English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Я ] / Я иду в магазин

Я иду в магазин translate Turkish

52 parallel translation
Пусти, я иду в магазин!
Alışverişe gitmeliyim.
И пока нас не посадили, я иду в магазин.
Eğer hapse düşmezsek! Ben alışverişe gidiyorum.
- Я иду в магазин.
Markete gidip bir şeyler alayım.
Я иду в магазин.
Markete gidiyorum.
Я иду в магазин. Тебе что-нибудь нужно?
Markete gidiyordum, bir şey lazım mı?
Мэри, я иду в магазин.
Marie, ben markete gidiyorum.
Я иду в магазин ровно в 12 : 00, если тебя не будет здесь.
Eğer gelmezsen 12'de, giriyorum mağazaya.
Нет, я иду в магазин. Это далеко.
Olmaz ben alışverişe gidiyorum.
Я иду в магазин.
Mağazaya giriyorum.
Я иду в магазин.
Ben markete gidiyorum.
Я иду в магазин.
Ben dışarı çıkıyorum.
Я иду в магазин. Тебе что-нибудь нужно?
Ben dışarı çıkıyorum.
Я иду в магазин.
Juanita anne, markete gidiyorum.
В общем, я иду в магазин, и по всей видимости он там работает.
Peşinden Doose's'e girdim. Ve bir baktım, orada işe girmiş.
Когда меня что-нибудь расстраивает, я иду в магазин.
Bir şey hakkında kötü hissettiğim zaman alışveriş yapıyorum.
- А сейчас я иду в магазин.
- Ama aslında süpermarkete kadar gitmem gerekiyor.
Знаешь, иногда, когда я чувствую себя очень напряжённой из-за чего-нибудь, я иду в магазин и покупаю себе какую-нибудь милую маечку или весёленькую юбку, и начинаю совсем по-другому смотреть на жизнь.
Bilirsin, ben ne zaman bir konuda strese girsem, gider kendime güzel bir tişört veya etek alırım ve hayata karşı yeni bir duruş sergilerim.
Джей, ты знаешь, как бывает, когда я злая иду в магазин.
Jay, sinirliyken alışveriş yaptığım zaman neler olduğunu biliyorsun.
Я иду в магазин на углу.
Köşedeki dükkana gidiyorum.
А теперь я иду в магазин.
Ben markete gidiyorum.
Так, Брайан, я иду в магазин. Проследи, чтобы Питер не ел песочное тесто.
Şimdi de'Aile Bağları'dizisinin sonraki sezon bölümün ekrana getiriyoruz.
Я иду в магазин.
Bir şey istiyor musun?
Пойдем! Я иду в магазин с родителями.
- Ailemle alışveriş merkezine gidiyorum.
Я иду в магазин!
Markete gidiyorum!
Я иду в магазин.
Ben markete gidiyorum..
Мам, я иду в магазин.
Anne, ben markete gidiyorum.
- Я иду в магазин.
Ben dükkana gidiyorum.
Я иду в магазин возле своего дома на 112.
Ama evimin orda 112'nci caddedeki markete çok giderim.
А сейчас я иду в магазин и не знаю, что выбрать!
Günümüzde markete girdiğimde ne yapacağımı bilemez oldum.
Я иду в магазин, а там все покупают консервы и таблетки с йодистым калием.
Markete gittiğimde konserve yiyecek ve potasyum tablet alan insanlar görüyorum.
Я иду в магазин, тебе что-нибудь купить?
Almamı istediğin bir şey var mı?
Я иду в магазин, готовлюсь к школе.
Okul için hazır olmam gerekiyor.
Я иду в магазин сыров.
Ben peynirciye gidiyorum.
Затем я иду в магазин и всегда беру повседневные вещи.
Sonra mağazaya gittim ve her zaman ne aldıysam onları aldım.
Лука! Я иду в магазин.
Luca, ben markete gidiyorum.
Что, по-вашему, я говорю, когда иду в магазин? "Уолли, дай-ка мне этой жратвы для свиньи... "... и 10 футов сраной кукурузы! "
Kasabadaki dükkana gittiğimde ne söylüyorum sanıyorsun "Kaldır kıçını Wally, boktan domuzum için yem versene pislik!"
Я иду в этот магазин одежды, а на продавщице блузка с большим вырезом.
Mağazadaydım, ve satıcı kadın açık bir elbise giyiyordu.
- Я иду в книжный магазин. За поучительной литературой, без сомнения?
Okumanı geliştirmek içindir, kuşkusuz.
Я иду в магазин.
Köşedeki dükkana gidiyorum.
Я иду в магазин.
Alışveriş merkezine gidiyorum.
У мексиканцев стерео за $ 20 000, полно оружия и каждый раз, когда я иду за вином в магазин с ними, я боюсь, что мы собираемся его грабить.
Meksikalılar, yirmi bin dolarlık müzik setine verecek parayı bulur ama, bir şişe içki için de, elinde silahla gidip market soyarlar.
Когда я куда-то иду, ну, там, к Джейми или... или в магазин, или на работу...
Ama dışarı çıktığımda,..... Jamie'nin evine, Tesco'ya ya da işe gittiğimde değişiyor.
А если я не знаю точно, что мне надо, я иду в маленький магазин, где мне смогут помочь.
Ya da ne istediğimi bilmiyorsam küçük bir dükkana giderim bu işimi görür.
Я иду в магазин.
Ben mağazaya gideceğim.
А когда мне страшно, я нервничаю и... иду в магазин. А когда иду в магазин, покупаю дурацкие туфли, и мне становится легче.
Korktuğumda, ve, sinirlerim bozulduğunda ben... alışverişe gidiyorum, alışverişe gittiğimde de, aptal ayakkabıları alıyorum, bütün bu çabam kendimi daha iyi hissettirmek için.
Я в магазин иду.
Markete gideceğim.
Сегодня я иду на собеседование в магазин великов.
Bugün bir bisiklet dükkânıyla iş görüşmem var.
"Кокетничала" — это когда я иду без трусов в магазин "MM" на Таймс-сквер.
Benim için flörtleşme Times Meydanındaki MM mağazasında iç çamaşırsız durmak.
Я ведь всё равно иду в магазин.
Zaten şarküteriye gideceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]