English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Х ] / Холодный

Холодный translate Turkish

998 parallel translation
Нет, они напоминают мне холодный мрамор.
Hayır, bana kızgın mermerleri hatırlattılar.
У моей жены было всё то же треугольное лицо тот же взгляд загадочный и холодный.
Karım ise aynı üç köşeli surata aynı soğuk ve esrarengiz bakışlara sahipti.
Холодный большой зал, Ноттингемского дворца, и твердыня сэра Гая Гисборнского, в ту ночь, познали необычный теплый прием в честь принца Джона, его друзей и светлого будущего.
Gisbourne'lu Sör Guy'ın kalesi Nottingham Şatosu'nun soğuk salonu bu gece alışılmamış bir sıcaklık tattı. Prens John ve arkadasları umutlu bir geleceği kutlamak için toplanmıştı.
Холодный как лед!
Garson.
Зачем вы пьете холодный кофе? Давайте подогрею.
Kahvenizi niye soguk içiyorsunuz Ben onu isitiyorum.
У нас действует лишь холодный расчет.
Bizim için soğukkanlı bir iş.
Я начинаю понимать, что я им не нужен, я ощущаю холодный пот, и голова начинает гудеть, и в голове мутится, темные пятна перед глазами, и говорят, что у меня высокое давление, но я всегда холоден, как лед!
Belki de beni hiç almayacaklarını anlamaya başlarım ve sırtımdan aşağı soğuk terler akarken, beynim çınlamaya başlar ve odanın ortasındaki her şey havada yüzerken gözüm kararmaya başlar ve gene tansiyonumun yükseldiğini söylerler. Her seferinde de buz gibiyimdir!
Потом я должна зайти в библиотеку,... и взять книгу "Холодный дом".
Sonra da kütüphaneye uğrayıp "Kasvetli Ev" in bir kopyasını almalıyım. Büyükbabamla Dickens'i okuyoruz.
Ожидал слёз и истерик. Вместо этого, холодный расчёт и решительное желание.
Gözyaşı ve sinir bozukluğu beklerken, onun yerine soğukkanlı bir kontrol gördüm.
Когда солнце опускается за горизонт, и холодный ветер завывает в пустыне, выходят те, в чьих жилах течёт индейская кровь, те, что всё ещё вспоминают Пёрл Чавес,
Her zaman güneş batsa da ve her zaman soğuk rüzgarlar çöllerde esip savursa da hala o kızılderililerin kanı vardır orada. Onu anlatan kızılderililerin. Pearl Chavez'i anlatanların.
Сейчас получишь хороший холодный обед. Язык в желе.
Senin için güzel bir akşam yemeği hazırladım.
Кофе поможет, даже холодный.
Soğuk bile olsa işe yarar.
Холодный чай помог.
Soğuk çay daha da iyi gelir.
Ты холодный человек, тебе нет дела до чужих трудностей!
Senin gibi duygusuz biri insanoğlunun cefasını asla anlayamaz!
Внезапно холодный ветерок прошелся по листве.
Aniden esen serin bir rüzgâr yaprakları yerinden oynatmıştı.
То, что я увидела в нем, было не злость, не грусть, но холодный свет, взгляд ненависти.
Gözlerinde gördüğüm ne öfkeydi ne de keder donuk gözlerinde nefret dolu bir bakış vardı!
Ешь его, пока он холодный.
Hala soğukken yiyin.
Утренний ветер холодный, но воды Сены холоднее.
Sabah rüzgarı soğuk, ama Seine'in suları kadar soğuk olamaz.
"Утренний ветер холодный, но воды Сены холоднее".
Sabah rüzgarı soğuk, ama Seine'in suları kadar soğuk olamaz.
Шампанское для синьориты и холодный кофе для меня.
Şampanya ve benim için de soğuk kahve lütfen.
Он холодный.
Soğuk bu.
