English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ M ] / Merak etme sen

Merak etme sen translate English

1,280 parallel translation
Merak etme sen Ray. Çok uzun sürmez.
Don't worry about it, Ray, I won't be long.
Merak etme sen.
Don't worry about it.
Okulu merak etme sen, tatlım.
Don't worry about school, honey.
Sonra bir şeyler yeriz, merak etme sen.
We'll get something later, don't worry.
Edeceğim, merak etme sen. Yardım edeceğim.
I'll help, don't worry, I'll help him
Dean'i merak etme sen.
Don't worry about Dean.
Merak etme sen.
Now, now, don't worry.
- Merak etme sen.
Don't worry about it.
Merak etme sen de payını alacaksın.
And don't you worry, you get a finder's fee.
- Onu sen merak etme delikanlı.
- Don't you worry, mate.
Merak etme! - Koşma, hayır, hayır. - Hayır, sen de eğlen ama koşma.
Have fun, but don't run.
Merak etme. Bu sefer sen patron olacaksın.
Don't worry, you'll be the boss on this one.
Sen benim uyumamı merak etme.
Don't worry about me falling asleep.
Merak etme. Sen uyurken, elimizden geldiğinde acil yardım durumu yaşamayız.
We'll try not to have any emergencies while you're sleeping.
Sen merak etme.
Don't worry.
- Sen merak etme.
- Oh, don't worry about it.
Shad, sen merak etme.
Shad, everything's gonna be alright.
Sen bizim yanımızda koşacaksın! Merak etme hiçbirşey olmaz.
You're going to run next to the car.
600 japon gelecek onların yemeği için hazırlanmalıyım sen yemek işini merak etme ben gerekirse 60 bin kişiye yemek yaparım
I have o cook for 60 Japanese. I was preparing for ha. Don'worry abou food a all!
herpisini getireceğim, sen merak etme.
I'll bring all items for the anniversary. You don't worry.
Ama merak etme, bende güzel bir tane var. Sen soyunmaya devam et. Ben hemen dönerim.
So you undress and I'd be right back
- Sen merak etme. - Ediyorum.
- Don't worry about it.
Jen ve ben kesinlikle öpüsecegiz, sen merak etme.
Jen and I will definitely kiss, don't you worry.
Merak etme, artık sen de listemdesin.
I got you covered.
- Merak etme dostum, görünüşe bakılıarsa sen ve Joey'i ciddi bir barışma sexi bekliyor.
- Don't worry, bud. The way you and Joey are going at it, there's bound to be some serious make-up sex in your future.
Sen merak etme oğlum.
Don't you worry, Son.
Merak etme, filmdekinin sen olduğunu kimse anlamayacak.
The way we're shooting this, nobody will even know it's you.
- Sen beni merak etme.
- Don't worry about me.
Sen onu hiç merak etme George. Tony'yi senden çok daha iyi tanıyorum ve ödemek için 10 yıl daha çalışması gerekse bile
I know Tony a lot better than you do and if he has to work for another 10 years to pay it off he'll do it.
Sen Tracy'i merak etme.
Don't worry about Tracy.
Sen merak etme.
Yeah, don't worry.
Sen merak etme, yavrum.
Don't worry about it, boy.
Sen bunu merak etme.
Don't worry about it.
Sen onu merak etme.
Uh, I don't think there's any danger of that.
Sen merak etme.
Now, don't you worry about a thing.
Sen merak etme doğmamış fetüs çocuk.
You're not leaving yet.
Sen merak etme.
But she's still fine.
Ama sen merak etme. Bu meseleyi halledeceğim.
I'll handle him with my friendship.
- Sen orasını merak etme, baba.
Don't worry about it, Dad.
Kötü solucanlarla biz ilgileneceğiz, sen merak etme.
We'll take care of the bad worms, don't you worry.
Sen beni merak etme.
Don't worry about it.
Merak etme, yakında sen de iyi olursun.
Don't worry about it.
Sen merak etme, çok daha iyi.
It's much better.
Eğer Sultanın yerine geçerseniz... Sen merak etme. Sultan olduğumda sana çok iş düşecek.
Never fear, there'll be much for you to do when I win.
Sen Darian'ı merak etme.
Don't worry about Darian.
Sen merak etme.
Always.
Küçük paralar. Sen hiç merak etme.
Small, unmarked bills.
- Sen merak etme. - Bu sana bağlı.
- "Surveillance." - "Affirmative."
Sen beni hiç merak etme, tamam mı?
Don't worry about me at all, okay?
Sen termostatı merak etme.
Don't worry about my thermostat.
Sen hiç merak etme! İşte, geldiler.
There's no problem there.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]