы она заговорила.

İngilizcesi çok iyi. Tabi konuşturabilirseniz.

Она заговорила о генетическом маркере этого рака... о BRCA1.

Göğüs kanseri için yapılan genetik testten bahsetti brca1 geni için.

Вы знаете, потом она заговорила о своих штучках с аурой.

Sonra o enerji şeyinden yaptı. Sana hiç çay yaptı mı?

Ты хочешь пытать ее, чтобы она заговорила?

Onu konuşturmak için işkence yapmak mı istiyorsun?

Она подняла глаза и наконец заговорила.

Kız gözlerini kaldırmış ve sonunda konuşmuş.

Если бы я не держал Гарри за ноги, она даже не заговорила бы о нём!

Harry'i bileklerinden tutuyor olmasam, ondan hiç bahsetmezdi bile.

- Она заговорила, я с ума сойду!

- Konuştu, gördün mü sevgilim?

Той ночью она впервые заговорила.

O gece, ilk kez konuştu.

У входа меня встретила владелица дома. Я спросил, где Жаклин. Она прямо со мной заговорила о цене.

Jacqueline'i patronuna, yani mamaya sordum hemen fiyatından söz etmeye başladı.

- Вот! Ты заговорила, как она.

Aynı onun gibi konuştun şimdi.

Если бы она вдруг заговорила на языке, которого не знает.

Ne gibi? Daha önce bilmediği bir dili konuşması gibi.

- Она заговорила!

- Konuştu.

А на следующий день она уже со мной заговорила.

Hemen karşıIık vermeye başladı.

Ну, раз уж она сама об этом заговорила...

Şimdi ikna edici oldu...

Она еще не заговорила?

Hala konuşmuyor mu?

О чем ты с ней говорил? Я? Она первая со мной заговорила.

Ne konuştun lan karıyla?

И по какой то причине она с тобой заговорила.

Ve bir sebepten seninle konuştu.

Посмотри, что она со мной сделала, только потому, что я с кем-то заговорила.

Sadece biriyle konuştum diye bana yaptığına bak.

Она заговорила?

Hiç konuştu mu?

- И она ещё не заговорила.

- Üstelik daha konuşmadı.

А она подошла и заговорила со мной.

Yanıma geldi ve konuşmaya başladı.

На самом деле, она заговорила со мной.

Bir bar aradığını ve biriyle buluşacağını söyledi.

Она торопилась, родилась раньше срока, пошла раньше, заговорила раньше.

Acelesi vardı erken doğdu erken yürüdü erken konuştu.

Она уже заговорила?

Hala konuşmadı mı?

- Она сама со мной заговорила.

- Benimle konuşmaya o başladı.

Она сама со мной заговорила.

Konuşmaya o başladı.

Они не могли допустить того, чтобы она заговорила.

Ve gözlemlediğime göre iki atış da yakın mesafeden yapılmış, ikisi de kalbini hedef almış. Onun konuşması riskine girmek istememişler.

И она не заговорила до...

Ve bu yaşına kadar konuşmadı mı...

Подожди, почему она вдруг заговорила как репортер?

Bekle, niye birden bire haber spikeri gibi konuşmaya başladı?

Замечательно проводили время, пока она не заговорила о своем парне

Erkek arkadaşından bahsedene kadar güzel vakit geçiriyorduk.

Она ещё и заговорила!

Şimdi de cevap mı veriyorsun?