Halâ translate English
566 parallel translation
Ne avukat ama, okul biteli 1 yıl oldu halâ aynı muhabbet.
What a lawyer. A year out of school, you're using the same argument.
Yani Buchanan öldüğünde Durfee'nin elleri halâ kelepçeliydi.
Buchanan had him collared when he was killed.
- Beni halâ seviyor mu, merak ediyorum.
- I wonder if he still loves me.
Pist çamurlu olmadığı için şanslısın, yoksa halâ orada olurdun.
It's lucky you didn't have a muddy field, or you'd still be there.
- Bu işe girdiğin için memnun musun halâ? - Elbete.
- Well, are you still glad you came along?
Taretteki arıza devam ediyor mu halâ?
Take a look at the turret if you get a chance.
Onarmaya çalışıyorum ama sıkışma halâ devam ediyor efendim.
I've been working on that, sir. She's still jammed.
- Halâ korkuyorum.
- I'm still scared.
Henüz değil. Halâ narkoz etkisi altında.
Not yet, he's still sedated.
Halâ ateşiniz var mı?
Still feverish?
Bildiğim tek şey, eskiden beri çok bencil olduğum. Halâ da bencilim.
All I know is that I've been, and still am, too selfish.
Eskiden beri benim olan ve halâ da bana ait olan şeylere duyduğum nefretten...
And towards all the things that are and have been mine.
Beni neden özel öğretmen olarak tanıttığını söylemedin halâ.
You still haven't told me why you said I was a tutor.
O halde geri dön ve ona de ki halâ bir şansımız olabilir.
Well then, go back and tell him that there's still a chance.
Halâ reddediyor.
He's still refusing.
Halâ orada olacaklar.
Well, they'll still be there!
Halâ zaman var, kaçamazsın!
There's still time, you can't run away!
Bir gözümüz halâ Bernadette'de ; onu flörte ve hazza götüren bisikletindeydi.
We kept an eye on Bernadette on her bike flying off to her dates and pleasures
Halâ nehrin karşı yakasındalar ama?
They're still the other side of the river.
Bildiğim kadarıyla güneye çekilme halâ devam ediyor.
As far as I know the push to the south still goes.
Cardiff'ten halâ rapor almadım.
And I've not yet had the report from Cardiff.
Halâ karanlık iken harekete geçmeliyiz.
We gotta move while it's still dark.
Halâ da öyleler. Bu şeritlere sahip olduğun sürece de öyle olacaklar.
And they still are, so long as you got these.
Ama bu... - Başlamadınız mı halâ?
- Now don't you start.
Ben iki kere denedim ama halâ buradayım.
I've had two tries, ain't got away yet.
Halâ orada.
He's still here.
İhtiyar Gort halâ burada.
Old Gort's still here.
Dalgakıranın yanında halâ işler vaziyette birkaç eski destroyer var gibi.
There still seem to be some old destroyers working by the mole.
Halâ biraz daha adam alabiliriz efendim.
We can still take a few more, sir.
- Halâ bizimle misin onbaşı?
- You still with us, corporal?
Onları almak için halâ şansımız var.
That means we have still got a chance.
Halâ gelebilir, Majesteleri.
He may still come, Majesty.
Şimdi tatmin oldun mu ben halâ Sabâ kraliçesiyim,?
Are you satisfied now that I am still the Queen of Sheba?
Halâ umudum var.
Still I dared hope.
Halâ burada kalacakmısınız Majesteleri,?
Now will Your Majesty seek safety?
Bu gece dolunay çıkacak ama önümüzde denizden başka bir şey yok halâ.
Tonight will be a full moon and we did not see nothing but sea.
Sözünde misin halâ?
Are you still in its promise?
- Evet, ama halâ...
- Well, yes, but I still don't know....
- Halâ bir ilüzyon olduğunu mu düşünüyorsun?
- You still think it's all an illusion?
Cevabım halâ hayır, teğmenim.
The answer's still no, lieutenant.
Halâ bana meydan okuyor musun, genç adam?
So, you still challenge me, young man?
Halâ polis kulübesi.
It's still a police box.
Yaşlı kadın halâ onlarla konuşuyor.
The old woman is talking to them.
Küre üstümüzde ve halâ ateş yok.
Orb is above us, and there is no fire!
Mürekkep halâ ıslak.
The ink's still quite wet.
Yok etmek için halâ yeterli.
It is still enough to destroy.
- Bacaklarım halâ...
- My legs are still.... - Which one of you is going?
12 dakika olmuş ve filonun % 80'i halâ limanda, keklik gibi avlanmayı bekliyor.
Twelve minutes and over 80 percent of the fleet sitting there like overfed ducks.
Halâ şüpheleri var ama evet, şu anda Cebelitarık yolunda.
Still skeptical, but he's on his way to Gibraltar.
Halâ bir köpekten farksız.
He is still a dog.
Kodlar halâ gizemini koruyor.
You see, this isn't operating properly... or rather, the code is still a secret.
hala 311
hâlâ 56
hala burada mısın 70
hâlâ burada mısın 33
hala burada 31
hâlâ burada 19
hala öyle 37
hâlâ öyle 16
hala orada mısın 64
hâlâ orada mısın 16
hâlâ 56
hala burada mısın 70
hâlâ burada mısın 33
hala burada 31
hâlâ burada 19
hala öyle 37
hâlâ öyle 16
hala orada mısın 64
hâlâ orada mısın 16
hala orada 41
hâlâ orada 24
hala inanamıyorum 23
hâlâ inanamıyorum 19
hala yaşıyor 66
hâlâ yaşıyor 23
hala buradayım 54
hâlâ buradayım 18
hala uyuyor 27
hala kızgın mısın 16
hâlâ orada 24
hala inanamıyorum 23
hâlâ inanamıyorum 19
hala yaşıyor 66
hâlâ yaşıyor 23
hala buradayım 54
hâlâ buradayım 18
hala uyuyor 27
hala kızgın mısın 16