Biraz zaman alabilir translate English
538 parallel translation
Umarım fotokopi makinasıyla işin yoktur, bu biraz zaman alabilir.
I hope you have nothing pressing. This may take a minute or three.
Bölgeyi terk etmeden önce işleri düzene koymak için biraz zaman alabilir miyim?
Can I have a little time to settle my affairs before I leave the country?
Hissedeceksin, biraz zaman alabilir.
You will. lt may take a little time to take hold.
- Biraz zaman alabilir.
- This may take awhile.
Biraz zaman alabilir.
It may take a little time.
Ama biraz zaman alabilir.
May take a little While.
Ama açıklama biraz zaman alabilir.
Well, it takes some explaining.
Sizi uyarayım, biraz zaman alabilir.
And I must warn you, it may take time.
Oh, Aşağı indireceğim... ama biraz zaman alabilir.
Oh, I'll get it down, but it may take a while.
Bu biraz zaman alabilir.
This might take some time.
Bu sersem dünyanın bunu anlaması... biraz zaman alabilir.
It just takes the stupid little world... a little longer to catch on.
Toplantıda, biraz zaman alabilir.
He's in conference, he may be a while.
Biraz zaman alabilir.
Could still taking a long time.
Devrelerim geri döndürülemez bir şekilde Hayat, Evren ve Her şeyle ilgili evrensel sorunun yanıtını bulmak üzere çalışmaya başladı, ama programın bitmesi biraz zaman alabilir.
My circuits are now irrevocably committed to calculating the answer to the ultimate question of Life, the Universe and Everything, but the program will take me a little while to run.
Biraz zaman alabilir ama ben buradan çıkacağım.
It may take some time. I'm getting out.
Ancak bu biraz zaman alabilir çünkü varyasyonlar sınırsız.
But it may take some time, the variations are limitless.
- Biraz zaman alabilir.
- What? - It might take a while.
Isınmam biraz zaman alabilir, ama bir kere başladım mı inekler tarladan eve dönene kadar toprağını sürüp bitirebilirim.
I take awhile to warm up, but once I get going, I can turn your topsoil'til the cows come home.
Biraz zaman alabilir.
It may take some time.
Planınızı incelemem biraz zaman alabilir ama hiç acelem yok.
It may take me time to study your plan, but I'm in no hurry.
Bu biraz zaman alabilir.
- This may take some time.
Bu biraz zaman alabilir.
It could be a while.
Beelki gelmeleri biraz zaman alabilir.
It may be a while before they arrive.
Yalnız biraz zaman alabilir.
It just takes a little while.
Çoğaltmam biraz zaman alabilir. Hayır, almaz.
- This will take some time to duplicate.
Normale dönmek biraz zaman alabilir ama... dönecek.
It may take some time to get back to normal, but... it's going to happen.
Biraz zaman alabilir belki ama kendini ifade edecek ve kabul ettireceksin.
It might take a while, but you'll figure yourself out.
- Şey, bak, Jerry geri ödemesi biraz zaman alabilir.
- Well, now, Jerry it might take a while for me to pay you back.
Bu göz damlası işe yarar ama bu biraz zaman alabilir. Onu tavşanlardan uzak tutmaya çalış.
These eye drops'll help, but it'll still take time, so try to keep him away from those rabbits.
Biraz zaman alabilir.
He takes his time.
Ah, bu biraz zaman alabilir.
Uh, this could take some time.
Bu biraz zaman alabilir.
This could take a while.
Biraz zaman alabilir.
This could take a while.
- Biraz zaman alabilir.
- lt might take some time.
Dayanıklılık ve uyum biraz zaman alabilir... ama bir saat içinde yürüyebilirsin.
Endurance and coordination might take a while, but you should be walking within the hour.
Bunu anlatması biraz zaman alabilir.
This is gonna take a little time to explain.
Mürettebatın bizi birlikte görmesi fikrine alışmam biraz zaman alabilir.
It will take time for me to get used to the idea of crew seeing the two of us together.
Bir alt polimer taraması yapabilirim ama biraz zaman alabilir.
I could run a subpolymer scan but it would take time.
Buna alışmak biraz zaman alabilir.
It might take time to get used to it.
Geniş bir alan, biraz zaman alabilir.
I s big country. Might take a while.
Onu çözmek biraz zaman alabilir.
It may take some time breaking'her in.
Bu defa dönüşüm biraz uzun zaman alabilir.
If I go in this time, I think I might be there for a long while.
Bu biraz zamanını alabilir, fakat bol zamanın olacak.
That might take you a little time, but you've got plenty of that.
Biraz zamanını alabilir. Ne de olsa, suçlu olduğuna karar vermek epey zaman aldı.
After all, it took him a long time... to decide he was guilty.
Bu vesayet işleri biraz zaman alabilir.
This custody business is liable to drag on for some time.
Biraz zamanını alabilir miyim?
Could I have a moment of your time?
Bay Poirot? Biraz zamanınızı alabilir miyim?
Mr. Poirot, could I steal you for a minute?
Bu biraz zaman da alabilir.
Then again, it might be quite some time.
Biraz zamanımı alabilir, fakat elimden geleni yaparım.
Well, it may take some time, but I'll do what I can.
Biraz zamanınızı alabilir miyim?
Could I have a few moments with you?
biraz zaman alabilir.
This could take a while.
biraz zaman ver 21
biraz zaman alacak 42
biraz zaman tanı 23
biraz zamana ihtiyacım var 20
alabilir miyim 251
alabilirsiniz 33
alabilirsin 108
alabilirim 17
biraz 988
birazcık 224
biraz zaman alacak 42
biraz zaman tanı 23
biraz zamana ihtiyacım var 20
alabilir miyim 251
alabilirsiniz 33
alabilirsin 108
alabilirim 17
biraz 988
birazcık 224
birazdan 150
biraz yorgunum 69
birazdan geliyorum 76
biraz ister misin 172
biraz uyu 104
biraz daha 472
biraz daha iyiyim 16
biraz sonra 59
biraz daha dayan 42
biraz daha var 16
biraz yorgunum 69
birazdan geliyorum 76
biraz ister misin 172
biraz uyu 104
biraz daha 472
biraz daha iyiyim 16
biraz sonra 59
biraz daha dayan 42
biraz daha var 16