English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bir şey var mı

Bir şey var mı translate English

22,681 parallel translation
Bay Cushing'in özel hayatında bariz biçimde ters giden bir şey var mı?
Was anything obviously wrong in Mr. Cushing's personal life?
- Kiralık katili işaret eden bir şey var mı görmek için Cushing'in karısının mali kayıtlarını tarayalım bari.
Let's drag the wife's financials And see if anything points to murder for hire.
Ava'nın neyin peşinde olduğunu ya da niye oraya park ettiğini gösteren bir şey var mı? - Maalesef hayır.
Any indication of what Ava was up to or why she was parked there?
İşime yarayacak başka bir şey var mı?
Is there anything that I can use?
İkinci zombide dikkatini çeken bir şey var mıydı?
Was there anything unique about the second zombie?
- İlginç bir şey var mı?
- Anything interesting?
Silah sesi tespit sisteminde bir şey var mı?
Shot Spotter register anything about that time?
Yapamayacağımız bir şey var mı?
Is there anything we can't do?
Bir şey var mı?
Any luck?
Frankie, hapishane kayıtlarından bir şey var mı?
Frankie, what's going on with the prison logs?
Organ bağışçısı. Taze ete aç, öfkeli bir canavar olması ile ilgili bir şey var mı?
Say anything about him being a flesh-hungry rage monster?
Başka bir şey var mı?
Is there something else?
Anladım, başka bir şey var mı?
Anything else?
Yapabileceğim bir şey var mı?
What do you need?
Savunmanın söyleyeceği bir şey var mı?
Defense, any cross?
İzini sürebileceğimiz bir şey var mı?
Is there a way we can track her?
Bilmem gereken herhangi bir şey var mı?
Sis, is there anything I should know?
Hakkında kullanabileceğimiz bir şey var mı bakacak.
He's going to look into her background and see if we can use anything.
Karakterindeki kusuru telafi edecek bir şey var mı acaba?
It is if you are compensating for some defect of character.
Yardım edebileceğim herhangi bir şey var mı?
Can I help you do anything?
Sormak istediğin başka bir şey var mı?
Do you have any questions for us?
Söylememi istediğiniz başka bir şey var mı?
Uh, anything else you'd like for me to pass on?
Size getirebileceğim bir şey var mı?
Can I get you anything by now?
Sadece istediğin bir şey var mı merak ettim.
No, I-I just wondered if I could get you anything.
Yardım edebileceğim bir şey var mı Bobby?
Something I can help you with, Bobby?
Senin istediğin bir şey var mı?
Is there anything you need?
Sargı yapabileceğin bir şey var mı?
Do you have something you can make a tourniquet with?
Yapabileceğimiz bir şey var mı?
Is there anything we can do?
Yapabileceğim herhangi bir şey var mı?
Anything I can do?
Canını sıkan bir şey var mı?
Nothing's troubling you?
Öyle bir şey var mı?
That's like a thing?
Spence, koltuğun altında camı kırmak için kriko falan bir şey var mı?
Spence, do you have a jack or anything under the seat to break the window?
Tamam hatırladığın başka garip bir şey var mı?
Okay, uh... anything else unusual you can remember?
Bir şey var mı?
Anything?
Başka bir şey var mı, yoksa?
Is there an'or else'coming, or...?
Elias sormak istediğin bir şey var mı?
- Yes, exactly. Elias, anything you'd like to ask?
Beğendiğin bir şey var mı?
_
Yapacağım bir şey var da.
There's something... I have something I'm gonna do.
Bunu yalnızca sana söylüyorum. Bu hastalık var ya uyduruk bir şey aslında.
I'm only telling you this but this illness is actually just made up.
Özür dilerim, ilgilenmem gereken bir şey var.
I'm sorry. I need to go check on something.
İhtiyacımız olan bir şey daha var.
There's just one more thing we're going to need.
Sanırım kafanda bir sürü boktan şey var.
I think there's a lot of crazy shit in your head.
Ama emin olduğum bir şey var... Adli tıp kariyerinden sonra da yapacak işlerin olacak.
But one thing that I am certain of... you will have a fulfilling life after your career as an M.E.
- Çünkü ben de bir şey var. - O zaman çıkar ağzındaki baklayı tatlım.
- Well, spit it out, sweetheart.
Bir çocuğum ve aptal bir eski erkek arkadaşım var o yüzden ciddi bir şey aramıyorum.
I have a kid and a stupid ex-boyfriend, so I'm not looking for anything serious.
İhtiyacımız olan bir şey daha var.
There's just... one more thing we need.
Başın sağ olsun ama sanırım bende moralini düzeltecek bir şey var.
Look, I'm-I'm sorry for your loss, but I think I have something that might make you feel better.
Bir yolu var mı şey, tedavi edebilmenin?
Is there a way to... uh... to cure him?
Aman Tanrım, saçında bir şey var!
Oh, my God, you have something in your hair!
Barry, sana söylemek istediğim bir şey var birkaç hafta önce yaşlı bir çifte bir ev sattım.
Oh, Barry, I wanted to tell you, I sold a house to a nice older couple - a few weeks ago.
"Bana yardım edin" yazan bir şey mi var üzerimde?
Am I wearing a sign that says "Help me"?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]