Она растет translate Turkish

- Она растет, как мы и рассчитывали.

- Tahmin ettiğimiz gibi büyüyor.

Она растет в 2 раза быстрее, как-будто привитая.

Ve aşılama yaptığımızda olması gereken, tam da beklediğimiz gibi...

Плотность поля влияет на передачу между вселенными, и она растет.

Evrenler arası alan yoğunluğu artıyor. Hızlı hareket etmeliyiz.

- На земле, где она растет.

- Toprakta, ait oldukları yerde.

Но это земляника, и она растет на земле.

Bunlar çilek ve toprakta yetişirler.

Она растет как сорняк.

Yabani bir ot gibi büyüyor.

Ну и, конечно, к своему любимцу, у которого она растет.

Tabii ki çok şirin bir hayvansın. Seni alana göre.

Знаю, что киста, но она растет.

Biliyorum bir kist, ama çok büyük.

Она растет и путешествует по телу.

Yükselir ve vücutta dolaşır.

И она растет.

Ve büyüyor da.

Это моя кара - жить в Сил Корт и видеть, как она растет.

Cezamı buldum, Seal Court'da onlarla oturup, onun büyümesini izliyorum.

Твоя опухоль позвоночника находится на грани операбельности, и та скорость, с которой она растет, сделает ее неоперабельной уже через неделю.

Belkemiğindeki tümör ameliyatla alınmanın sınırında. Bu büyüme hızına göre bir hafta sonra ameliyat safhasını geçecek.

70 градусов, и она растет, сэр

70 derece ve artıyor efendim.

Просто пусть она растет день ото дня,

# Gün be gün gelişmesine izin ver. #

Знаете, я не вижу в этом ничего плохого. В смысле, она растет, это нормально.

Biliyor musunuz, bunda negatif yönden yaklaşılacak bir şey göremiyorum, yani, o büyüme çağında, bu çok doğal bence.

Она выглядит хорошо. Она растет Ты обещал прислать мне новые фотки.

Yazın, ziyarete geleceğin zamanı düşünüyordum.

Она не только добрая, она растет по настоящему сильной девочкой...

Sadece kibar değil, gerçek anlamda büyüyüp güçlü bir kız olmaya başladı...

Доктор : Она растет.

Tümör kötü huylu.

Я спрошу у нашей маленькой женщины. Пока мы тут болтаем, она растет.

Biz burada laflarken gittikçe irileşen hanıma sorarım.

И она растет здесь, в Альбукерке тоже.

Hem de Albuquerque'de üretiliyor.

- А если она растет быстрее?

- ya yavaş ilerlemiyorsa?

- Вы видели, как она растёт?

Hiç canlı çiçeğini gördün mü?

Она может большой и вмещать миллиарды и триллионы, но поток людей ТУДА растёт экспоненциально.

Kapasite ne olursa olsun milyarlarca, trilyonlarca, eninde sonunda yer kalmayacak

Ему никогда бы не пришло в голову выкапывать пшеницу, чтобы посмотреть растёт ли она.

Buğdayı eşeleyip de bakmaz ki büyümüş mü büyümemiş mi diye!

А это что за малышка, Лиза. Она растет как сорняк.

Hey, Flanders.

Это как будто... припадаешь ухом к траве, и слышишь, как она растёт.

Sanki kulağını çimenlere dayamışsın da, onların büyüdüklerini duyabiliyormuşsun gibi.

Его сила растёт быстрее, чем он сам ожидал. Она почти вышла из-под контроля.

Güçleri düşündüğünden çok daha hızlı bir şekilde artıyor Neredeyse kontrol edilemiyor.

Но она не растет.

Nüfusunuz artmıyor.

Она быстро растет.

Çok hızlı olgunlaşması gerekti.

Думаю, она просто растет.

- Muhtemelen büyüyor.

Начинается в уголке рта, растёт вниз по губе и если она действительно хреновая то уголок рта выглядит как скобка.

Ağzınızın kenarında başlar, Kafasına göre dudaklarda ilerler Ve eğer gerçekten kötüyse ağzınız parantez gibi görünür.

Она не растёт на деревьях!

Ağaçta yetişmiyor!

Она растёт внутри тебя, да.

- İçinde büyüyor.

Я, наверно, покажусь старым, но никак не могу поверить, что она так быстро растет.

Beni yaşlı gösteriyor olabilir, ama büyüdügüne inanamıyorum.

- Чувствуешь, как она растёт!

Hissedebiliyor musun?

Она растёт.

Bebek büyüyor.

Она так быстро растет.

Çok hızlı büyüyor.

Она обезвожена, уровень гематокрита растет, это стрептококк!

Su kaybetmiş, hemotokriti yükselmiş, bu streptokok!

вы можете посмотреть туда и увидеть просто комнату, но я вижу место, где смогу воспитывать свою дочь и видеть как она растёт

oraya bakıp, sadece bir oda görebilirsiniz, ama ben kızımı büyütebileceğim bir yer görüyorum.

Она не действует, а растет.

- İşlemez, gelişir.

Но это очень согласуется с экономикой, которая растет до 10 % в год и, кстати, при 10 % уровне роста, она удваивается за 7 лет, в 4ре раза больше за 14лет и они нуждаются во все большем и большем количестве энергии.

Ama bu rakam yılda % 10 büyüyen bir ekonomi için oldukça tutarlıdır ve yeri gelmişken, % 10 büyüme hızıyla 7 yılda 2'ye katlanacak, 14 yılda da 4 kat daha büyük olacak ve çok daha fazla enerjiye ihtiyaç duyacaklar demektir.

Она поступает из южно-американских, мелеорированных джунглей Где латук теперь растёт и сборщики латука истекают.

Güney Amerika'daki ormansızlaştırılmış tropikal orman topraklarından geliyor, artık marulun yetiştiği ve marul toplayanların dolaştığı.

Она так быстро растет.

Şimdi çok hızlı büyüyor.

Отшатнулась... Она же, увидев, как растет моя слабость... Приблизилась, мягко спрашивая.

Günahın dibine vursam da ama mütevazı aşkım alelade büyümeme seyirci ilk aşık olduğumdan beri usulca çekti beni sorguladı "Eksik kalan bir şey mi var?" dedi "Evet, aşık olmalıyım" dedim o da, "Zaten aşık olmuşsun." dedi.

Она растёт несмотря на все превратности нашей жизни.

Hayatın gariplikleri arasında büyür.

Привет, Кларк, у нас тут проблема, и она растёт.

Clark bir problemimiz var. Sanırım gittikçe de büyüyor.

Уже давно.И я вижу, как она растёт.

Büyüdüğünü görebiliyorum.

И пусть она растёт здесь!

Başka bir yere taşımak için onu sökmeyeceksiniz.

Да уж растёт она у тебя.

Hakikaten büyüyor.

Да, она действительно растёт как торговый представитель.

Evet, bir temsilci olarak kendini çok geliştiriyor.

- Она только растет.

- O sadece büyüyor's.