Benim hatam translate English
9,067 parallel translation
Ben utanmıyorum. benim hatam değil.
I'm not ashamed. It's not my fault.
Suçluluk hissetmiyorum, benim hatam değil.
I'm not guilty. It's not my fault.
Ben her şey benim hatam olsun isterim, iyi ya da kötü.
I want everything to be my fault. Good or bad.
Evet, Sara'nın ölmesi benim hatam.
Yeah, it's my fault Sara died.
- Kusura bakmayın, benim hatam.
- Oh no, that's my bad.
Hepsi benim hatam.
This is all my fault.
Hayır bu benim hatam.
Nah, it's my fault.
Benim hatam.
My bad.
Silah kullanamaman benim hatam değil.
I'm... it's not my fault you can't shoot.
- Benim hatam.
- My bad.
Tüm bunlar benim hatam.
This, right here, this is, this is all my fault.
Tabii benim hatam değil lan!
You're damn right it's not my fault!
Benim hatam değil, Owen.
It's not my fault, Owen.
Evet, benim hatam.
Yeah. My bad.
Benim hatam.
It's my fault.
Bu benim hatam.
It's my fault.
Bak, bu tamamen benim hatam.
Look, it's totally my fault.
Benim hatam.
I'm sorry.
Be-Benim hatam, tamamen benim hatam.
It-it's my fault, purely my fault.
- Hayır, bu benim hatam.
- No, it's my fault.
Affedersin, benim hatam.
I'm sorry. My mistake.
Benim... benim hatam.
This... This here's my screw-up.
Benim hatam yüzünden ölmemeli.
She shouldn't have to die for my mistake.
Bu benim hatam.
This is my fault.
Annemle evimizi terk etmek zorunda kalmamız benim hatam.
It's my fault my mother and I had to leave our home.
- Sence bu benim hatam mı?
You think I'm in the wrong?
Bu benim hatam değil.
It's not my fault.
Hepsi benim hatam. Çok güzelsin.
All my fault.
- Benim hatam olduğunu sanıyor.
She thinks it's my fault.
Benim hatam.
Oh, my fault.
Benim hatam.
My fault.
Benim hatam.
My mistake.
Ya yakışıklı, genç bir erkek bana gülümsese ve bir şekilde benim hatam olsa?
Well, what if a handsome man smiled at me and somehow that was my fault?
Bu benim hatam mı?
Was that wrong of me?
Her şeyin benim hatam olduğunu söylemiş.
She would tell them it was all my fault.
- Benim hatam.
- Uh, my mistake.
Ne pahasına olursa olsun, öncelikle burada olman benim hatam biliyorum. O yüzden bu işi bir hal yoluna koyacağım.
For what it's worth, I know it's my fault that you're here in the first place, so I'm gonna make it right.
Özür dilerim, hepsi benim hatam.
I'm sorry, guys. Uh, this is all my fault.
Dostum, bu hafta sana geri dönememem benim hatam.
Hey, man, my fault I couldn't get back at you this week.
Muhabbete kötü başlamış olmamız... benim hatam...
We, uh... we got off to a rocky start and it's partly my fault.
O şekilde düşündüysen bu benim hatam.
If you felt that way, it's my fault.
- Benim hatam? Lanet olsun patlatmadım.
My fault- - oh, shit, I didn't blow it!
Benim hatam.
That's on me.
Onun yerine onu bir deli doktoruna götürdün,... çünkü annen benim hatam olduğunu söylüyordu.
Instead you took him to a shrink because your mother said it was my fault...
Benim hatam, tamamen benim hatam.
My fault, totally my fault.
Tamamen benim hatam.
This is totally my fault.
Tamamen benim hatam.
Totally my fault.
Benim hatam mı yani?
!
Benim hatam.
This is my fault.
- Benim hatam değildi.
Where to?
Benim hatam Bay Greer.
( Claire ) It's my fault, Mr. Greer.
benim hatam değil 82
benim hatamdı 173
benim hatam değildi 91
benim hatam mı 32
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim hatamdı 173
benim hatam değildi 91
benim hatam mı 32
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29