English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Т ] / Так громко

Так громко translate Turkish

432 parallel translation
Не болтай так громко!
Ağzından yer alsın!
- Нельзя так громко.
- Bunu yapamazsınız.
Не говори так громко.
O kadar sesli söyleme.
- Не так громко.
- Sesini alçalt.
Так громко, как только мог.
Salon tıklım tıklımdı.
Не надо так громко.
Birincisi, burada öyle birileri yok.
Не так громко.
Duymasın.
Не так громко!
Sessiz ol, seni duyacak.
Обязательно так громко? !
Bu kadar yüksek sesli olmak zorunda mı?
Мне нравится так громко!
Ben yüksek seviyorum!
— Не так громко.
- Alçak sesle.
Не так громко. Позже, в церкви.
Daha sonra, kilisede.
- Не говори так громко.
- Bu kadar yüksek sesle konuşma.
Не говори так громко.Не обругай ты Бриньона за неделю до его убийства, мы бы так не влипли!
- Büyükannemi fazla rahatsız etmeyin. - Hoşumuza gittiğini mi sanıyorsunuz?
Тебе надо постучать в стену, чтоб они не включали музыку так громко.
Duvara vurmalısın ki müziğin sesini o kadar açmasınlar.
Не так громко, Нед.
Bu kadar gürültü yapma, Ned.
Он похваляется так громко, что уже меня раздражает.
O kadar yüksekten atıyor ki, başıma ağrı girdi.
Ёй, не так громко!
Hey, bağırma!
Не так громко.
Yüksek sesle konuşma.
"Когда Собор Святого Петра, стоя..." Тс-с! Не так громко, Луи!
Aziz Peter beklerken..
Вы кричите так громко. Мама просила меня узнать что случилось?
Sesli konuşuyordunuz... annem ne olduğunu öğrenmem için yolladı.
- Ш-ш! Не смейтесь так громко!
- Yüksek sesle gülme!
Прошу прощения, что я так громко позвонил, я не привык к вашему звонку.
Bu kadar uzun çaldığım için özür dilerim, buradaki zilleri pek bilmiyorum...
Вы так громко кричите.
Çok bağırıyorsunuz Lort Strafford.
Да, я тебя слышу. Не надо так громко, я иду.
Bu kadar bağırma, geliyorum!
Он может. Ты должен делать это так громко?
Fikrinizi bu kadar yüksek sesle söylemek zorunda değilsiniz.
Это не значит, что её нужно включать так громко
Evet ama bu sesini bu kadar açabilrsin demek değil.
Сейчас здесь короли всех соседних королевств. Тише, не так громко.
- Tüm komşu krallar burada ve -
ДЖЕК : Шшш! Не говори так громко, ладно?
- Yüksek sesle tek kelime söyleme, tamam mı?
НЕ ТАК ГРОМКО!
Bağırma!
Не так громко!
Hey koçum!
- Не так громко!
- Bağırma öyle!
- Не говорите так громко.
- Sesini alçalt.
Я помню, как она кричала тогда на улице. Так громко.
Hatırlıyorum da sokakta bağırıyordu, hem de sıkı bağırıyordu.
Не так громко, приятель!
Delirdin mi dostum?
Когда я уйду... ты можешь играть свою музыку так громко, как хочешь.
Ben öldükten sonra yüksek sesle müzik dinleyebilirsin.
Может тебе просто не следует говорить в него так громко, как твой отец.
Belki onunla babanın yaptığı gibi yüksek sesle konuşmazsan işe yarar.
- Не так громко.
Sişşt! Fazla ses çıkarma!
Любишь так громко слушать?
Gürültülü müzikten mi hoşlanıyorsun?
- Не так громко.
- Şu eve bak. - Fazla bağırma.
А зачем тогда так громко стонала?
O zaman neden göğüs uçların sertleşiyordu? Evet.
- Тогда перестань так громко орать!
- Bağırmayı kes o zaman.
Не так уж громко она кричала. Второй.
Belki de çok yüksek sesli değildi.
Я так люблю громко хохотать.
Gülmeyi seviyorum Yüksek sesle gülmeyi
Не нужно так громко.
- Evet ama senin için hergün yaptığın işlerden biriydi, benim ise ilk hırsızlığımdı. - Sakinleş.
Я так разволновалась, что громко позвала маму, и когда она выбежала, то опустилась на траву рядом со мной и сказала :
Çok heyecanlanmıştım. Anneme seslendim, hemen geldi.
Так что он вышел на помост и громко кричал.
Ve sonra, oraya gitti, çığlık attı.
Вы когда-нибудь были на шумной вечеринке, Я имею ввиду хорошую шумную вечеринку, где музыка играет действительно громко и так как разговаривают все тоже громко, то для того чтобы быть услышанным, даже человеком который стоит рядом с вами...!
Hiç gerçekten gürültülü bir partide bulundunuz mu yani, ciddi gürültülü bir parti müziğinin son ses açık olduğu herkesin avazı çıktığı kadar bağırarak konuştuğu. Ve hemen dibinizdeki kişi tarafından bile duyulabilmek için ciğerlerinizin derinliklerinden bağırmak zorunda kaldığınız.
- И так слишком громко.
- Sesi zaten açık, tamam mı?
Я кричала так же громко, как когда меня пытали током, но его это не остановило.
Elektrik verdiklerinde yaptığımdan daha yüksek sesle bağırdım ama o durmadı.
[Громко :] Так точно, сэр!
Efendim, evet, efendim!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]