English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ У ] / Учит

Учит translate Turkish

650 parallel translation
Он учит леди Дэйкин вальсировать.
Lady Dakin'e vals yapmasını öğretiyor.
Опять он её учит.
İşte yine başladı!
Это один из тех дней, которые, как учит история, лучше проводить,..
Bu da yatakta uzanmanın en iyi seçenek olduğu...
- Чему тебя папа учит?
- Baban sana ne dedi?
Папа учит!
Oh, Şöyle :
Она час проплакала. Скажите спасибо, что она учит ваших идиотов...
Çocuklarına öğretmenlik yaparak kölelik etmesi yetmez mi?
Пусть она учит днем, а он ночью.
Bu nasıl olur? Kadın gündüz, erkek de gece öğretmenlik yapıyor.
Он учит меня стрелять.
Bana öğretiyor.
И она учит ее.
Onu eğitiyor.
Он учит, что Бог рядом, внутри каждого человека.
Tanrının her insanın içinde olduğunu söylüyor.
Но я слышала об одном раввине, который учит о прощении, и о том, что любовь сильнее ненависти.
Ama genç bir haham, affetmenin büyüklük, sevgininse nefretten güçlü olduğunu söylüyormuş.
Орфею нравится Эвридика, так учит нас легенда.
Orfeo Eurydice'ten hoşlanır, hikaye de böyle gider.
Она учит французский.
Öğreniyor.
Твой папа не учит тебя уважать стариков?
- Baban sana saygı nedir öğretmedi mi?
Он учит меня.
Bana bir şeyler öğretiyor.
Умный человек добрым словом учит, а не плеткой.
Akıllı insan, kamçıyla değil, tatlı dille öğretmeye çalışır.
Петь бы всю ночь, как жаворонок, что учит молитву.
Dua etmeyi öğrenen bir tarla kuşu gibi Gece boyunca ötmek
Вы верите, что история нас чему-нибудь учит?
Tarihten ders almadığımızı düşünür müsün?
Вулканец учит меня оперировать.
Bu Vulcan bana ameliyatı anlatıyor.
На дороге истории революционной борьбы он учит понимать.
devrimci mucadelenin tarihi onlara anlamayi oğretti.
На дороге истории, учит их понимать.
tarihin onlara anlamayi oğrettiği bir yol.
Определить, что нужно делать практически, практически, на дороге истории революционной борьбы учит их понимать.
devrimci mucadelenin tarihi onlara anlamalarini oğretiyor.
На дороге, где история учит их понимать.
tarih onlara anlamlarini oğretiyor.
Фербер учит меня английскому... а с ее парнем мы занимаемся по его книгам... и все в таком духе...
" Pherber bana İngilizce öğretiyor ve o erkek arkadaşı da bana kitaplarını ve her şeyi öğretiyor...
Библия учит нас тому... что никогда не надо верить нанимателю.
Kutsal Kitap bize kesinlikle patronlara inanmamayı öğretiyor.
Этому нас учит Библия?
İncil'in bize öğrettiği bu mu?
Этому учит Гаутама Будда, и ничему другому!
Buda'nın tüm öğrettiği budur. Daha fazlası değil.
Однажды он высаживается на Таити. Болтается там без дела. Учит французский.
" Bir gün Tahiti'ye gitti orada burada dolaştı Fransızca öğrendi.
Телевидение... это слепая женщина, которая учит философии.. и ласкает самые зловонные тайники нашего мышления.
Televizyon... felsefe öğreten kör bir kadındır... ve beyinlerimizin en iğrenç yerlerini okşar.
И можно узнать, какая такая религия учит... перепрыгивать через костры?
Ateşten atlayarak hangi... dini öğreniyor olabilirler ki?
Ты ничему не научился, кроме того, что одиночество ничему нас не учит, кроме того, что равнодушие ничему не учит.
Yalnızlığın sana bir şey öğretmediğinden kayıtsızlığın sana bir şey öğretmediğinden başka hiçbir şey öğrenmedin :
Если наука учит нас чему-нибудь,..... так это умению принимать неудачи..... так же, как успехи... .. спокойно... достойно..... и благосклонно.
Bilim bize bir şey öğrettiyse o da başarılarımızın yanında, başarısızlıklarımızı da sessiz, ağırbaşlı ve onurlu... bir şekilde kabul etmektir.
Джек учит меня водить машину.
Jack bana araba kullanmayı öğretiyor.
Если история нас чему-то учит, то история Америки учит нас тому, что у каждого есть шанс победить.
Amerikan tarihi herkesin kazanma şansı olduğunu kanıtlamıştır. Siz hiç Forge Vadisi'ni veya Bunker Tepesi'ni duymadınız mı?
У меня приятель лучше всего учит в кафе, а я так не могу.
Bazıları kafelerde çalışır ama ben çalışamam.
Он теперь учит тебя испанскому?
Şimdi de sana İspanyolca mı öğretiyor?
Однако душа не существует изначально как учит ортодоксальное христианство.
Ama, kurallara sadık Hıristiyan öğretisinin aksine ruh, ezelden beri varolamaz.
Интересно, это многому учит.
Evet, bir şeyler öğreniyorum.
Его милость Праха Ласа учит, что богатство приносит боль.
Yüce Prakha Lasa bana acının sadece varlıklarda kalacağını söyledi.
Библия... учит нас не бояться ужасов, приходящих с наступлением ночи и исчезающихутром.
İncil bize korkuyu yenmemizi öğretir. Geceleri ve gündüzleri korkmadan yaşamak gerektiğini öğretir.
Наша церковь учит, что самоубийство - это самый страшный грех.
Dinimiz, intiharın büyük bir suç olduğunu öğretmiştir.
После школы Кумико учит детей танцу О-Бон.
Okuldan sonra Kumiko çocuklara O-bon dansı öğretiyor.
Заткнись! Партия учит нас быть другими.
Parti bize yeni insanlar olmayı öğretiyor.
Да, он и учит меня такому, что даже не понятно чему именно он меня учит.
Öyle de davranmaz. Çoğu zaman ne olduğunu bilmediğim şeyler öğretir bana.
- Что? Что Джеймс вечно учит меня, как воспитывать Майки.
James'in sürekli Mikey'ye nasıl bakacağımı söylemesinden.
Жизнь таких ничему не учит.
Bu adamlar hiç ders almıyorlar.
Чему учит нас эта притча?
Bu hikaye bize ne öğretti?
"нас была така € поговорка :" то сам не умеет ничего делать, учит других,... а кто не может и других учить, преподаЄт физкультуру ".
İlk insan fosilinin Afrika'da bulunduğunu biliyor muydunuz? Babam tüm insanlığın buradan yayıldığını söyler.
Учит ее?
Eğitiyor mu?
Учит...
Öğret...
Это учит его управляться со своим страхом.
Körkusunu yenmeyi öğrenir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]