Ne zahmeti translate English
82 parallel translation
- Ne zahmeti.
- No trouble.
- Ne zahmeti! Donald'a söyle, Murphy's'e gidip yarım düzine bira alsın.
Tell Donald to run to Murphy's and get half a dozen bottles of beer.
Ne zahmeti canım.
Oh, you ain't putting me out none.
Ne zahmeti canım!
Stop the nonsense!
Ne zahmeti.
- It's no bother.
Ne zahmeti? Yeter ki adresinizi bileyim.
No bother if I know how to get in touch.
Oh, ne zahmeti.
Oh, it's no trouble.
- Zahmet etmeyin. - Ne zahmeti.
It isn't any bother.
Ne zahmeti.
No trouble.
Ne zahmeti canım! ? Bira getir sen.
Bring the beer.
Ne zahmeti canım?
It's no imposition at all.
Ne zahmeti.
There's no bother.
Ne zahmeti canım?
- What trouble?
Ne zahmeti, arabam var.
It's no bother, I have the car.
Yok canım, ne zahmeti.
No trouble.
Ne zahmeti.
Oh, it's no trouble.
Ne zahmeti?
What trouble?
- Ne zahmeti. İyi geceler, tatlım.
- Good night, darling.
- Ne zahmeti?
- It's no bother.
Yok ya ne zahmeti.
No man, no trouble at all.
Ne zahmeti!
It's no trouble!
Ne zahmeti canım.
It was no trouble.
Ne zahmeti?
What kind of bother?
Ne zahmeti?
No trouble.
- Ne zahmeti.
- You didn't disturb me.
Ne zahmeti?
No bother.
- Zahmet etmeyin lütfen. - Yok canım, ne zahmeti.
- Don't trouble yourself.
- Yok canım, ne zahmeti.
I wanted to.
- Zahmet olmasın? - Yok canım, ne zahmeti?
- If it wouldn't be too much trouble.
Ne zahmeti.
No bother.
Ne zahmeti..
It's no trouble at all.
- Ne zahmeti canım!
- You're welcome.
- Ne zahmeti canım!
- It's no trouble.
Ne zahmeti.
No, it would be my pleasure.
Ne zahmeti Hocam, faziletinize hayranız.
What trouble, Hajji? We were taken by your virtues
Ne zahmeti Hocam, Hadi gidelim, araba bekliyor.
No trouble at all, Hajji, let's go, the car is waiting
Ne zahmeti kızım, siz misafirimizsiniz.
It's no trouble. You're my guests.
Yok canım ne zahmeti.
No. It was no bother.
Ne zahmeti, ama söylemeliyim hiç etim yok.
It is nothing, but I must tell you... I don't have any meat.
- Ne zahmeti
- We wanted to.
- Ne zahmeti canım, zevk duyarım.
It's no bother. I'll do it.
Ne zahmeti canım.
Oh, it's no trouble, darling.
- Ne zahmeti, oğlum.
- Come on...
Ne zahmeti canım!
No trouble at all.
Ne zahmeti, canım.
It's no trouble, sweetie.
Ne zahmeti Uğurcuğum.
What inconvenience?
- Ne zahmeti.
- Of course not.
- Ne zahmeti.
- Sure, I did.
Ne zahmeti!
It's no bother.
- Ne zahmeti canım.
- But I did.
Ne zahmeti canım.
It's no trouble.
ne zaman oldu 58
ne zaman öldü 28
ne zaman geliyorsun 16
ne zaman 1956
ne zaman istersen 196
ne zamandı bu 24
ne zaman gidiyorsun 81
ne zamandan beri 195
ne zaman olursa 26
ne zaman geldin 79
ne zaman öldü 28
ne zaman geliyorsun 16
ne zaman 1956
ne zaman istersen 196
ne zamandı bu 24
ne zaman gidiyorsun 81
ne zamandan beri 195
ne zaman olursa 26
ne zaman geldin 79