English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ У ] / Убедила

Убедила translate Turkish

618 parallel translation
Через полгода они поженились,.. ... и я убедила себя, что она не могла такого сделать.
Altı ay sonra onunla evlendi ve ben de kendimi bunu unutmaya zorladım.
Меня ты убедила убить твоего мужа,..
Önce kocanın icabına bakmamı sağladın.
Ты меня не убедила. Ты можешь стоять, сидеть, лежать, верх ногами или вниз головой, но ты не уйдёшь, пока не скажешь мне правду.
Dikilebilirsin, oturabilirsin, baş aşağı durabilirsin, uzanıp yatabilirsin, ama bana gerçeği söyleyene kadar hareket etmiyoruz.
я дам тебе час... чтобьI тьI нашла Бабера и убедила его сдаться.
Sana bir saat veriyorum. Bubber'ı bul ve teslim olması için ikna et.
Нет, я дал час Анне, чтобьI она убедила его сдаться.
Hayır. Anna'ya onu bulup teslim olmaya ikna etmesi için bir saat verdim.
- Она убедила его окончательно.
- Onu inandıran şey buydu. - Yeter!
Эта разве эта пленка вас еще не убедила? Господи!
Bu kaset sizi ikna etmeye yetmiyor mu?
Ладно, ты меня убедила.
Şey, beni gerçekten değiştiriyorsun.
Ћюбовь Ўэнь была лишь к моему мастеру, и, вместо того чтобы видеть их борьбу за ее руку, она убедила... оши улететь со мной в јмерику, но — аки покл € лс € отомстить.
Shen'in kalbi ise sadece efendime aitti ve onun için Aki ile dövüşmesini izlemek istemediğinden Yoshi'yi benimle beraber Amerika'ya kaçmaya ikna etmişti. Fakat Aki intikam almaya yemin etmişti.
Он писал и не очень-то хотел выходить, но я убедила его пойти туда.
Senaryoyu yazıyordu ve gerçekten gelmek istemedi. Ama o lokasyona gelmesi için onu ciddi derecede ikna ettim.
Потому что я ее убедила, по-женски.
Sanırım kız kıza konuşunca onu ikna edebildim.
Моя бабушка убедила моего отца в том, что хорошее здоровье... появляется благодаря дефекации.
Büyükannem, sağlıklı olmanın yolunun günde bir defa kaka yapmaktan geçtiğine babamı ikna etmişti.
" Моя бабушка убедила моего отца
"Büyükannem sağlıklı olmanın yolunun..."
Я бы её убедила.
Seve seve konuşurum.
Я убедила Нуньена оставить тебя.
Noonien'i seni geride bırakmaya zorladım.
Я убедила власти отстранить тебя от этого дела
Seni vuracak yetkiye sahibim.
Потому что это я убедила тебя не придавать огласке поведение Уикэма.
Wickham hakkında susmanı istemiştim.
И после до-лго-го разговора... Я убедила его.
Ve bir sürü konuşmadan sonra onu ikna ettim.
Ты почти убедила меня, что мы пара.
Beni bir çift olduğumuza inandırdın.
Я хочу, чтобы ты убедила его вернуть оборудование, которое он украл.
- Doğru. - Çaldığı araçları iade etmesi için onu ikna etmeni istiyorum.
Ты убедила его вернуть восстановители почвы?
Arazi ıslah araçlarını geri vermek için ikna ettin mi?
Италию не убедила аргентинская слава.
İşte bakın, size söylemiştim
В конечном итоге, она убедила Совет дать ей контроль над домом и незамедлительно развелась с Кварком.
Sonunda, Konseyi kontrolü ona vermesi için ikna etti ve orada Quark'tan boşandı.
Она убедила себя, что неуязвима... именно потому, что чувствует...
Zarar görmeyeceğine kendini ikna etmiş, bu yüzden de...
Да, она убедила Дуга, что я уйду, если ты получишь работу.
Evet. Doug'a işe alınırsan, istifa edeceğimi söylemiş.
Ладно, убедила.
Tamam anlaşılmıştır.
Ты убедила меня в том, что этот парень легитирован.
