Bir şey bulduk translate English
934 parallel translation
Neyse, bir şey bulduk.
Anyhow, we found something.
En sonunda dert edeceğin bir şey bulduk.
We finally got some skin off your nose.
Şan eseri bizi mücevher soyguna ulaştıran bir şey bulduk.
We stumbled across something that might lead us to the jewellery robbers.
Buraya bir film çekmek için geldik, ve dünyadaki bütün filmlerden daha değerli bir şey bulduk.
We came to get a movie, and we found something worth more than all the movies in the world.
- Görünüşe göre bir şey bulduk.
- Looks like we got ahold of something.
Neredeyse bizi götürdüğü her yerde bir şey bulduk.
Almost every place he's taken us, we've found something.
- Öyle bir şey bulduk ki...
- We have a...
Ekselansları sanırım sonunda bir şey bulduk.
I believe we've got something now.
Harika bir şey bulduk efendim.
We've got something marvelous.
Bir şey bulduk Teğmen.
Here's something, Lieutenant.
Buraya gel, bir şey bulduk!
Come back, we've found something!
Bir şey bulduk.
We've found something!
- Yüzbaşım, bir şey bulduk.
- Captain, we discovered something.
- Bir şey bulduk.
- We've got something.
Ormanda bir şey bulduk, kamp alanımızda.
We did find something in the forest near our encampment.
Hey, albay, bir şey bulduk.
Hey, colonel, we found something.
- Bir şey bulduk.
We found something.
Biz tamamıyla uygun bir şey bulduk.
We find the one quite adequate.
Patron, bir şey bulduk.
Boss... we've found something.
Oldukça önemli bir şey bulduk.
We found something pretty important.
Bir şey bulduk gibi gözüküyor.
Looks like we've got something.
Ringe çıkar onu, Joe, Yumruklayacak yeni bir şey bulduk
# Put him in the ring, Joe, something new to punch
- Sanırım bir şey bulduk.
- I think we found something :
Sanırım bir şey bulduk.
I think we've got something, sir.
- Galiba bir şey bulduk.
- I think we got something.
- Orada herhangi yırtıcı bir şey bulduk mu?
- Any Jack the Rippers out there?
C - 4 gibi bir şey bulduk.
C-4 something.
Bonnie, sanırım bir şey bulduk.
Bonnie, I think we've got something here. [Printer Whirring]
Yapılacak işler var. Bir şey bulduk.
- Why are you standing around like lumps at a smelter?
Evet, garip bir şey bulduk.
Yeah, we found something a little strange.
Sonunda iyi yapabildiğin bir şey bulduk!
We've finally found something you do well!
Erkek arkadaşımla beraber, ışık ve ses çıkaran bir şey bulduk.
My boyfriend and I found this thing that had light and music coming out of it.
İlginç bir şey bulduk.
We've found something interesting.
Bir şey bulduk.
He's on to something.
Ama göktaşı yerine başka bir şey bulduk, Orada bir sirk çadırı gördük.
But instead of finding the shooting star, we saw this circus tent.
Nehirde bir şey bulduk
We found something in the river.
- Bir şey bulduk. Ölen Bay Scotto'nun dairesinde.
- We found something in the apartment of the deceased Mr. Scotto.
- Bir şey bulduk. - Nedir?
- We're onto something.
- Bir iki şey bulduk.
- We found out a thing or two.
Bize bir amaç sunan tek şey olarak atletik müsabakaları bulduk.
We have found athletic competitions our only challenge, the only thing which furnishes us with purpose.
Yeni ipuçların, yeni şüpheliler var mı? Şey, bir tabanca bulduk.
Looks like some kind of an accident, sir.
- Bir şey daha bulduk.
- We found something else.
Şey.. şu anda kendimize iyi bir yer bulduk
Well, we got a pretty good spot right here.
Şu son 22 günde bula bula 2 dolarlık altın tozu bulduk, başka bir şey de yok.
These last 22 days, you know, all we got was $ 2 worth of dust and nothin'more.
- Bir şey mi bulduk?
Great.
Şey, her neyse, kendimize yeni bir ev bulduk.
Well, anyways, we've got us a new home.
Bıçak darbeleriyle delik deşik edilmiş bir Arap bulduk. Kimse bir şey görmemiş.
No one saw a thing.
- "Sanırım bir şey bulduk".
What? Found something.
Al, nasıl bir şey olmalı diye çok düşündük ve sonunda sana mükemmel bir hediye bulduk.
Al, we thought long and hard about this, and then we came up with the perfect gift. Here.
Iconia gezegenin yüzeyinde fazla bir şey kalmamış olmasına rağmen, hala sağlam gözüken bir kontrol merkezi bulduk.
There is little left on the surface of Iconia, but we have found a control centre which seems to have remained intact.
Bir şey daha bulduk. Todd Matthews tarafından yazılan bir kitap,
And we've found something else, a novel by Todd Matthews,
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46