Но однажды этот холодный бизнесмен открывает окно кабинета в небоскрёбе, выходит на карниз и стоит там три часа, решая, прыгнуть или нет.
Oysa, günün birinde, o soğuk işadamı..... gökdelenin tepesinde..... penceresini açar, dışarı çıkar..... ve üç saat orada durup... atlamayı düşünür.
Холодный ночной ветер опасен для детей.
Soğuk gece rüzgarı çocuklara dokunur.
Если жар будет усиливаться, сделайте ей холодный компресс.
Ateşi yükselirse soğuk bez uygula.
Зарядить холодный фронт, нейтрализовать теплый фронт.
Soğuk cepheyi elektriklendir, ılık cepheyi etkisiz bırak.
Дуняша, сделай мама холодный компресс и возьми эту скамеечку.
Hiçbir şey olmamış. Bir evimiz var.
- Здесь холодный цыпленок и один из любимых пирогов нашей кухарки.
Soğuk tavuk ve Cook'un pastalarından var.
Я часто принимал холодный душ.
Ben de sık sık soğuk duş alırım.
Вас бросил на землю порыв ветра. Ветер был холодный или горячий?
Son birşey daha var, patlamanın şiddetiyle yere yığıldığınızda... sıcak mıydı yoksa soğuk mu?
Ты можешь принять холодный душ.
Soğuk bir duş alabilirsin.
Думаю, я всё-таки приму холодный душ.
Soğuk bir duş alayım bari.
Будет холодный фазан с шампанским.
Şampanyayla soğuk sülün yiyeceğiz.
Возвращение было таким же унылым, как холодный зимний день.
Haşin bir kış gibi, soğuk ve kasvetli bir deneyimdi.
Иди и приготовь мне холодный компресс от головной боли...
Git ve baş ağrım için soğuk tampon bul. Hadi.
Ах! Этот холодный шкафчик должен уменьшить мою опухоль.
Burası şişliğimin inmesini sağlayabilir.
Только холодный рис.
Pilav da soğuk.
Однако отсутствие заморозков поздней весной и ранней осенью, свойственное пересеченной местности, где холодный воздух свободно стекает вниз по склону, обеспечивает холмам решающее преимущество.
Ancak bahar sonu ve sonbahar başında meydana gelen donlardan hava akımının elverişli olduğu yerler sayesinde sakınmaları ve bu tür yerlerde soğuk havanın alt seviyelere kadar rahatça ulaşabilmesi tepelere büyük bir avantaj sağlamaktadır.
Холодный пот - это обычный для вас случай.
Senin durumunda soğuktan terlemek olağan bir durumdur.
Песок. Он холодный.
Kum, çok soğuk.
Я боюсь... э... суп не слишком теплый, даже холодный, здесь даже пламя кажется таким.
Korkarım ateş yeterince sıcak değil, ancak buraların soğuğu çok fazla, Alevler bile soğuk.
Это был... очень холодный день.
Çok soğuk bir gündü.
Холодный делец.
Enteresan!
И когда... когда падал холодный снег... и наступали морозы,
Ve soğuklar... ve kar geldiğinde... ve kulube buz tuttuğunda..,
Холодный напиток.
Bir içki.
Почему они так холодны?
Neden bu kadar katı davranıyorlar?
Я поцеловал ее, когда она лежала в гробу. Ее губы были холодны.
Tabutunda yatarken öptüm onu.
- Почему вы так холодны со мной?
Bana karşı soğuk davranıyorsun.
По-прежнему холодны как лед.
Hala buzul çagindayiz. Buzlar ne zaman eriyecek
- Холодный сегодня вечер.
Bu gece hava soğuk.
Был холодный, темный, январский день, накануне ночью дул ледяной ветер, и сейчас все кругом было пронизано январским холодом.
" Ocak ayının soğuk bir günüydü.
Возможно их предложения холодны, но дружба растет со временем.
Belki teklifleri biraz soğukkanlıydı, ama dostluk zamanla gelişir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]