Bana onun kanuna uygun iş yaptığını söylemiştin.
Наконец, его не менее измотанная жена которой приходилось делить ложе с гением, убедила его принять ванну, расслабиться.
Sonunda, onun kadar bitkin durumdaki karısı, yatağı bu dehayla paylaşmaya zorladı, ve onu banyo yapması ve rahatlaması konusunda ikna etti.
Элейн убедила меня подать иск.
Çünkü öyle oldu.
Я только что убедила Карла устроить нам тест.
Bize test yapması için Carl'ı ikna ettim.
Она только что убедила умирающего мальчика подать в суд на Бога.
Sana sorunun ne olduğunu anlatayım. Az önce kanserden ölmek üzere olan bir çocuğu Tanrı'ya dava açması konusunda ikna etti.
Ты убедила меня, женщина.
Beni etkiledin, kadın.
Женитьба убедила его, что брак ему противопоказан.
Evliliği, onu bağlanmaktan nefret ettiğine inandırdı.
Ты хочешь, чтобы я с ним поговорила, убедила его передумать.
Fikrini değiştirmesi için onunla konuşmamı istiyorsunuz.
Запись смерти Апофиса убедила Кайла,..... теперь надо лишь показать то же самое всем остальным.
Eğer Apophis'in ölümünü görmek Kyle'ı iknaya yettiyse, tek yapmamız gereken aynı görüntüyü diğerlerine de göstermek.
Думаю, я убедила себя, что в этом смысл брака.
Sanırım evliliğin daha çok buna dayandığına kendimi inandırdım.
А она каким-то образом убедила меня, даже не знаю как, что люди, которые немного отличаются от других, могут не только выйти наружу, но даже, по правде говоря, могут занять центральное место.
Ve, a, beni bir şekilde, nasıl olduğundan bile emin değilim ama, Bir şekilde farklı olan insanların sadece ortaya çıkmakla kalmayıp gerçekte, sahnenin merkezinde olabileceklerine beni ikna etti.
Лейтенант Торрес убедила меня, что нельзя больше откладывать капитальный ремонт.
Yüzbaşı Torres sonuda beni ikna etti ki ben şu ana....... bakım testleri daha fazla geciktiremem.
- Я убедила свой симбионт, что Гоаулды - зло.
- Goa'uld'ların acımasız oldukları konusunda onu inandırdım.
- Я убедила его подождать.
- Beklesin diye onu inandırdım.
Так, я тебя не убедила.
İkna olmadın demek.
Она убедила Магрудера сотрудничать с ними.
Magruder'i işi Coopersmith'in yapması için ikna etti.
В любом случае, камердинер капитана, м-р Барнс, сказал, что тот хотел немедленно уехать, однако леди Лавиния убедила его остаться до завтра, чтобы не создавать шума.
Ayrıca, komutanın uşağı bay Barnes ayrılmak istediğini söylemiş ama Leydi Lavinia, bir şey yapması için yarına kadar onu kalmaya razı etmiş.
А ты почти меня убедила.
Nerdeyse ikna olacağım.
Я убедила его отпустить "Вояджер", но за высокую цену.
En sonunda Voyager'ı rahat bırakmasına ikna ettim, ama bir şey karşılığında.
- Она убедила всех наших девчонок.
Artık onlardan biriydim.
Он не хотел ехать без меня, но я его все-таки убедила ".
Bensiz gitmek istemiyordu ama sonunda onu ikna ettim.
Я убедила всех, что ты похитил меня,.. ... чтобы нагреть мужа на 1 0 миллионов долларов.
herkes beni kaçırdığına inanıyor kocamdan on milyon dolar sızdırabilmek için.
Миа убедила Алека вернуться на ринг, чтобы Даги выиграл для босса деньги.
Mia, Alec'i dövüşmeye ikna etti, böylece Dougie sağlam olduğunu kanıtlayabilecekti.
- Не убедила.
Palavra.
К несчастью, он погиб в авиакатастрофе и моя жена убедила себя что ответственность за это лежит на мне.
Ne yazık ki, bir uçak kazasında öldü karım da kendini, kazadan benim sorumlu olduğuma ikna etti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]